SANAL BİR VAROLUŞ BİÇİMİ.

Her geçen gün Metaverse evreninin daha çok içine girdiğimiz bu dönemde, “kişi” kelimesinin zihnimizde yarattığı çağrışımlar da farklılaşıyor. Aslında sosyal medya uzun zamandır bizi tanımadığımız kişilerin hayatlarını, sanatlarını, işlerini ve çok daha fazlasını bir ekran üzerinden takip etmeye alıştırdı. Gerçek hayatta hiçbir zaman karşılaşmadığımız, dünyanın bambaşka yerlerinde yaşayan kişilerle etkileşim halindeyiz. Konu sanal kişilikler olduğunda da durum çok farklı değil. Katii gibi bir model, Sira gibi bir k-pop sanatçısı ya da 8ubbles gibi bir DJ… Tüm bu popüler sanal kişilikler bize başka bir varoluş biçiminin bulunduğunu kanıtlarken sanatın ve yaratıcılığın fiziksel dünyayla sınırlı olmadığını anımsatıyor.

Sanal kişilikleri daha sık görecek olmamızı sağlayacak nedenlerse çok çeşitli. Katii’yi Calvin Klein için cazip kılan ve markaların da sanal kişiliklere olan ilgisini açıklayan ilk neden, onları işe almanın çok daha kolay ve düşük maliyetli olması. Ayrıca sanal kişilerin yargılamalardan arınmış bir öğrenme ortamı yarattığı ve insanların onlardan gelen yapıcı eleştirilere daha açık olduğu tespit edilmiş durumda. Örneğin; NBA oyuncusu Luka Dončič, “TikTok” hesabını sanal kişilik ‘alter ego’suna devretti. Böylece hayranlarıyla iletişime geçerek karakterini zaman içerisinde geliştirebilecek.

İlginizi çeken bir sanatçı ya da takip etmek istediğiniz bir influencer hakkında nasıl bilgi edinirsiniz? Muhtemelen ilk yapacağınız şey ismini Google’da aratmak ve sosyal medya hesaplarına göz atmak olur. Verdikleri röportajları, katıldıkları etkinlikleri ve parçası oldukları iş birliklerini incelersiniz. İşte “Virtual Humans” isimli web sitesi de sanal kişilikler söz konusu olduğunda tüm bunları bir arada bulabileceğiniz bir haber kaynağı görevini üstleniyor. Sitede moda, müzik, eğlence gibi sektörlerle etkileşim halinde olan sanal influencer’lara dair haberler, verdikleri röportajlar ve biyografileri yer alıyor. Seçtiğiniz bir sanal kişinin biyografisine tıkladığınızda, sırasıyla Instagram profilini, varlık gösterdiği ilk tarihi, nereli olduğunu, kendini ne olarak tanımladığını ve bu zamana dek yaptığı işleri görebiliyorsunuz. Örneğin; en popüler sanal kişiliklerden biri olan influencer Lil Miquela kendisini Los Angeles’lı, 19 yaşında bir kadın robot olarak tanımlıyor. Yani sanal kişiler, kimlik gösteremeseler bile sosyal medyası olan herhangi bir kişi kadar erişilebilirler.

Mesafeli yaklaştığımız ve halen birer bilim kurgu elemanı olarak gördüğümüz sanal kimlikler, zannettiğimizden çok daha popülerler ve müzikten sanata birçok alanda aktifler. Örneğin; Instagram’da 337 bin takipçisi olan Leya Love, Dünya Farkındalık Hareketi’nin sanal bir temsilcisi. Peki bu ne anlama geliyor? Leya, “Life Values: when dreams become true!” isimli, Amazon çok satanlar listesinde yer alan kitabın yazarlarından biri ve Uluslararası İnsan Hakları Komisyonu tarafından düzenlenen Küresel Gençlik Zirvesi’nin 2021 yılındaki konuşmacılarından bir tanesi. Kısacası, sanal kişilikler birer içerik üreticisi olmanın dışına çıkıp insanlığı ilgilendiren konulara dair aktivizm sergileyebiliyor. Başka sanal kişilikler ise daha kaygısız bir yaklaşım ve çoğu ünlü röportajında göremediğimiz bir mizah anlayışı gösterebiliyorlar. Örneğin; sanal kişilik DJ 8ubbles kendisiyle gerçekleştirilen röportajda kendisi için kullanılan “yükselen DJ” ifadesiyle dalga geçerek Spotify’da 4 milyon dinlenmeye ulaştığını, çoktan yükselmiş bir DJ olduğunu ve ona yeni Diplo diyebileceğimizi belirtiyor.

Teknoloji araştırmaları ve danışmanlık şirketi Gartner, 2026 yılına kadar insanların %25’inin günde bir saatten fazlasını Metaverse evreninde geçireceğini tahmin ediyor. Metaverse dünyasıysa kullanılan platformdan bağımsız olarak ortak bir prensip üzerine kurulu: Sanal bir varoluşu olan dijital kişi temsili. Örneğin Microsoft Teams’in Metaverse uyumlu bir versiyonu olan Teams Mesh’te kullanıcılar kişiselleştirilmiş avatarlar yaratıyor ve toplantılara bu avatar olarak katılabiliyorlar. Bu avatar dijital kimliklerinin bir temsili ve Metaverse evrenindeki iletişimlerinin temeli haline geliyor. Bu da Metaverse evrenine girdikçe sanal kişilikleri benimsememizin çok daha kolay olacağının bir göstergesi, zira biz de bir bakıma bu kişilerin arasında yer alacağız. Üstelik avatarlarımızı belirlerken farklı platformların sunduğu ölçülerde yaratıcı olabileceğiz. Başka bir yaşta olmak, farklı bir cinsiyet seçmek ya da hiç seçmemek ya da bir adım öteye gidip insan formundan uzaklaşmak, örneğin bir kuyruğa sahip olmak avatarlarımız için mümkün hale gelecek. Kuyruklardan söz etmişken, BMW de yenilikçi yayın platformu JOYTOPIA’da ziyaretçileri karşılayan tilki ile sanal kişilikleri oyuna dahil etmeye başlamış durumda. Sizi insan gibi konuşan bir tilkinin karşıladığı, hayranlık verici JOYTAPIA evrenine ilk adımlarınızı buradan atabilir, yakından tanıyabilirsiniz.