SON BİR KAÇAMAK.

İstanbul'un Anadolu yakasında, Karadeniz sahillerindeki Şile'ye bir yaz ya da kış kaçamağı için yolunuz elbet düşmüştür; peki Saklıgöl'e? Saklıgöl'e Ümraniye'den Şile yönüne saptıktan yaklaşık bir saat sonra, Şile merkezin tam tersi istikamete giderek ulaşılabiliyor. Doğal bir göl olmayan Saklıgöl, ormanlara doğru yükselmiş baraj sularıyla oluşmuş, saklı bir cennet. Suları yaz aylarında ormanların yeşilini yansıtan göl, sonbahar mevsiminde ise bambaşka tonlara bürünüyor. Gölün etrafında yapacağınız yürüyüş sırasında, göle doğru kurulmuş ahşap platformlarda soluklanabillir, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

Beykoz, İstanbul'un en yeşil ilçelerinden biri… Sahilden beş kilometre uzaklıktaki Akbaba Köyü yolu üzerinde, Kaymakdoyuran Ormanı'nı bulacaksınız. Ahşap masalarla donatılmış birçok piknik alanı bulunan ve yaz aylarında yoğun ilgi gören bu ormanlık alan, sonbahar aylarında çok daha sakin oluyor. Orman yürüyüşleri sırasında sincaplarla saklambaç oynayabilir, kestane toplayarak bu doğa kaçamağınızı küçük ve lezzetli bir ödülle sonlandırabilirsiniz.

Bu sefer il sınırını geçeceksiniz ama Gebze de çok uzak sayılmaz! Fabrikaların yoğunlaştığı, sanayinin kalbinin attığı bir ilçe olarak bilinse de Gebze, çevresinde birçok doğal alan barındırıyor. Ballıkayalar Tabiat Parkı da bunlardan biri. İstanbul - Ankara otobanına girdikten yarım saat sonra, Dilovası sapağından çıkarak ulaşabiliyorsunuz. Dere kenarında piknik yapmak için tercih edebileceğiniz bu tabiat parkı, aynı zamanda macera sporlarına gönül vermiş olanların ve kaya tırmanışı denemek isteyenlerin de sıkça uğradığı bir adres.

Deniz ve ormanın birleştiği noktada, tertemiz havayı içinize çekmek için, istikamet Kırklareli. Demirköy ilçesine yarım saat uzaklıkta olan bu sahil kasabası, tertemiz uzun kumsalı ve masmavi sularıyla tanınıyor. Fakat hepsinden önce İğneada'yı özel kılan, Avrupa'nın en büyük longoz ormanlarını barındırması. Sonbahar aylarında yeşilin sarıya, turuncunun kırmızıya karıştığı ormanda, kuş cıvıltıları eşliğinde bir görsel şölen sizi bekliyor. Upuzun bir yürüyüş sırasında birçok bitki ve hayvan türüne rastlayacak, ağaçlar arasına saklanmış göllerle karşılaştıkça doğanın güzelliği karşılığında büyüleneceksiniz.

İstanbul'a iki buçuk saat uzaklıktaki Vize yakınlarında bulunan Kıyıköy, aslında bir kamp rotası. Yaz aylarına göre kamp yapanların sayısının azaldığı sonbahar mevsiminde ise ormanın içinden geçerek denizle buluşmak, deniz kokusunu içinize çekmek için ideal bir soluklanma noktası. Pabuçdere ve Kazandere adlı iki dere Kıyıköy'den Karadeniz'e dökülüyor. Derelerin iki yanında ise Trakya'nın yegâne karaçam ormanları uzanıyor. Üstelik tarih meraklıları için de güzel bir sürprizi var Kıyıköy'ün: Dünyanın en eski taş oyma manastırlarından Aya Nikola Manastırı burada bulunuyor.

Uçmakdere, İstanbul'a üç saat uzaklıktaki Şarköy’de, Marmara Denizi kıyısında bulunuyor. Bir yanda çınar ağaçlarının gölgesindeki kamp alanları, bir yanda sakin bir deniz. Bir yanda sakin bir köy, bir yanda kalbi doğa aktiviteleri ve doğa sporları için atan bir sahil. Özellikle yamaç paraşütü için Marmara Bölgesi’nin en çok tercih edilen yerlerinden biri olan Uçmakdere’de hiking, yüzme ve dağcılık da seçenekleriniz arasında. Göklerde süzülmek istiyorsanız mevsim ne olursa olsun buraya gelebilirsiniz. Birden fazla uçuş kulübü bulunan Uçmakdere, yılın dört mevsimi, üç farklı atlayış noktasıyla size kucak açacak.

Doğada sakin bir hafta sonu mu dediniz? Torkul Gölü'nü de içinde barındıran Torkul Yaylası, İstanbul'dan üç buçuk saat uzaklıkta, Düzce'de. Gölde kurallar dahilinde balık tutmak da, kamp yapmak da mümkün. Torkul Gölü, çok küçük bir göl, bir gölet. Bu yüzden gölün etrafını turlayacak bir yürüyüşü çok kısa sürede tamamlamanız mümkün olacak. Daha uzun bir yürüyüş rotası arıyorsanız gölet kenarından yaylaya tırmanabilir, hatta Torkul ve Odayeri yaylaları arasındaki 6 km. uzunluğundaki parkurda bir trekking turuna çıkabilirsiniz. Hangi seçeneği tercih ederseniz edin, ciğerleriniz oksijene doyacak, orası kesin.

Mudurnu yakınlarında, Sakarya - Bolu sınırında bulunan Sülüklügöl de tıpkı Torkul Gölü gibi bir gölet; Tavşansuyu deresindeki heyelan sonucu oluşmuş. Göletin etrafı gür ormanlarla çevrili, dolayısıyla ulaşımı bir noktadan sonra zorlaşabiliyor - fakat bu, çevresindeki göllere oranla çok daha iyi korunmasını sağlamış. Telefonunuzun muhtemelen çalışmayacağı, her şeyden tam anlamıyla uzaklaşacağınız birkaç saate ihtiyacınız varsa Sülüklügöl tam size göre bir keşif rotası. Gölde balık tutmak, çevresinde avlanmak yasak; fakat dilerseniz kamp yaparak ziyaretinizin ve sükunetinizin süresini uzatabiliyorsunuz.

Herkesin gidilecek yerler listesinde yer alan, adını mutlaka bildiği Yedigöller Millî Parkı’na gerçek bir keşif rotası demek tabii ki mümkün değil. Fakat sonbaharı gerçek anlamda yaşayabileceğiniz, sonbaharın renklerini tüm büyüsüyle tecrübe edebileceğiniz bu muhteşem bölgede herkes doğaya ya da kendine dair bir şeyler keşfedecektir eminiz. Yedigöller, İstanbul'a dört buçuk saat uzaklıkta. Fakat üzülmeyin, hemen dönmek zorunda değilsiniz. Kamp yapmak serbest ve farklı noktalardaki bungalovlarda konaklamak mümkün. Yedigöller Millî Parkı, adı üzerinde, yedi göl ve çevrelerindeki ormanlık alandan oluşuyor: Büyük Göl, Küçük Göl, Serin Göl, Derin Göl, Nazlı Göl, İnce Göl ve Sazlı Göl… Zamanınızı hangi gölün çevresine ayıracağınızı, konaklayacaksanız hangi gölün kenarında konaklayacağınızı seçmek size kalmış. Her biri doğanın muhteşem manzaralarına, binlerce renk tonuna sahip.