Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
OTONOM SÜRÜŞ HAKKINDA
MERAK EDİLEN 8 SORU.
BMW Group’un Otonom Sürüş Geliştirme Departmanı’nda kıdemli başkan yardımcısı Dr. Nicolai Martin, “Otomasyon hangi seviyeye kadar faydalı?” veya “Otomasyonun geleceği kullanıcılara neler vadediyor?” gibi çok merak edilen 8 soruyu Joy Blog’da cevaplıyor.
20.05.2021
1. Dr. Martin, kendinizi öncelikle bir mühendis olarak tanımlıyorsunuz. Sizin itici gücünüz nedir?
Dr. Martin: Her şeyi en temel parçalarına kadar incelemekten ve anlamaktan keyif alıyorum. Rüzgar sörfü dalında Olimpiyat seviyesine kadar çıkmak için gerçek bir kariyer fırsatım vardı ancak sonuç olarak endüstri mühendisliği ve otomotiv mühendisliği daha ağır bastı.
Ciddi anlamda uğraş gerektiren ve aynı zamanda karmaşık ve toplumla ilgili olan zorluklar ve sorunlarla ilgilenmekten keyif alıyorum. Nihai amacımın gerçek hayatta karşımıza çıkan sorunlara uzun vadeli çözümler bulmak ve ilerlemeye katkıda bulunmak olduğunu söyleyebilirim. Muhteşem bir ekiple beraber otomotivin geleceğindeki en önemli konulardan biri, yani otonom sürüş üzerine çalışma fırsatı bulduğum için kendimi şanslı sayıyorum.
Bir yandan yenilikçi teknolojilerin gelişimine aktif şekilde destek olup tam anlamıyla akademik standartlar seviyesinde araştırmalar gerçekleştiriyoruz. Diğer yandan ise dünya genelindeki müşterilerimize gerçekten fayda sağlamak için potansiyel uygulamalardan hangilerini hayata geçirmemiz gerektiğini dikkatle değerlendiriyoruz. En nihayetinde müşterilerimizin memnuniyeti bizim için en büyük etken. Bu etkileyici dengeyi doğru şekilde kurmak her zaman kolay olmuyor tabii.
2. Otomatik sürüş özelliklerine sahip otomobiller nasıl bir katma değer sunuyor?
Dr. Martin: Otomasyon temelde konfor ve güvenlik seviyesini yükseltiyor. Sistem, insanların genel eğiliminin aksine otomobili tutarlı bir şekilde kullanıyor. Kimi durumlarda kullanıcıların üzerindeki yükü hafifleten bu destek sisteminden kullanıcılarımızın da hoşnut olduğunu görüyoruz. Örneğin, otomobillerinde Profesyonel Sürüş Asistanı sistemi bulunan Avrupalı sürücülerin, doğrusal kılavuz fonksiyonunu yolculuklarının yaklaşık yüzde ellisinde etkinleştirdiklerini gözlemledik. Bu oran, yanal kılavuz için daha düşük ancak yine de yüzde otuz seviyesinde. Bu değerleri kullanıcılarımızın kat ettiği 120 milyon kilometrelik mesafeyi baz alarak hesapladık. Bu oldukça ciddi bir rakam. Bu bilgilerden, gerçek anlamda katma değer avantaj sağlayan bir fonksiyon geliştirmeyi başardığımız sonucunu çıkarıyoruz. Geliştirdiğimiz sistemler tüm dünyada genel olarak son derece olumlu karşılanıyor ve bu sistemlerin daha güvenli bir sürüş deneyimini mümkün kılmaya başladığını görüyoruz.
3. Gelecekte otonom sürüş kişisel ulaşımı nasıl etkileyecek?
Dr. Martin: Akıllı araçlar gelecekte giderek daha da önemli hale gelecek. Sürüş otomasyonu bu konuda etkili bir role sahip. Otomatik far kontrolü gibi küçük çaplı özelliklerle başlayan süreç ilerleme kaydederek günümüzde doğrusal ve yanal araç kontrol asistanına kadar ulaşmış durumda. Örneğin, tatilde Münih’ten Toskana’ya doğru yol alıyorsunuz. Sistem, rota üzerindeki pek çok tünelden geçerken farları otomatik olarak açıp kapatmakla kalmıyor, aynı zamanda aracın hız sınırları içerisinde kalmasını ve önünüzdeki araçlarla güvenli bir mesafenin korunmasını da sağlıyor. Çalışmalarımızı ilerletip bağlantı özelliklerinin sunduğu tüm potansiyeli ve sürücünün anlamsal bilgi dağarcığını işin içine kattığımızda çok daha akıllı bir otomobil ve hatta sürücüye yardımcı olan keyifli bir yol arkadaşı elde etmiş olacağız. Bu konuda adım adım ilerliyoruz.
4. BMW otomatik sürüş konusunda ne kadar yol kat etti?
Dr. Martin: Şu an için araçlarımızda bulunan yaklaşık 40 sürüş asistanı fonksiyonu alanının şüphesiz en iyileri arasında gösteriliyor. Bu fonksiyonlar, Uzun Huzme Asistanı’ndan geri görüş kamerasına, trafik ışığı tanıma sisteminden doğrusal ve yanal kılavuz özellikli akıllı Cruise Control sistemine kadar tüm özellikleri kapsıyor. Aktif güvenlik anlamında, sürüş asistanı sistemlerimiz 5 yıldız ile NCAP değerlendirmesinde en yüksek skoru almamızı sağlarken üstün özellikler içeren Profesyonel Sürüş Asistanımız birçok ödül kazanmış durumda. Kısacası, 2. seviye fonksiyonlarımızı geliştirmeye devam ediyoruz.
Bu fonksiyonlar neredeyse tüm dünya genelinde kullanıma sunulmuş durumda ve günümüzde müşterilerimize sürüş ve park konularında yardımcı olmaya başladılar bile. Fonksiyonların özellikleri veya kullanılabilirlik durumu ülkelerdeki yönetmeliklere göre değişiklik gösterebiliyor. Örneğin ABD ve Çin özelinde sunduğumuz “eller serbest” seçeneği, sürücünün 60 km/saat hıza kadar ellerini direksiyondan kaldırmasına olanak tanıyor. Elbette sürücünün yol durumunu takip etmeye ve otomobilin gözetimini elinde tutmaya devam etmesi gerekiyor. Bu fonksiyon, sürücü dikkatini kaybederse birkaç uyarıdan sonra devre dışı kalıyor.
5. Peki BMW, 3. seviye fonksiyonları kullanıcılara sunmaya ne zaman başlayacak?
Dr. Martin: Sürüş asistanı fonksiyonlarımızda (2. seviye) yapmaya devam ettiğimiz rötuşların yanında araçlarımızın yüksek derecede gelişmiş otonom sürüş özelliklerine, yani 3. seviye fonksiyonlara sahip olması için yoğun çalışmalar içindeyiz ve bu konuda oldukça iyi bir gelişme kaydediyoruz. Otomatik asistan fonksiyonlarımız pek çok senaryoda sürüş ve park görevlerinin önemli parçaları haline gelmiş durumda. Ancak, sürücünün yine de aracın çevresindekileri takip etmesi ve tüm durumlarda aracın sürüşü ile ilgili olarak tam gözetim sahibi olması gerekiyor. Uzaktan Park Fonksiyonu ile sürücüsüz park seçeneğini bir süredir araçlarımızda uygulamaya koymuş bulunmaktayız. Bununla beraber, sürücünün bu durumda da akıllı telefonunu ya da araç anahtarını kullanarak aracı ve çevresindeki alanı takip etmesi ve aracı gözetim altında tutması gerekiyor. Bu bize, aracı park etmek söz konusu olduğunda 4. seviye fonksiyonların çok da uzakta olmadığını gösteriyor. Örneğin, araç park için gerekli yeri kendisi arayıp yine kendi kendini park edebilir. Gözetimin insandan makineye geçtiği 3. seviye fonksiyonları tamamen güvenli hale gelene ve gerçek bir katma değer sağlayana kadar araçlarımızda kullanmayacağız. Sistemin, “uç vaka” adı verilen ekstrem durumlarda da güvenli reaksiyon verebilmesi gerekiyor. Şu anda elde etmeye çalıştığımız şey tam olarak bu.
6. Rakiplerinize kıyasla otonom sürüşe yaklaşımınızda farklılıklar var mı? Diğer bir deyişle, BMW’nin kendine özel bir rotası bulunuyor mu?
Dr. Martin: Otonom sürüş konusunda açık bir hedefimiz var: Güvenlik ve konfor bakımından kullanıcılarımıza daha yüksek bir seviye sunmak. BMW Group olarak teknolojiyi öncelikli olarak otonom sürüş ve park fonksiyonları ile kullanıcılarımıza olumlu ve duygusal açıdan anlamlı deneyimler yaşatmak üzere kullanabileceğimiz bir araç olarak görüyoruz. Bu bizim için oldukça net bir öncelik. Aynı zamanda, teknolojinin tüm kararları sürücünün yerine almaması gerektiğini de inanıyoruz. Bizim için önemli olan herkesin güvenliği ile bireysel anlamda sağlanan avantajlar arasındaki doğru dengeyi bulmak.
Benim görüşüme göre BMW, “kolaylık” olarak adlandırabileceğimiz otonom sürüş ile “itici güç” olarak tanımlayabileceğimiz sürüş keyfi arasındaki ideal dengeyi gelecekte mükemmel bir şekilde yakalayacak. Her kullanıcı, direksiyonun başına geçerek dinamik sürüş keyfini yaşamak mı yoksa trafik sıkışıklığı, dur-kalk veya park gibi daha stresli ve keyifsiz durumlarda sürüş görevini sisteme devredip bu süreyi başka bir şekilde değerlendirmek mi istediğine kendisi karar verebilmeli. Bu süreç içinde BMW, sürücüye daima optimum düzeyde destek sağlamaya devam edecek. Şirket çatısı altındaki ilk görevlerimden biri olan aktif sürüş dinamikleri geliştirme sürecinde madalyonun iki yüzünü de görerek her biri ile ilişkili limitleri inceleme ve deneyimleme fırsatını elde ettim. Bu nedenle, gelecekteki BMW araçlarının bu iki faktöre de odaklanacağını açıkça görebiliyorum.
7. Otomatik fonksiyonlar açısından bakıldığında tamamen elektrikli BMW iX’ten beklentilerimiz neler olabilir?
Dr. Martin:BMW iX, BMW Group’un yeni teknolojik araç setini baz alan otonom sürüş ve park fonksiyonlarını sunduğu ilk modeli. Bu araç seti, sürüş asistanı fonksiyonlarının sürekli olarak gelişip çeşitlenmesini sağlayacak ve orta vadede yüksek düzeyde (3. seviye) otonom sürüş deneyimi sunacak. Bazı pazarlarda bu araç setini yaygınlaştırmaya devam edecek ve örneğin BMW 7 ve BMW 5 Serilerinin yeni nesil otomobillerinde de kullanacağız.
Ayrıca, BMW iX özelinde otomatik asistan fonksiyonlarını ilgili sürüş koşullarına göre akıllı bir şekilde gruplandırarak müşterilerimiz için gerçek anlamda katma değer yaratıyoruz. Yeni BMW İşletim Sistemi 8, sürüş asistanı fonksiyonlarımızı her zamankinden daha kullanıcı dostu hale getiriyor. Aynı zamanda, kontrolleri yalnızca gerekli olanlarla sınırlayarak sürücünün en ideal asistan düzeyini hızlı bir şekilde etkinleştirmesine de olanak tanıyoruz. Buradaki genel odağımız akıllı bir otomasyon sunmak, sistem durumunu daha yalın hale getirmek ve sezgisel bir kullanımı mümkün kılmak. Örneğin, bu sadeleştirme anlayışının etkilerini çok fonksiyonlu direksiyonda azaltılan düğme sayısı ile net bir şekilde görebilirsiniz.
Daha yüksek otomasyon seviyeleriyle, daha doğrusu bunların pazara uygunluğu ve kullanılabilirliğiyle ilgili pek çok hedef, günümüzün gerçekleri veya başka bir deyişle zorlukları ile yüz yüze kaldı. Bir aracın 3. seviye özelliklere sahip olması elbette ki 3. seviye otonom sürüşün her yerde kabul gördüğü veya mümkün olduğu anlamına gelmiyor. Aslına bakarsanız, 3. seviye otonom sürüşe yalnızca çok kısıtlı rotalarda ve oldukça spesifik koşullar altında izin veriliyor. Amacımız yalnızca anlamlı ve daha da önemlisi tamamen güvenli fonksiyonlar sunmak olduğu için doğru zamanlama konusunda oldukça ihtiyatlı davranıyoruz. Bu anlamda, hedeflerimizi de eleştirel bir bakış açısıyla gözden geçirdik ve bu aşamada çalışmalarımıza revize edilmiş bir yol haritasını titizlikle takip ederek devam ediyoruz.
8. Otomatik sürüş ile ilgili en önemli faktörlerden biri de sürücülerin bu fonksiyonları kullanma konusunda istekli olup olmaması. Fonksiyonların kabul göreceğinden nasıl emin oluyorsunuz?
Dr. Martin: Kabul düzeyi bölgeler arasında büyük bir değişim gösteriyor. Araç davranışlarını, kullanıcıların bu davranışlarda kendilerini görmelerini sağlayacak şekilde uyarlayarak onların güvenini kazanmaya çalışıyoruz. Buradaki en büyük öncelik daima güvenlik oluyor. Bu nedenle sistemi daha defansif olarak tasarlıyoruz ve bu da kullanıcıların hiçbir durumda aşırı agresif sürüşle karşılaşmayacağı anlamına geliyor. Önemli faktörlerden bir diğeri ise kolay anlaşılır bir gösterge ve işletim konsepti sunmak. Örneğin, sensörün öndeki aracı algıladığını ve fonksiyonun etkin olduğunu kullanıcıya net bir şekilde nasıl gösterebiliriz? Günümüzde sensörleri saklama yönünde bir trend var ancak gelecekte sensörlerden bir veya ikisini kasıtlı olarak öne çıkarmak bile yardımcı olabilir. Ancak bu elbette pek çok farklı yaklaşımdan yalnızca biri. Başlangıçta da belirttiğim gibi, otomotiv sektörünün en heyecan verici dallarından biri üzerinde çalışıyoruz.
* Yazı için kaynak: https://www.press.bmwgroup.com/global/article/detail/T0326833EN/%E2%80%9Cautomated-driving-can-only-serve-one-purpose:-to-make-driving-safer-and-more-comfortable-%E2%80%9D