POMODORO TEKNİĞİ İLE TANIŞIN.

_29.04.2020


Zaman yönetimi, içinde bulunulan sektör fark etmeksizin, iş hayatının en önemli becerilerinden biri. İş için ayrılan süreyi maksimum düzeyde verimli geçirebilmek, gün içinde yapılması gerekenleri belli bir düzene oturtmak, plan yaparak ilerlemek, organize olmak, yüksek performans ve hedef odaklılık; tüm bunlar zamanı etkin bir şekilde kullanabilmekten geçiyor. Özellikle de çalışma hayatlarımızın hızlı temposuna evlerimizde devam ettiğimiz bugünlerde, zamanı doğru şekilde kullanmak çok daha büyük önem taşıyor. Aranızda, evden çalışmalar başladığından beri hiç azalmayan iş yüküne sahip olan ve bununla başa çıkmayı öğrenmek isteyenler olduğuna eminiz. İşte bu noktada, sizleri gerçekten işinize yarayacak Pomodoro tekniği ile tanıştırmak istiyoruz.

POMODORO TEKNİĞİ NASIL UYGULANIR?
Öncelikle, Pomodoro tekniğinde her görevin bölündüğü kısa çalışma aralıkları “Pomodoro” olarak adlandırılıyor ve tekniği uygulamak için ilk olarak, yapılacak esas görevi alt görevlere; yani temel hedefe giden yolda atılması gereken küçük adımlara ayırmak gerekiyor. Her bir alt hedef üzerinde çalışılacak süre ise, bu tekniğe göre 25 dakika olmalı. Evet, ilk bakışta çok uzun bir süre gibi görünmüyor olabilir ancak başka hiçbir şeyle ilgilenmeden, yalnızca üzerinde olduğunuz işe odaklanarak geçirdiğiniz 25 dakika, size saatler kazandırabiliyor. Tabii bu, her alt görev 25 dakika sürmeli anlamına gelmiyor; siz tamamlanması gereken işlerinizin yoğunluğuna ve kapsamına göre, bu sürenin içine hangi görevleri dahil edeceğinizi ve hangilerini diğer periyoda bırakacağınızı ihtiyacınıza göre planlayabilirsiniz. Burada önemli olan nokta, tek bir hedefi alt hedeflere bölerek, onu daha kolay tamamlanabilir hale getirmek ve zamanı en verimli şekilde değerlendirmek.

25 dakika dolduktan sonra, ister alt hedefe ulaşılmış olsun, ister olmasın; mutlaka 5 dakika mola veriliyor. Bu molayı verirken dikkat edilmesi gerekense, mola sırasında iş dışındaki aktivitelerle ilgilenmek. Hava alabilir, ilginizi çeken bir konuda kısa bir makale okuyabilir, kahve içebilir veya sizi rahatlatacak kısa bir nefes egzersizi yapabilirsiniz; önemli olan, 5 dakikalığına da olsa zihninizi boşaltmak. Pomodoro tekniğinin uzun vadeli faydalarını 7-20 günlük düzenli bir uygulama sonrasında gösterdiğini göz önünde bulundurduğumuzda, bu kısa molaların anda kalma becerinizi geliştireceğini de söyleyebiliriz. Çalışma aralığınızda göreve odaklanarak iş yapmak, mola zamanı geldiğindeyse işle ilgili tüm düşünceleri bilinçli olarak zihninizden uzaklaştırmak, aslında çok güçlü bir mindfulness pratiği. Dolayısıyla temel olarak Pomodoro tekniğinin, çalışma aralıkları ve kısa molaları kapsayan bu döngü üzerine kurulu olduğunu söyleyebiliriz. Ancak üstünde durulması gereken bir nokta daha var, o da her dört Pomodoro’nun tamamlanmasının ardından verilen 15-20 dakikalık uzun mola. Bu uzun molalarda da, yine iş dışı aktivitelere yönelerek keyifli zaman geçirmeniz, ilerleyen aralıklarda sergileyeceğiniz performansların kalitesi açısından önem taşıyor.

Tüm bunların, üretkenliği ve yaratıcılığı tetiklemesi de tabii ki kaçınılmaz. Kısa süre boyunca, tam odaklanmayla çalışmak ve sonrasında verilen kısa aralar kişinin motivasyonunu artırdığı gibi, üzerinde çalıştığı işe kendinden birtakım şeyler katma dürtüsünü de olumlu yönde etkiliyor. Bu da bizi, Pomodoro tekniğinin psikolojiye olan olumlu katkılarına götürüyor. Bu tekniği uygulayarak çalışan kişi; hedefine ulaşmak için hangi adımları atması gerektiğini bileceği, dolayısıyla yapılması gereken işlerin arasında kaybolmayacağı ve gün içinde kendini kısa molalarla ödüllendireceği için daha mutlu hissederek çalışıyor, stres seviyesi azalıyor. Bir yandan tamamladığı her alt görev için ayrı bir tatmin duygusu hissederken, bir yandan da kendine kısa da olsa zaman ayırabiliyor olmanın mutluluğunu taşıyor. Bu zamanı kendine ayırabileceğini bilmek, kişinin iş sırasında oyalanmasının veya daha çalışmaya bile başlamadan kendi kendine erteleme planları yapma ihtimalinin önüne geçiyor. İşleriyle adım adım ilgilenen kişi, böylece daha az zihinsel yorgunluk hissederken; aynı zamanda bir çalışma rutini oluşturmanın güven duygusunu deneyimliyor.

BİREYSEL PERFORMANSIN ANALİZİ.
Pomodoro tekniği, aynı zamanda sizi, çalışma hayatındaki gerçek siz ile tanıştıran bir teknik. Bu tekniği uygulamaya başlamadan öncesine kadar, elbette çalışma şeklinizle ilgili fikirler edinmişsinizdir. Ancak Pomodoro tekniğiyle birlikte, iş konusundaki güçlü ve zayıf yönlerinizle yakından tanışıyorsunuz. Çalışırken dikkatinizi neler dağıtıyor? Mola verdiğinizde ne gibi aktivitelerle uğraşmak ruhunuzu besliyor? Alt görevleri tamamlamak size ne hissettiriyor? Tüm bu sorulara cevap bularak, aslında daha önce keşfetmediğiniz yönlerinizle tanışıyorsunuz.

Tekniği uygulamaya devam ettikçe, her görevi ne kadar sürede tamamladığınızla ilgili fikir ediniyorsunuz. Bu da ilerleyen zamanlarda, tamamlamanız gereken işlere aşağı yukarı ne kadarlık bir zaman veya “kaç Pomodoro” ayırmanız gerektiği hakkında size ipucu veriyor. Bu takibi yapma alışkanlığını hızlıca edinmek isterseniz, tekniği uygulamaya başlamanızdan itibaren tamamladığınız her alt görevin yanına görevin içeriğini not edebilirsiniz. Aynı şekilde, kendinize verdiğiniz sürede tamamlayamadığınız hedefleri, bölündüğünüz anları ve çalışma şeklinizi etkileyen tüm unsurların kaydını tutmak bu becerinizi hızla geliştirmenizde etkili bir rol oynayabilir.

Unutmayın, Pomodoro tekniği üretkenliği ve yaratıcılığı destekleyen bir teknik. Dolayısıyla tekniğin kurallarına harfiyen bağlı kalmak zorunda hissetmeyin. Herkesin çalışma şekli ve verim aldığı yollar farklı olduğundan, tekniği uygularken kendi ihtiyaçlarınıza bağlı olarak küçük değişiklikler yapabilirsiniz. Örneğin, 25 dakika dolup da çalışma süreniz bittiğinde ve zamanlayıcınız çaldığında, eğer kendinizi çalıştığınız konunun derinliklerine dalmış halde bulursanız, zamanlayıcıyı durdurup üretmeye devam edebilirsiniz.

Pomodoro tekniğini kısaca incelediğimiz bu yazının, hiç bitmeyecek gibi görünen iş yükünüze farklı bir perspektiften bakmanızı sağladığını umuyoruz. Sağlıkla kalın!