“TASARIM SİZİ YANSITMALI.”

Cajsa ile neden tasarım ve yaratıcılığın bir kişilik ifadesi olduğunu, trendleri nasıl değerlendirdiğini ve ayrıca nasıl kasti bir muhalif duruş geliştirdiğini BMW i4 Konsept’in eşliğinde konuştuk.

Cajsa’nın en bilinen fiziksel özelliği olan ve ruh haline bağlı olarak sarı, pembe veya mavi olabilen kısacık saçları daha ilk bakışta yeni şeyler denemekten korkmadığını gösteriyor. Cesaret isteyen bir saç modeli olduğu kesin ve Casja için bu modele karar verme anı oldukça özelmiş… Cajsa bunu şöyle açıklıyor: “Bu, benim kişiliğimin bir ifadesi. İnsanların kafasında hala sabit cinsiyet imajları var: Bir kadının belli bir görüntüsü olması lazım, uzun saçlı olması lazım… gibi. Alışılmadık olanı keşfetmekten veya farklı görünüşleri denemekten korkmuyorum.”

Kutuplaştırıcı bir görünüşü var ve geleneksel kavramlara uyumlu olmadığından kimi zaman yaptıkları yüzünden eleştiriliyor. “Açıkçası, çizimlerimden birini yayınladığımda veya sıra dışı bir fotoğraf çektiğimde ne beklemem gerektiğini bilemiyorum. Ama benim kendime ait bir vizyonum var. Çalışmalarımın ve tasarımlarımın kişiliğimin bir ifadesi olmasını istiyorum. Benim düşüncelerim. Benim duygularım. Bazı insanlar güçlü bir kişilikten çekinseler de benim kimliğim tam olarak bu tarz bir dürüst öz farkındalık,” diyor Wessberg. Arkadaşları onun kreatif sürecinde önemli bir rol oynuyorlar çünkü ona tarafsız görüşlerini sunuyorlar; bu tam da onun ihtiyaç duyduğu şey. Özellikle de bir şeyler planlandığı gibi gitmediğinde. Alaycı bir ifadeyle şöyle diyor Wessberg: “İşler öyle ya da böyle ters gidecektir ama bu aksaklıklardan çok şey öğrendim ve ne kadar yüksekten düşersem düşeyim her zaman ayaklarımın üzerine ineceğimi biliyorum.”

Wessberg’in çizimleri de en az kıyafetleri kadar renkli, özgün, şakacı ve alışılmadık. Genellikle geçmişten ilham aldığı sitilini “İskandinav cool’luğu” olarak adlandırıyor.

“19. yüzyılın başlarında kullanılan tasarımlar ve kumaşlardan ve bir de Vikingler’den, Picasso’dan ve 1960’lı yıllardan ilham almayı seviyorum.” diyor Wessberg. Kendi kişisel stilini oluşturmak için zengin bir palet kullanıyor. Peki en iyi fikirler ne zaman geliyor? “Çoğunlukla en rastgele zamanlarda ve yerlerde, hiç beklemediğim anlarda. Arkadaşlarımla konuşurken, reklamlardan, ormanda yürüyüş yaparken ilham alıyorum. Özellikle duştayken kendimi yaratıcı buluyorum çünkü duşta gerçekten düşünebiliyorum.”

Wessberg fikirlerinin büyük çoğunluğunu doğadan alıyor. İsveç’te bir ormanın ortasında, 200 yılı aşkın süredir ailesine ait olan ahşap kulübede zaman geçirmek en önemli ilham kaynaklarından biri. “Yazlık evimiz benim için çok özel bir yer, inzivaya çekilebileceğim, kendimi güvende ve korunaklı hissettiğim bir yer. Çocukken tatillerimizin çoğunu burada geçirirdik ve yeni ilhamlar biriktirmek için dilediğim zaman buraya gidebileceğimi bilmek harika bir duygu.”

Pırıl pırıl mavi gözlerinin özgüven yayan, merak uyandıran bir enerjisi var ama Wessberg kendinden bahsederken neredeyse utangaç görünüyor.

Bu şen şakrak İsveçlinin güvendiği bir başka yeteneği daha var, o da trendler. “İster moda ister tasarım için olsun, bir sonraki büyük etkinin ne olacağını aramaktan ve keşfetmeye çalışmaktan gerçekten zevk alıyorum.” Wessberg’in içgüdüleri genellikle doğru çıkıyor. “Bir gün uyandıktan sonra pijamalarımı çıkarmamaya karar verdim. Pijamamın üstünü bir ofis kıyafeti olarak kullandım. Kısa bir süre sonra pijamalardan esinlenen üstler moda çekimlerinin büyük bir kısmını oluşturmaya ve herkes tarafından konuşulmaya başladı.” Wessberg, trendler size iyi bir çerçeve verse de bunlara kendi kişisel dokunuşunu eklemeniz gerektiğini belirtiyor.

Peki, söz konusu otomobil trendleri olduğunda içgüdüleri neler söylüyor? O olsa bir otomobilin iç tasarımını nasıl yapardı? Wessberg’in uzun süre düşünmesine gerek kalmıyor. BMW i4 Konsept modelinin silüeti hakkında konuşurken şunları söylüyor: “Organik, daha az endüstriyel görünümü seviyorum. Büyüleyici bir dinamiği var. Gelecekte doğadan ilham almış unsurları daha fazla göreceğiz. Daha fazla el işi ahşap, akıllı kumaşlar ve tüm duyulara hitap eden tasarımlar.”

Wessberg ayrıca şunları ekliyor: “Yarının otomobillerinin içine hoş bir lamba koyardım. Işığın sihirli bir etkisi var. Bir de peluş battaniye ile çay veya kahve için iki bardaklık bir tutucu. Benim için tasarım daima kimliğinizin bir yansıması olmalı. Çok güçlü karakteri olan otomobiller gibi…