LÜKSÜN YENİ TANIMI.

İlerici ön tasarım, aydınlatmalı Böbrek Izgaraları ve yenilikçi teknoloji ile BMW tasarımcıları BMW i7’ye yeni bir yüz kazandırırken, bu yeni tasarım aynı zamanda bu otomobille özdeşleşen lüksün yeniden yorumunu simgeliyor. Modern hatları, sıra dışı ve yenilikçi bir görünüm sunmasının yanı sıra Theatre Screen veya Iconic Glow kristal farlar gibi benzersiz deneyimlerle şaşırtıyor. BMW için bu, her şeyden önce geleceğe uygun ve sürdürülebilirliğe öncelik vererek köklü bir değişim yaratan bir lüks anlayışını şekillendirmek anlamına geliyor.

Duyulara hitap etme, bakış açısı ve yüzünü geleceğe dönme, değişim ve dijitalleşme zamanlarında ön plana çıkıyor. Bu yeni lüks anlayışı ve değişen lüks biçimleri doğrultusunda, düzenli olarak yeni ve heyecan verici kişilikler sunuyoruz. Bu kişiler özellikle değişimi başlatan ve hayatın sıra dışı alanlarını neyin oluşturduğunu iyi şekilde anlayan; fiziksel ve dijital deneyim arasındaki sınırların ortadan kalkmasına ve bildiğimiz dünyanın ötesindeki genişletilmiş gerçekliklerin ortaya çıkmasına izin veren yaratıcı kişilerden oluşuyor. Bu kişiler ayrıca sorumlu kararlar alan veya yenilikçi ve üst düzey işçilik aracılığıyla etik ve sürdürülebilir değerlerle bağlantı kuran, bu sayede zaman ve mekanın ötesine geçen bir mutluluk yaratanları da kapsıyor.

David Zilber, gastronomi alanında prestijli bir konuma sahip profesyonel bir şefti. İşlettiği fermantasyon laboratuvarı o dönemde dünyanın en iyi restoranında kendisi için özel olarak kurulmuştu; ancak sonra her şeyden vazgeçti. Zilber, yeni bir toplumsal değişimi hedefleyerek daha büyük ölçekte deneyler yapmak istiyordu. Bilinmeyene doğru sıfırdan bir yolculuğa başladı. Lüksün “kendi yolundan gitmeye zaman ayırabilmek” anlamına geldiğini keşfetti. Artık mutfağın geleceği için bir öncü olan gıda bilimcisi, dünya genelinde beslenmeyi daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir hale getirecek bitki bazlı ürünler üretmek için bakterilerin en iyi şekilde nasıl kullanılabileceği konusunda titiz bir çalışma yürütüyor. David Zilber, Danimarka'nın Hørsholm kentindeki laboratuvarında fermantasyon çalışmalarını izliyor ve gıda maddesi kültürleri ve enzimlerinin en büyük geliştiricilerinden biri olan Danimarkalı biyobilim şirketi Chr. Hansen tarafından yetiştirilen mikrobiyal türleri kullanarak tarifler geliştiriyor. Kendilerine belirledikleri hedef, beslenmeyi global düzeyde daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale getirmek.

Zilber için lüks anlayışı hayat ilerledikçe değişiyor. Her şeyden çok lüksün belli bir denge olduğunu düşünüyor: “Zaman ve huzur. Eve geldiğimde ihtiyacım olan başka hiçbir şey yok. Başımı sokacak bir evim var, eşim ve çocuğum mutlu. Lüks otomobillere bindim, olağanüstü restoranlara gittim ve muhteşem yerler gördüm. Ancak artık aktif olarak bu tür deneyimleri aramıyorum. Doğru zamanda doğru yerdeyim ve bir aile olarak birlikte kendi maceramızı yaşıyoruz. Hayatımda böyle bir huzura sahip olmak keyif aldığım en muhteşem ayrıcalık.”

Zaman kavramıyla bağ kurma anlayışından yola çıkan sanatçılar Marco Biegert ve Andreas Funk, şirketleri QLOCKTWO ile saat yapma sanatı, zanaatkarlık ve modern iç tasarım arasında bir çizgi çiziyor. Başlangıçta hem basit hem de ilham verici bir fikir vardı: Klasik bir harf matrisi kullanarak zamanı göstermek. Zamanla bu fikir dört duvarı aştı ve BMW Welt’e ulaşarak otomobillerdeki yerini aldı çünkü artık QLOCKTWO zaman göstergesi, uzaktan yazılım güncellemesiyle BMW İşletim Sistemi 8’e sahip tüm otomobillerin arayüzüne kolayca yüklenebiliyor.

Her ikisi için de bilinçli olarak zamanın keyfini çıkarma özgürlüğünde lüksün modern bir yorumu var. Biegert konuyla ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyor: “Şahsen benim için lüks, her şeyden önce doğal merakımızın peşinden gidebilmek gibi bir anlama geliyor. Bu, fikirler ve yaratma sevinci ile ilgili. O dönemde, QLOCKTWO’yu zamanla bağ kurmak için geliştirdik. Bu, uzun süredir ikimizin de çok ilgisini çeken bir konuydu. Bunun arkasındaki fikir, odağın zamanın ve her anın değerini bilme yönünde değiştiği, zamanın daha kişisel bir temsilini yaratmak.” Andreas Funk’a göre zaman ayrıca gerçek bir ayrıcalık. “Lüks, kendinizi bir ilham dalgasına kaptıracak zamana sahip olmaktır veya ister bir soru, ister bir düşünce veya bir deneyim olsun, bizi ele geçiren dürtülerin peşinden gidebilmektir. Zaman çoğaltılamayan tek şeydir, oysa sahip olunan diğer tüm şeyler çoğaltılabilir. İşte tam da bu yüzden zaman çok değerli.”

Bir kaynak olarak zamanın kıtlığı göz önüne alındığında, Biegert benzersiz anların değerini bilmenin önemini anlıyor. İnsanların işe gidip gelmek için çok zaman harcamaları gerektiğini ve nerede olurlarsa olsunlar her zaman ulaşılabilir olmaları gerektiğini, bunun da genellikle özel hayat ve iş hayatı arasındaki çizgiyi bulanıklaştırdığını söylüyor. Sükunet, yavaşlama ve netliğin yanı sıra sürdürülebilirlik, benzersizlik ve doğallığın ve maddi olmayan yönlere daha fazla anlam kazandıran yeni bir lüks anlayışının ihtiyaç olduğuna inanıyor. “Zaman, önemi giderek artan maddi olmayan bir lükstür.”

Damara Inglês, dijital modaya ve sürükleyici deneyimlere odaklanan bir Metaverse tasarımcısı ve strateji uzmanı. Inglês, Luanda’da (Angola) doğdu, Portekiz'in Lizbon kentinde büyüdü ve eğitimini London College of Fashion’da moda medyası uygulamaları ve eleştirisi alanında tamamladı. Bu yaratıcı dijital sanatçılar için lüks, özellikle bu eğitime erişim anlamına geliyor.

“Bir şeye erişebilme, kendi yolumu seçebilme fırsatı benim için çok özel. Farklı yaşam alanlarından farklı insanların aynı deneyimlerle, aynı nesnelerle bağ kurabilmesi gerçek bir ayrıcalıktır. Bu, keyfini çıkarabileceğim bir zenginlik. Lüksü sadece yüksek fiyatlar veya yüksek gelirle eşit tutamazsınız; benzersiz deneyimleri paylaşmak, işte bu anları bu kadar benzersiz kılan tam olarak budur.”

Inglês her zaman yaratıcı sürecini genişletebilecek yeni zorluklar, beceriler ve düşünme süreçleri arayışında. Inglês, sürdürülebilirlik, inovasyon ve ezber bozan düşünceler yoluyla moda sektöründeki dönüşüm için teknolojiyi bir mercek olarak kullanarak dijital modanın özgürleştirici değerini araştırıyor ve böylece nesne ve dijital aura, deneyim ve hafıza, mistisizm ve teknoloji kavramlarını bir araya getiriyor. Inglês, “Siyahi Afrikalı bir kadın olarak kendi kültürel kesişimselliğim, yarattığım her şeyde kendime ait, çok özgün bir bakış açısına sahip olmamı sağlıyor. Benim için tam olarak bu yolu izlemek ve Metaverse’i kullanarak bana hala beyaz bir tuval hissi veren bir alanı düşüncelerimde özgürce geliştiği haliyle şekillendirmek gerçek bir lüks. Bu taslağa bir anlam katmak, kendi anlamımı katmak, işte gerçek lüks budur,” diyor.