Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
TASARIM DÜNYASININ İKİ DEVİ
BİR ARADA.
İki tasarım devinin buluşması: Biri 20. yüzyılın en etkili otomobil tasarımcısı, diğeri ise BMW Group tasarım ekibinin etkileyici ve bir o kadar da zorlu yeni dönemine liderlik eden kişi. Como Gölü’nde gerçekleşen Concorso d’Eleganza Villa d’Este sırasında Giorgio Giugiaro ve Adrian van Hooydonk ile bir araya geldik ve Giugiaro’nun tasarladığı efsanevi BMW M1, BMW tasarımlarının geleceği ve karşı karşıya kaldıkları tasarım zorlukları hakkında konuştuk.
27.11.2022
O zaman hem geçmişe hem de geleceğe dair bir soru geliyor: Bugün burada BMW M’in 50. yılını kutlamak için bulunuyoruz, peki bu büyüleyici ortamda göz kamaştırıcı BMW M1'i gördüğünüzde nasıl hissediyorsunuz?
Giugiaro: Tüm hayatını araştırmaya ve tasarıma adamış biri genelde yaptığı işin iyi veya anlamlı olup olmadığını ancak onlarca yıl sonra görebilir. Aynı zamanda geçmişte neyi daha iyi yapabileceğini görür. Burada BMW M1’i görmek benim için bir sürpriz oldu. Kulağa biraz kendini beğenmiş gelebilir ama hoş bir sürprizdi. Bu otomobilin hala bir “raison d’être” yani bir var olma sebebi olduğunu düşünüyorum.
Adrian van Hooydonk: BMW M1'e baktığımda oldukça heyecan verici olmakla birlikte karmaşık olmayan bir otomobil görüyorum. Üstelik bu kompakt bir spor otomobil. İşte bu üç bileşeni seviyorum. Bu yüzden BMW M1, ortaya güçlü bir karakter koymanın yanında heyecan verici bir otomobil yaratmak için bazı şeyleri zorlamanıza gerek olmadığının olağanüstü bir örneği ve öyle olmaya da devam edecek.
Sürüşe çıkmak ister misiniz?
van Hooydonk: Tabii ki! BMW M1'i zaten kullanmıştım, benim gibi çok uzun boylular için üretilmemiş olmasına rağmen içine sığabileceğiniz otomobillerden biri.
Giugiaro: Ferahlığı sayesinde Sayın van Hooydonk'un bile sığabileceği bir spor otomobil, yani sıkışık olduğu söylenemez; bu açıdan son derece evcilleştirilmiş bir spor otomobil.
BMW M1'in alışılmadık tasarımı 1978'de BMW için ne ifade ediyordu?
van Hooydonk: İlk %100 BMW M modeli BMW M1 idi. Hepimizin bildiği gibi BMW M yolda kullanıma uygun otomobiller yaratma fikri olan bir motor sporları şirketi olarak başladı. BMW M1 de bu otomobillerin ilkiydi. En başından itibaren bir performans otomobili olarak tasarlandı. Fakat Sayın Giugiaro tüm bu hikâyeyi çok daha iyi bilir.
Giugiaro: Tasarım ve mimaride büyük değişikliklerin olduğu bir zamandı. Çeşitli tasarım gereklilikleri yüzünden seri üretim araçların “yassılaştığı” bir zaman. BMW M1, bu döneme özgü karakteristik özellikleri harika bir şekilde yansıtıyor: Mümkün olduğunca geniş ve açılı bir tasarıma sahip. Asıl soru geçtiğimiz onlarca yıldaki değişiklikler nedeniyle etkisini yitirip yitirmediği veya bir avantaj elde edip etmediğidir. Bu, yoruma açık bir konu. Değişim kaçınılmaz, bu böyle. Geçmişte BMW M1 ve yüksek performanslı seri üretim araçlar arasında büyük bir fark vardı, bugünse her şey birbirine daha yakın.
van Hooydonk: Sayın Giugiaro ve ekibi BMW M1'i tasarlarken “basit fakat akılcı” olarak nitelendirebileceğimiz bir prensibi dikkate almış: Yuvarlak hatlara sahip olan bir otomobilin kısa görüneceği prensibi. Açılı tasarımı sayesinde BMW M1 daha uzun ve geniş görünmesinin yanı sıra çok daha şık bir görünüm sunuyor.
Sayın van Hooydonk, BMW'nin tasarım dilinde hangi özellikler ön plana çıkıyor?
van Hooydonk: BMW'de her şey oranlarla ve hareketsizken bile hareket halindeymiş gibi görünen bir otomobil tasarlamakla ilgili. Aynı zamanda çok fazla kıvrıma sahip olmayan ancak ortaya güçlü bir karakter koyan bir tasarım yaratma meselesi. Bugünlerde BMW Group pek çok otomobil üretiyor. İşin en zor kısmı ise ürettiğimiz her otomobile kendine özgü bir karakter kazandırmak, işte her gün bunun için uğraşıyoruz. Fakat en önemli şey görevini olabildiğince basit ve açık bir şekilde yerine getirmesi. Otomobilin harika görünmesi için karmaşık bir tasarıma sahip olmasına gerek yok.
Sayın Giugiaro, BMW Design'ın gelişimine baktığınızda, özellikle de BMW Group Design'ın başında Sayın van Hooydonk'un olduğu son birkaç yıl göz önünde bulundurulduğunda sizi en çok etkileyen veya şaşırtan şey ne oldu?
Giugiaro: Satış baskısının üreticileri daha agresif ve farklı formlar yaratmaya zorladığını düşünüyorum. Açıkçası sürekli yeni tasarım arayışında olunması ikimizi de endişelendiren bir konu. Günümüzde rekabet çok yoğun; bu nedenle “kimlik kazanmak” oldukça önemli bir konu olmasına rağmen sadece bu yeterli olmuyor, pek çok detay aranıyor. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu bir eleştiriden ziyade bir gözlem. Ne de olsa ben ilk ve öncelikli olarak bir mühendisim, tasarımcı değil. İnsanlar artık ne yapmaları gerektiğini bilmiyor. Araştırma kısmen ağır ilerliyor ve yeni tasarım detayları arama işi kontrolden çıkıyor. Fakat bunu bir kenara bırakırsak; BMW hala iddiasını koruyor ve belirgin, etkileyici tasarımlara sahip mükemmel otomobiller yaratmaya devam ediyor.
Günümüzde yeni bir otomobil tasarlamaya ilişkin temel faktörleri düşündüğümüzde, gelecekte bu faktörlerin gittikçe daha karmaşık hale geleceğini söyleyebilir miyiz?
van Hooydonk: Bir otomobil çok fazla bağımsız parçadan oluşuyor, dolayısıyla evet söyleyebiliriz. Örneğin; bir far 60 parçadan, bir stop lambası ise 40 parçadan oluşuyor, bu da tasarım sürecini son derece zorlu hale getiriyor. Bu yüzden Sayın Giugiaro ile tamamen aynı fikirdeyim. Ortaya anlaşılır, basit bir tasarım dili çıkarmayı başarabilirseniz zamana karşı dayanacaktır. Ancak genelde pek çok karmaşık yasaya uymak zorunda olduğumuzdan, bu günlerde sadece otomobilin nasıl görüneceğine odaklanmak çok daha güç. Çok sayıda rakibimiz de var. Fakat BMW Design güçlü karakteriyle öne çıkan tasarım diliyle her zaman kendi yoluna ilerlemeye devam edecek.
Sayın van Hooydonk, gelecek birkaç yılda BMW Design'da elektrifikasyon, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik bakımından neler beklemeliyiz?
van Hooydonk: Gelecek beş yıl içinde teknolojide büyük değişiklikler yaşayacağız. Bunu BMW Design'da önemli bir değişiklik fırsatı olarak görüyoruz. Çok daha özgün, çok daha modern ve çok daha net olacak. Herkes bu değişiklikleri ilk bakışta fark edebilecek fakat aynı zamanda bu otomobillerin bir BMW otomobili olduğunu da hemen anlayabilecek.
Sona gelirken biraz felsefe yapalım: Otomobil tasarımının tüm hayatımızı değiştirebileceğine veya dünyayı daha iyi bir yer haline getirebileceğine inanıyor musunuz?
van Hooydonk: Tasarımımızın toplumda büyük bir etkisi olduğuna eminim. Bir otomobil tasarladığımızda baktığımız ilk şey kaynakları sürdürülebilir ve sorumlu bir şekilde nasıl kullanabileceğimizdir. Bir BMW üretmek için ihtiyacımız olan enerjiyi ölçüyoruz. Fakat sonuçta müşteriler bir otomobili alıp almamaya tasarımına bakarak karar veriyor. Bir taraftan otomobil üretiminin ekonomik ve ekolojik zorluklarının, diğer taraftan da ortaya güzel bir şey çıkarma kaygısının üstesinden gelebilirsek müşterilerin davranışlarını duygusal açıdan etkileyebilir ve esin kaynağı olabiliriz. Bu bizim en büyük sorumluluğumuz ve toplumda insanlara ne yapmamaları gerektiğini söylemekten daha büyük bir değişikliğe neden olabilir.
Giugiaro: Bugünlerde her şey maliyet, performans ve estetikle ilgili. Yeni nesiller için her geçen gün otomobilin diğer özellikleri daha cazip hale geliyor olsa bile estetik faktörü hala önemli. Bu ticari ve ekonomik bir konu. Yürürlüğe giren yasalar vatandaşların refahını artırmalı. Bunlar tüm dünyada Sayın van Hooydonk ve ekibinin üstesinden gelmesi gereken güvenlik mevzuatı haline geldi. Her şey birbirine uygun olmalı ve eşleşmeli. Otomobil üreticileri için zorlu bir görev ve tüketicilerin büyük çoğunluğu bundan habersiz. Fakat otomobilin giderek sosyal ilgi odağı olduğunu her geçen gün daha fazla görüyorum.
* Yazar: Barnabas Szoecs; Sanat: Verena Aichinger, Madita O‘Sullivan; Fotoğraflar: Alex Majoli/Magnum Photos | Yazı için kaynak: https://www.bmw.com/en/magazine/design/giorgio-giugiaro-meets-adrian-van-hooydonk.html