BMW i VISION CIRCULAR.

Otomobillerin tüm yaşam döngüleri boyunca neden oldukları CO2 emisyonlarını azaltmak, iklime zararsız bir kimliğe kavuşmak isteyen BMW Group’un kilit hedefleri arasında başı çekiyor. Ürün portföyünde elektrikli çözümlere geçen ve üretimde yenilenebilir enerjiye ağırlık veren şirket bir yandan da özellikle döngüsel ekonomi prensiplerine ve ikincil malzemelerin kullanımına odaklanıyor. Bu tür malzemeler, tıpkı ikincil alüminyum ve ikincil çelik gibi atıkların geri dönüştürülmesi ile elde edilip yeniden kullanılabiliyor. Birincil malzemelerin çıkarılmasına ve üretilmesine kıyasla çevre açısından çok daha zararsız olan ikincil malzeme tedarik süreci aynı zamanda daha az karbon salımı ile sonuçlanıyor. Bu durum, özellikle de tedarik zinciri açısından bakıldığında, bir otomobilin karbon ayak izinde önemli oranda küçülme sağlanması anlamına geliyor. Günümüzde, BMW Group otomobilleri ortalama olarak neredeyse %30 oranında geri dönüştürülmüş ve tekrar kullanıma kazandırılmış malzemelerden üretiliyor. İkincil malzeme yaklaşımı ile bu oranın kademeli olarak %50 seviyesine çıkartılması hedefleniyor.

BMW AG Yönetim Kurulu Başkanı Oliver Zipse, konu hakkında şu açıklamalarda bulunuyor: “Sürdürülebilir mobilite söz konusu olduğunda BMW i Vision Circular, çok yönlü ve titiz düşünce biçimimizin bir yansıması olarak öne çıkıyor ve döngüsel ekonominin gelişiminde öncü bir rol oynamaya ne kadar hevesli olduğumuzu simgeliyor.”

BMW Group Tasarım Birimi Başkanı Adrian van Hooydonk, otomobili açıklamak için şu sözleri kullanıyor: “BMW i Vision Circular için tasarım sürecinde en baştan itibaren döngüsellik kavramı üzerine odaklandık. Bunun bir getirisi olarak Vision serisine ait bu otomobil; sürdürülebilirliği yeni ve ilham verici bir estetikle birleştiren yenilikçi fikirlerle donatıldı, bu yaklaşıma ‘döngüsel tasarım’ adını veriyoruz.”

Döngüsel tasarım dört prensip üzerinden şekilleniyor: TEKRAR DÜŞÜN, SADELEŞTİR, TEKRAR KULLAN ve GERİ DÖNÜŞTÜR.

Sadelik anlayışının benimsendiği ön tasarım, döngüsel tasarımın estetik gücünü açık bir şekilde ortaya koyuyor. “TEKRAR DÜŞÜN” ve “TEKRAR KULLAN” prensiplerine uygun olarak, ön tasarımda kullanılan parçaların sayısı mümkün olduğunca minimumda tutuluyor. Böbrek Izgaraları, krom çerçeve yerine yeniden yorumlanan dijital bir yüzeye kavuşuyor. Bu Böbrek Yüzeyleri ön tasarımın tamamına yayılarak ızgaraları farlarla birleştiriyor ve BMW’nin net bir simgesi olmaya devam edecek olan özgün “çift bölümlü” görünümü oluşturuyor. Bununla birlikte Böbrek Yüzeyleri grafik bir arayüze dönüşüyor. Dijital tasarım, gelecekte farlar ve tamponlar arasındaki geometrik farklılıkları ortadan kaldırarak kullanılan malzeme ve alet sayısının azaltılmasına yardımcı olabilir.

Otomobile yan profilden bakıldığında göze yine döngüsel tasarım yaklaşımının sadeliği çarpıyor. Az sayıda parçadan oluşan ve “tek hacimli” net bir tasarıma sahip olan BMW i Vision Circular’da kullanılan farklı malzemelerin sayısı minimumda tutuluyor. Tasarım dili bu bölümde de net ve dolambaçsız. Bununla birlikte, oranlara baktığımızda BMW’nin yeni bir yönde ilerlediğini görebiliyoruz. Önden arkaya doğru kesintisiz ve tek bir hacim formunda uzanan otomobil küçük bir ayak izi kaplamasına rağmen oldukça bonkör bir iç tasarım vadediyor. Yükselen tavan çizgisi ve dengeli şekilde ileriye doğru biçimlendirilmiş rüzgar akış sacı hareketsiz durumdayken bile otomobilin kompakt silüetine sanki yol üzerindeymiş gibi dinamik bir akıcılık kazandırıyor. Neredeyse otomobilin dış sınırlarını belirleyen jantlar belirgin şekilde yayılan çamurluk davlumbazları ile bir araya gelerek zemine yakın, sportif bir duruş yaratıyor. Bu Vision otomobili, elektrikli mimarisinin de yardımıyla lüks bir iç tasarımı küçük ayak izine sahip bir mobilite çözümüyle birleştiriyor.

BMW i Vision Circular’ın dış tasarımında boyadan kasıtlı olarak kaçınılıyor. Bunun yerine, ana gövdede açık altın rengi efektli ikincil alüminyum kullanılıyor. Bu Eloksallı Mistik Bronz tonunun verdiği sıcaklık hissi arka bölümde kullanılan ısıl işlem görmüş çeliğin daha hareketli ve renk bakımından zengin yüzeyi ile muhteşem bir kontrast yaratıyor. Mavimsi mor yüzeylerin etkileyici bir etkileşimini sunan ve bulutsu görünümü ile her türlü otomobile oldukça bireysel bir hava kazandırma potansiyeline sahip Sıcak Mavi Çelik rengini ısıl işlem ortaya çıkarıyor. Muhtelif yüzeylere uygulanan rafine işlemleri çarpıcı bir görsel etki yaratırken tekrar kullanılabilirliği optimum düzeye taşımak için iki metal türünün ham özelliklerini koruyor. Bu yaklaşım, yenilikçi işlemler sayesinde gelecekte boya işçiliğine gerek kalmadan yüzeyleri işlemenin mümkün olacağını gözler önüne seriyor.

“Canlı Mavi Kauçuk” malzemeye sahip lastikler, sürdürülebilir olarak yetiştirilen sertifikalı doğal kauçuktan üretiliyor ve hafifçe şeffaf bir görünüm sunuyor. Lastikleri güçlendirmek, dikkat çekici bir “terrazzo” etkisi yaratmak ve malzemelerin yeniden kullanımını bilinçli olarak vurgulamak üzere geri dönüştürülmüş ve renklendirilmiş kauçuk parçacıkları lastik bileşiğine fazladan ekleniyor. Jantlar ise malzeme kullanımını en aza indirmek üzere tasarlanarak üretiliyor. Yüksek derecede geçirgenliğe sahip jant merkezleri frenler için soğutma işlevi sağlarken jantların dış bölümündeki daha kapalı yüzeyler mümkün olan en üst düzey aerodinamik verimliliği garanti ediyor. Jantlar yerlerine, jant göbeğini süsleyen ve sofistike bir görsel vurgu oluşturan “keyifli füzyon” tipi hızlı sabitleyici kullanılarak sabitleniyor. Cam tavanın arka bölümüne merkezi olarak entegre edilmiş dar profilli bir kanat yalnızca yukarıdan bakıldığında görülebiliyor. İletişim ve anten teknolojilerinin yer aldığı bu bölüm aynı zamanda otomobilin durumu (açık/kapalı, bataryanın şarj seviyesi, vb.) hakkında bilgi sağlıyor. Yüksek olarak monte edilmiş merkezi stop lambası da bu bölüme entegre edilmiş olarak karşımıza çıkıyor.

Otomobilin arka tasarımında sade ve net bir görünüm hakim. Tüm görüntü yüzeyleri ve aydınlatma fonksiyonları koyu renkli camdan yapılmış bagaj kapağına görünmez şekilde entegre edilerek ön tasarımda benimsenen yaklaşımın bir benzeri takip ediliyor. Otomobil çalışmadığı zaman koyu renkli cam yüzey üzerinde yalnızca iki boyutlu BMW logosu görünüyor. Otomobil çalıştırıldığında ise arka tasarımdaki fonksiyonel aydınlatma öğeleri ve şerit biçimli grafik de etkinleşiyor. Bagaj kapağının altında, ikincil çelikten yapılmış keskin hatlı bir yüzey çarpıcı şekilde yatay bir hareket oluşturuyor. Bu bölümdeki hafif yükselme, arka tasarıma dinamik bir hava kazandırırken birinci sınıf bir bordür oluşturuyor. Daha aşağıya doğru indiğimizde kusursuz şekilde minimalize edilmiş ve aerodinamik açıdan optimum hale getirilmiş siyah renkli tampon karşımıza çıkıyor.

BMW i Vision Circular’ın iç tasarımında, çevreye ve doğal kaynaklara karşı sorumlu bir yaklaşımın göstergesi olan malzemeler ve üretim süreçleri kullanılarak lüks bir ambiyans yaratmak amaçlanıyor. Bu bakımdan, döngüsel ekonomi ve amaca yönelik malzeme seçimi söz konusu olduğunda, BMW i Vision Circular’ın iç tasarımı gelecekte nelerin mümkün olabileceğini gösteriyor ve bu süreçte tanık olabileceğimiz ilgi çekici estetik anlayışını vurguluyor. Bu konsept, mono malzeme formundaki doğru temel bileşenlerin kullanımının yanı sıra sonraki aşamalarda parça sökme ve ayırma işlemleri için ideal uygunluğu sağlamak üzere yapıştırıcı kullanımından kaçınan yeni ve akıllı birleştirme tekniklerini içeriyor. Atık malzeme miktarını en aza indirmek için tüm bileşenlerin ve malzemelerin 3 boyutlu baskı gibi yöntemler kullanılarak tam olarak yerlerine oturacak şekilde üretilmeleri planlanıyor. Tüm malzeme fazlalıklarının ise sistematik olarak malzeme döngüsüne geri kazandırılması öngörülüyor.

Otomobilin dış tasarımında pencerelerin altında yer alan görüntü ve işletim yüzeyine otomobilin içinde de rastlamak da mümkün. Bu özellik, iç tasarım ile dış tasarım arasında bağlayıcı bir detay oluşturuyor. Bu yüzey, otomobilin iç bölümünde de arkaya doğru uzanarak Hofmeister kıvrımını çevreliyor. Ön konsolla aynı kristalize görünüme sahip olan bu yüzey ortam aydınlatmasıyla birlikte kabin içinde merak uyandırıcı ve mistik bir hava yaratıyor. Bu yüzeyde ek olarak bazı fonksiyonlar da bulunuyor. Bunlar arasında elektrikli cam ve kapı açma düğmelerinin yanı sıra tavandaki güneşlik için kumanda öğeleri yer alıyor. Kapılarda kullanılan tek elektronik bileşen olan yüzey, bu özelliğiyle otomobil demonte edilirken tek bir modül olarak kolayca çıkartılıp ayrılabiliyor.

Ön cam bağlantısının belirgin bir şekilde arkaya doğru uzanması, arka bölümdeki yolcuların mekanik gölgeleme işlevli ayrı bir cam tavana sahip olmasını sağlıyor. Bu fonksiyon, gölgeleme derecesini %50 ile %100 arasında değiştirmek için birbirlerine doğru yaklaştırılabilen paralel çizgilerden oluşan bir desene sahip iki cam panel sayesinde çalışıyor. Gölgeleme işlevi için iki panel kullanılması, otomobilin yüksekliğini artırmayan oldukça ince bir tasarıma olanak tanıyor. Bu bölümde kullanılan akıllı grafik tasarım, herhangi bir ek teknolojiye veya elektronik aksama gerek kalmadan maksimum etkiyi yaratan bir yeniliğe ön ayak oluyor.

BMW i Vision Circular’ın özel ses tasarımı, BMW Group Kreatif Direktörü Renzo Vitale ile birlikte çalışan besteci Hans Zimmer tarafından geliştirildi. Bu tasarım, döngüsel anlayışı duyulabilir bir forma taşıyor. Konuyu açıklarken “Fikrin temelinde otomobilin içinde duyduğumuz seslere yeni bir yaşam zerk etmeye devam etmek için farklı ses örneklerini bir araya getirmek yatıyordu, tıpkı otomobilde kullanılan malzemelerin kendilerine yeni bir yaşam bulması gibi” diyen Hans Zimmer, sözlerine söyle devam ediyor: “Neredeyse sonsuz bir ömre sahip olma potansiyeli taşıyan nesneler konsepti, geçmiş çağlardan kalma fiziksel enstrümanlardan ses örnekleri kullanmamız için bize ilham verdi; tıpkı dijital döngüselliğin mucizesi sayesinde modern çağda bile hala çalınır durumda olan o meşhur eski çello gibi.” Otomobilde kullanılan malzemeleri bir başlangıç noktası olarak kabul eden ikili, bu malzemelerin ürettiği ses spektrumunu keşfetmek için sesli öğelerden alınan örnekler ve tekrarlar üzerinde deneysel çalışmalar yaptı. Bu kapsamda duyabileceğiniz her tonda dış tasarım yapılarının, iç tasarımdaki alanların, malzemelerin, ışıkların ve görsel animasyonların devinimi saklı.

Şehir içinde sürdürülebilir mobiliteye yönelik bir diğer önemli ölçüt için otomobilin biraz dışına çıkmamız gerekiyor: Maksimum mobilite verimliliği için gerçek zamanlı ve uzun vadeli mevcut trafik verilerinin akıllı kullanımı. BMW Group günümüze kadar dünya yollarında trafiğe çıkan 14 milyondan fazla bağlantılı otomobil üretti. Buna ek olarak, bağlantı derecesi ve kullanılan sensör teknolojisinin hassasiyeti sürekli olarak gelişiyor.