Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
VİZYONERLERİN BULUŞMASI.
Kameranın önünde BMW i7, arkasında ise Nick Knight.
Dünyanın en vizyoner moda fotoğrafçılarından biri olan Nick Knight’ı Yeni BMW i7’yi fotoğraflamaya davet ettik. Yeni BMW i7’nin sunduğu heyecan verici geleceği yansıtan ve otomobil fotoğrafçılığına yeni bir boyut kazandıran fotoğraflara ve Knight ile gerçekleştirdiğimiz özel söyleşiye göz atın.
11.01.2023
Zamanımızın en etkili ve vizyon sahibi fotoğrafçıları arasında yer alan Nick Knight, yaratıcılık ve teknik konusunda sürekli olarak sınırları zorluyor. Ünlü fotoğrafçı, yıllar içinde özellikle moda tasarımcılarıyla yaptığı iş birlikleriyle sanatının sınırlarını keşfe çıkan bir sanatçı olarak ezber bozan çalışmalara imza attı. 1958 doğumlu sanatçı; Yohji Yamamoto, John Galliano ve Alexander McQueen gibi önde gelen tasarımcılarla yaptığı çığır açan iş birlikleri sayesinde moda fotoğrafçılığı dünyasında önemli bir isim haline geldi. Ünlü fotoğrafçı, bu statüsünü geleneksel güzellik anlayışlarına sürekli olarak meydan okumak ve hatta tartışmalı toplumsal konuları ele almak için de kullanıyor.
Knight’ın çalışmalarında en son teknolojilere yer verme tutkusu, onu 2000 yılında SHOWstudio’yu kurmaya yönlendirdi. SHOWstudio internetin büyümesiyle birlikte medyada devrim yaratan bir dijital moda platformu haline geldi. Günümüzde modanın dijital platformlar üzerinden sunulmasını modern teknolojinin getirdiği bir nimet olarak düşünüyorsak, bunu Knight’ın temelini 20 yıl önce attığı gelişmelere borçluyuz. Ünlü fotoğrafçı kendini ve çalışmalarını yeniden keşfetmeye devam ediyor.
Knight, Yeni BMW i7’nin lansmanı kapsamında; geleceği gerçekleşmeden önce görmenin ve hissetmenin verdiği keyfi ifade eden “Forwardism” konseptinden ilham alan bir fotoğraf çekimi gerçekleştirdi. Forwardism, daha iyi bir gelecek için sürekli olarak alışılagelmişe meydan okumayı ifade eden bir konsept. Doğal olarak bu proje, Knight’ın ustalığını konuşturabileceği bir çalışma olarak öne çıkıyor. Fotoğraf çekiminin sonucunda, görmeye alışkın olduğumuz şeyleri alt üst eden etkileyici ve keşifsel bir sanat eserinin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu fotoğraflar, bizi yeni olasılıklar ve duygulardan oluşan bir dünyaya davet ediyor. Cesur, eğlenceli ve düşündürücü nitelikteki bu çalışma, Knight’ın yıllar içinde imzası haline gelen özellikler taşıyor.
Knight ile sanatı ve Yeni BMW i7’i tasvir ediş şekli hakkında konuşmak için sette bir araya geldik. Forwardism konseptiyle ilgili kişisel vizyonunu açıklayan ünlü fotoğrafçı, gelecek için duyduğu heyecanı bizimle paylaştı. Şimdi, hep birlikte yeni bir döneme daha yakından bakma zamanı.
Bay Knight, bir keresinde fotoğrafın doğruyu ve görebildiklerimizi yansıtmakla ilgili olduğunun düşünülmesi nedeniyle yanlış anlaşılan bir araç olduğunu söylemiştiniz. Sizin için fotoğraf, bizim göremediğimiz bir şey yaratmak ve sanatçının algısını yansıtmakla ilgili. Göremediğimiz şeyleri bize nasıl gösteriyorsunuz?
Fotoğraf, zaman bağlamından tamamen kopmuş bir andır. İsteklerimizin yorumlarını yansıtan bir şeyin sadece küçük bir parçasını gösterir. Gördüğümüz şeylerin gerçek bir kaydı değildir. Fotoğraf çekerken önemli olan görmek istediklerim, arzu ettiklerim ve beni şaşırtan şeylerdir.
Yetenekli bir fotoğrafçı bize daha önce hissetmediğimiz şeyleri hissettirebilir. Siz otomobil gibi bilindik bir nesneyi fotoğraflarken nasıl bir yaklaşım benimsediniz?
Bu projeyle yapmak istediğim şey, insanların algılarını biraz olsun özgürleştirmek ve fotoğrafları yeni bir bakış açısıyla yorumlamalarını sağlamaktı. Bu nedenle renk uzayını dijital olarak tersine çevirdim ve ekrana baktığımda kameranın önündeki dünyadan farklı bir dünya gördüm. Burası artık içinde yaşadığımız dünya değildi; aslında var olmayan bir hayal dünyasıydı. Bize yeni şeylerden keyif alma ve yeni şeyler hissetme özgürlüğü sunan bir dünya. Bu dünya bize yeni görme biçimleri sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bizi gerçekliğin getirdiği belirli kararlardan ve sınırlamalardan da kurtarıyor. Ten rengi yeşil veya mavi görünen insanlarla çalışmaktan oldukça keyif aldım ve umarım başkaları da bunu benim kadar özgürleştirici bulur.
Çalışmalarınızın temelinde statükoya meydan okuma, yeni teknolojileri erken dönemde kullanma ve geleceğin ilerisinde olma fikri yer alıyor. Hatta “Gelecek çoğu zaman kendimi bulduğum yer ve orada olmak tuhaf bir his” demiştiniz. Gelecek vizyonlarınızı bugüne nasıl taşıyorsunuz?
Söylediğim bu söz aslında fotoğraf sanatına yönelikti. Ben gerçekten de gelecekte yaşadığımızı düşünüyorum. Çünkü bence, görmediğiniz ancak arzuladığınız bir şeyi yaratmak geleceğe dair bir eylemdir. Bir şeyi arzulama eylemi daima geleceğe yöneliktir. Sahip olmadığınız ancak istediğiniz bir şey. Moda fotoğrafçılığı açısından ifade edecek olursak, fiziksel olarak da gelecekte çalışmış oluyoruz; çünkü fotoğraflar, giysiler görücüye çıkmadan en az altı ay önce çekiliyor.
Moda filmleri söz konusu olduğunda, hikayeyi belirleyen şeyin gösterilen nesne olduğunu söylüyorsunuz. Bu yaklaşımı BMW i7'ye aktardığımızda ne anlam ifade ediyor?
Otomobil, bir dizi değeri ve alınan kararları temsil ediyor. Renkler, dokular ve otomobilin içindeki tüm detaylar bir şey ifade ediyorlar. Bunu aktarabilmek için bu değerleri anlamanız gerekiyor. Aksi takdirde tüm bunları fotoğraflarınızda yeterince ifade edemezsiniz. Bunu, 1980'li yıllarında ortasında Japon tasarımcı Yohji Yamamoto için çalışmaya başladığımda fark etmiştim. Tasarladığı kıyafetler, o dönemde herkesin daha önce gördüklerinden oldukça farklıydı. Bu kıyafetler insan formuna farklı bir bakış açısı getiriyordu ve bu bakış açısıyla ne ifade etmek istediğini anlamaya çalışmıştım. Moda, mevcut olanı reddedip yerine yeni bir şey koymakla ilgili. O dönemde Yamamoto’nun yaptığı şey tam olarak buydu ve bence Yeni BMW i7 ile BMW de aynı şeyi yapıyor.
“Moda, mevcut olanı reddedip yerine yeni bir şey koymakla ilgili. Bence Yeni BMW i7 ile BMW de aynı şeyi yapıyor.”
Bize bu otomobilin sizde canlandırdığı hikayeden biraz daha bahsedebilir misiniz?
Yeni BMW i7'ye bindiğim anda fark ettiğim ilk şey, güvenli ve heyecan verici bir alan deneyimiydi. Bu otomobilin beraberinde getirdiği belirgin bir lüks var. Kendinizi anında güvende hissediyorsunuz ve stresiniz uçup gidiyor. Otomobilin sizin için özel olarak tasarlandığı hissine kapılıyorsunuz, size özel bir deneyim gibi. Bana göre bu da bir lüks. Ayrıca, otomobilin gelecekle belirli düzeyde bir bağlantı kurduğunu fark ettim. Otomobil, şimdiden etrafımızda kendini göstermeye başlayan yeni bir dünya ile etkileşim halinde. Yapay zeka ve teknoloji sürücünün hizmetine sunuluyor ve bu da her sürüşü daha keyifli hale getiriyor. Bir otomobili, moda sektöründe olduğu kadar kolay ve hızlı şekilde değiştiremezsiniz. Ancak, bu model toplumda yaşanan değişimi yansıtıyor.
Yeni BMW i7, Forwardism konseptiyle doğdu ve yeni bir çağın başlangıcını temsil ediyor. Peki, Forwardism konsepti sizin için ne ifade ediyor?
Benim için Forwardism, gelecekten ve toplumdaki köklü değişikliklerin beraberinde getireceklerinden korkmamak anlamına geliyor. Sanal gerçeklik, avatar versiyonlarımız veya yapay zeka gibi kavramlar beni büyülüyor. Bir sanatçı olarak işim, kim olduğumuzu ifade etmek ve duygularımıza dokunan güzel şeyleri kullanarak içinde yaşamak istediğimiz bir dünya yaratmak. Bunu yapmak için sanatıma geleceği, robot teknolojisini ve yapay zekayı dahil etmem gerekiyor. Toplumun sanatsal vizyonuyla daha iyi bir gelecek yaratmak için yeni olasılıkları değerlendirmem gerekiyor. İnsanlıkla ilgisi olan bir Forwardism anlayışı görmek istiyorum. Teknoloji, daha iyi insanlar olmamızı sağlayabilir. Ancak, bunu başarmak için teknolojiyi insani yönlerimizden ve bizim için önemli olan şeylerden uzaklaşmadan kullanmanın bir yolunu bulmalıyız.
“Benim için Forwardism, gelecekten korkmamak anlamına geliyor. İnsanlıkla ilgisi olan bir Forwardism anlayışı görmek istiyorum. Teknolojiyi insani yönlerimizden ve bizim için önemli olan şeylerden uzaklaşmadan kullanmanın bir yolunu bulmalıyız.”
Peki, Forwardism konsepti Yeni BMW i7 ile gerçekleştirdiğiniz çalışmanıza nasıl yansıyor?
Forwardism anlayışının geçmişe bakmak yerine geleceğe doğru ilerlemekle ilgili olmasını seviyorum. Bana göre, kendimizi gerçekten ifade edebilmemizin ve kendi sınırlarımızı aşabilmenin tek yolu bu. Bu yüzden, bu çekim için renkleri tersine çevirmeye ve “daha önce görmediğiniz, yeni bir şey” izlenimi uyandıracak bir renk uzayında çalışmaya karar verdim. İnsanları yeni şeyleri ve geleceğin ilerisinde düşünmeye sevk eden görseller yaratma sürecinde başlangıç noktam bu oldu. Çalışmamın daha önce görülmüş hiçbir şeye benzememesi benim için önemliydi.
Çoğu insan Metaverse fikrini henüz tam olarak kavramamış olsa da siz şimdiden avatarları, canlı sanal etkinlikleri ve bu evrenin moda dünyası için anlamını keşfediyorsunuz. Peki bundan sonra sizi gelecekte neler bekliyor?
Beni en çok heyecanlandıran şey Metaverse evrenini daha yakından incelemek. Pek çok olasılığı önümüze seren bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Muazzam miktarda bilginin erişilebilir hale gelmesi ve insanlarla iletişim kurmanın yeni yöntemleri oldukça büyüleyici. Şu sıralar kendimin 3D versiyonunu tasarlıyorum. Böylece Metaverse evreninde nasıl görünmek istediğime karar verebilirim. Belki gerçekte olduğum gibi veya tamamen farklı şekilde görünebilirim. Hayatlarımızı zenginleştirmek için pek çok yeni olasılığa sahibiz. Gelecekte, insanlık olarak kim olduğumuza ve nasıl davranmak istediğimize dair yeni yanıtlar bulmamız gerekecek ve bence sanal dünya bize bu konuda yardımcı olabilir. Bu tarz yeni olasılıklar hakkında daha çok şey öğrendikçe içinde yaşadığımız dönem bana daha da büyük bir heyecan veriyor.
THIS IS FORWARDISM.
Bu yazıyı, “THIS IS FORWARDISM” serisi kapsamında hazırladık. Bu serimizde, geleceği şekillendirecek kolektif zihniyetle hareket edenler için yazılmış, onlara ait hikayeleri paylaşıyoruz. Kendini geleceğe adayarak daha fazlası için durmadan çalışanlar için. Sadece kendilerini değil, çevrelerini de zenginleştirenler için. Gelişimi ve gelişmeyi doğal koşulları olarak benimseyenler için. Forwardism, geleceği gerçekleşmeden önce görmenin ve hissetmenin verdiği keyfi ve gelecekte daha iyi bir deneyime yelken açmak için alışılagelmişe sürekli olarak meydan okumayı ifade ediyor.
* Yazar: Jelena Pecic; Fotoğraflar: Nick Knight, Britt Lloyd; Tasarım: Madita O’Sullivan | Yazı için kaynak: https://www.bmw.com/en/magazine/design/nick-knight-photography-bmw-i7.html