Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
İLK İZLENİM Mİ, TEK İZLENİM Mİ?
Hem iş hayatında hem de özel yaşamda ilk izlenimin önemi büyük. Princeton Üniversitesi Profesörü Alexander Todorov ilk izlenimin psikolojisi, bunun statü sembollerinden nasıl etkilenebildiği gibi pek çok konuda görüş ve önerilerini bizimle paylaştı.
12.06.2020
Sayın Todorov, ilk izlenim tam olarak nedir ve nasıl oluşur?
Karar verirken genellikle kestirme yolları seçeriz: Önsezilerimiz, içgüdülerimiz veya bilindik klişeler… Yabancılarla ilgili karar verirken de en kolay ve en erişilebilir kestirme yol, ilk izlenimimizdir. Söz konusu izlenimler, dış görünüş gibi yüzeysel ipuçlarını temel alan ve zihnimizde anlık oluşan yargılardır.
‘Anlık oluşan yargılar’ dediniz; yani tam olarak ne kadar sürede oluşuyor?
İlk izlenimler, kelimenin tam anlamıyla ilk bakışta oluşur. Saniyenin onda birinden az bir süre içinde gördüğünüz bir yüz, kararınızı vermeniz için size yeterli “bilgiyi” verir. Hatta o yüzü daha uzun bir süre boyunca görmenizin, değerlendirmeniz üzerinde hiçbir etkisi olmaz. Üstelik kişinin güvenilir mi yetkin mi olduğu gibi, belli sonuçları olan yargılardan bahsediyoruz.
Bu durumda ilk izlenimler dünyanın karmaşıklığı ile başa çıkmamıza yardımcı oluyor, günlük hayatta fark etmesek de işe yarıyorlar, doğru mu?
Kestirme bir yol olarak, o anda gerçekleşen bir durumda yardımcı olabilirler. Tam o anda belki kişi biraz yorgun, kızgın veya üzgün hissediyordur. Böyle bir kişiye nasıl yaklaşabileceğinizi ve kişiyle etkileşim kurabileceğinizi belirlemek için duygusal durumunu bilmek, hızlıca algılamak son derece yararlı olur. Sorun şu ki, biz yüzün ilettiği bilgiden çok daha fazlasını yorumlama eğilimi gösteriyoruz. Geçici yüz ifadeleri, karaktere yönelik bazı çıkarımlarda bulunmamıza neden olabilir. Dolayısıyla bu yüzü daha önce görmemiş olmamıza ve bu kişi hakkında hiçbir şey bilmiyor olmamıza rağmen kişinin genel olarak nasıl biri olduğunu anladığımıza yönelik belki de yanıltıcı bir içgüdüye sahip olabilirsiniz.
İzlenim oluşturma veya izlenim edinmede yüzler tam olarak nasıl bir rol oynuyor?
Dikkatimizi yüz kadar hızla çeken hiçbir şey yoktur. İnsanlarla etkileşim içine girdiğimizde doğal olarak yüze odaklanırız. Hatta yeni doğanlar, yüz ile aynı kompleksitedeki nesnelere bakmaktansa yüzlere bakmayı tercih ederler. Yüzler daha en baştan çok önemlidir çünkü hem sözsüz hem sözlü iletişim için gerekli…
Charles Darwin’in burnu azim eksikliğini mi çağrıştırıyordu? ©Getty Images Plus
Belirli yüz özelliklerini beynimizde bazı karakteristik özelliklerle ilişkilendiriyor muyuz? Eski zamanlardaki psikonomi sözdebiliminin de yapmaya çalıştığı buydu değil mi?
Aslında hepimiz bir anlamda temel seviyede birer psikonomistiz; yani anlık izlenimler oluşturuyoruz ve izlenimleri anlamlandırıyoruz. Elbette kişilerin görünüşlerinden yola çıkarak karakterlerini okuma fikri bizi yanlış yönlendirir. 19. yüzyılda psikonomistlerin yani kişilerin yüz hatlarına göre onların karakterini ve hatta geleceğini yorumlayan uzmanların fikirleri, son derece popüler ve etkiliydi. Mesela Charles Darwin, burnu nedeniyle tarihi Beagle yolculuğu şansını neredeyse kaçırıyormuş. Psikonomi düşkünü kaptan, böyle burnu olan birinin yolculuk için “yeterli enerjiye ve azme sahip olamayacağına” kanaat getirmiş. Kalıcı fiziksel özelliklerinizi kontrol edemezsiniz ancak duygusal ifadeler, söz konusu özellikleri temel alan ilk izlenimleri tamamen alt eder. Sert hatlara sahip, dominant gözüken biri eğer devamlı gülümsüyorsa, davranışlı ılımlıysa bu kişinin algılanışını yumuşatacaktır.
Peki ilk izlenimin vücut dili gibi diğer açılardan önemi nedir? Bunları ne derece kontrol edebiliriz?
Bir izlenim oluşturmak için jestler, kıyafetler, giyim ve saç stili gibi mevcut tüm araçlardan yararlanırız. Ne de olsa kendimizi dünyaya sunma stilimizi kendimiz belirliyoruz ve kontrol ediyoruz. Bu nedenle söz konusu görünüşe yönelik belirli
" Aslında yapmanız gereken tek şey içinde olduğunuz bağlam neyse ona ilişkin beklentileri iyi bilmek ve uyum sağlamak. "
Bilgisayarla oluşturulmuş bu iki yüz, Todorov’un araştırması için geliştirildi. Güven uyandıran (sol) ve güvenilmez (sağ) olarak görülen özelliklerin kombinasyonları ile oluşturuldular.
İyi bir ilk izlenim oluşturmak için hangi tavsiyeleri verirdiniz?
Gerek iş, gerekse sosyal yaşamda açık veya örtülü kurallar, normlar vardır. Genellikle insanlar henüz bizi tanımıyorsa zaten bu kuralları bilir ve kolay kolay çiğnemeyiz. İş dünyasında da kendi içinde normlar farklılık gösterebilir. Bazı şirketler daha resmidir; bu nedenle sizden her zaman takım elbise giymenizi ve kravat takmanızı bekleyebilirler örneğin. Ancak bir ajansta veya start-up’taysanız daha rahat kıyafetler giyebilirsiniz. Bunlar hep örtülü kurallardır; yani aslında sizden neler beklendiğini sormanız gerekir. O yüzden basitçe; içinde olduğunuz bağlama ilişkin beklentilere uyum sağlamanız gerekir.
Otomobil veya pahalı saatler gibi statü sembolleri de ilk izlenimi etkiliyor mu?
Elbette. Markalar, kendi saygınlıkları ve klişeleri ile birlikte gelirler. Yani ucuz veya pahalı bir otomobil kullanmama bağlı olarak insanlar benim hakkımda farklı düşünebilirler. Elbette bu çıkarımlarının olumlu veya olumsuz olması, tamamen kendi tercihlerine ve ön yargılarına bağlı olacaktır.
Otomobiller birer statü sembolü olarak ilk izlenimleri sizce nasıl etkiliyor?
Diğer kişilerin durumlarına ilişkin yaptığımız çıkarımlar tamamen otomatik gerçekleşir. Otomobiller de bu yöndeki çıkarımları elbette etkileyebilir. Kişi, örneğin lüks bir marka otomobil kullanıyorsa iyi para kazandığını düşünebiliriz. Ancak aynı marka içinde bile tercih edebileceğiniz çok fazla seçenek oluyor. Otomobilimizi rastgele seçmeyiz ve otomobil seçimlerimiz, en azından belirli bir ölçüde, kimliğimizle ve tercihlerimizle ilgili ipuçlarını ele verir. Bir anlamda bizimle ilgili yargılarda kullandığımız otomobillerin temel alınması da kaçınılmazdır.
" Otomobilimizi rastgele seçmeyiz ve kullandığımız otomobiller en azından belli bir noktaya kadar kimliğimizle ve tercihlerimizle ilgili ipuçlarını ele verir. "
Yüzler konusunda yaptığımız hatalar, nesnelere ilişkin yargılarımızda da mı geçerli?
Nesneler, ayrı bir kategori çünkü bir nesneya kıyasla, bir insan hakkında daha çok yanılabilirsiniz. Bir nesneyi gördüğünüzde onu ya seversiniz ya sevmezsiniz. Tamamen estetik tercihlerimizle alakalı, kişisel bir durumdur ve bu da nesne algımızı şekillendirir. Hangi otomobili satın alacağınıza içgüdülerinizi temel alarak karar verseydiniz ve sonra kalitesinin sandığınız gibi olmadığını fark etseydiniz bu tabi ki bir hata olurdu ama bunun dışında bir tercihin “yanlış” olup olmadığını da net bir şekilde söyleyemezsiniz.
Bilimsel kanıtlara göre, özellikle yapılandırılmamışsa iş mülakatları performansa dayalı bir öngörü oluşturmak için son derece zayıftır. Yapılandırılmamış bir mülakat sürecinde, özellikle risk yüksekse utangaç veya kaygılı kişiler için her zaman ayrımcılık oluşur. İşe alım profesyonelleri için en iyi kariyer ipuçlarından bir tanesi, kararlarını görünüşün hiç rol oynamayacağı veya vasıf ve deneyim gibi faktörlere kıyasla çok küçük bir etkiye sahip olacağı yöntemlerle vermeleridir.
Sorun, sıklıkla bir kişiye ilişkin çok az bilgiyi temel alarak ayrıntılı bir resim ortaya koymamızdan kaynaklanıyor. Bazı kişiler önyargılı olmak istemiyor, sadece doğru olanı yapmak istiyor. Ama ön yargılar ve ilk izlenimler, sonuca vardıran kararları tetikliyor. Görünüşün önemli olduğu bir iş için reddedilen bir kişi, farklı bir kariyer yolu seçmek zorunda kalabilir.
Günümüzde bazı becerilere sahip kişiler öyle aranır oldu ki bu kişiler şirketlere başvurmuyor, şirketler onlara başvuruyor. Hep iş başvurusu yapan kişinin iyi bir ilk izlenim bırakabilmesine yönelik konuşuluyor ancak tersi bir durum da aynı düzeyde önemli olabilir. İK çalışanlarına ve ‘headhunter’lara ne önerirsiniz?
Çok doğru. Bu tip meslekler genellikle çok rekabetçidir. İşe alım yapan kişi olarak başvuru yapanların gerçek değerini bilmelisiniz. Çok fazla boş zaman mı istiyorlar? Kontrol edilmeksizin özgürce çalışmayı mı seviyorlar? Herkes için uygun olan tek bir model yok; bu nedenle her zaman uyum sağlayabilmeli ve esnek olmalısınız. Buradaki soru şudur: Bu rekabet ortamında onları kazanmak için ne sunmalıyım?
" İşe alım yapanlar, karar verirken dış görünüşün değil, beceri ve deneyimlerin etkili olacağı yöntemlere odaklanmalıdır. "
Warren G. Harding, mükemmel başkan görümüyle. ©mauritius images / IanDagnall Computing / Alamy
Amerika’nın siyasi durumuna ilişkin tarihçiler her zaman araştırmalar yapmıştır ve Harding şimdiye kadar Amerikan tarihindeki en kötü başkanlardan biri olarak görülüyor. 1920’lerde Cumhuriyetçi parti bir çıkmaza giriyor ve Demokratlar çok popüler değil… Warren G. Harding, insanlar üzerinde iyi bir izlenim bırakan, başkanlığa tam uygun bir görünüşe sahip. Yüzlerden karakterleri okuyabildiklerini iddia eden zamanın psikonomistleri, çenesinin iyi bir başkan olabileceğine işaret ettiğini ileri sürüyorlar. Harding’in görünüşü seçilmesine yardımcı oluyor ancak başkanlığında şahlanan yolsuzluklar nedeni ile ne kötü bir başkan olduğu ortaya çıkıyor.
Bu durum iş dünyasında da görülüyor mu?
Yetkin biri gibi görünen yöneticilerin, şirketlerinin iyi kararlar alması konusunda pek yardımları dokunmamasına karşın çok iyi ücretler aldıklarına dair kanıtlar var; yani kesinlikle geçerli. Genel olarak, ortalamada daha iyi görünen kişilerin daha iyi kazandıklarına yönelik çokça kanıt var.
İş yerinde farklı kademeler arasında oluşan ilk izlenimlerin değiştirilmesi veya en azından yumuşatılması ne kadar zaman alır?
Genellikle insanlar izlenimlerini tersine çevirmekte başarılıdır. Elbette bu duruma göre değişecektir. Şirketinizdeki bir yönetici sizinle konuşurken soğuk ve mesafeli göründü diyelim; kendisiyle bir daha etkileşimde bulunma ihtimaliniz çok fazla olmayacaktır. Bu nedenle genel davranışları iyi olsa bile düşüncenizi değiştirmeniz yavaş olacaktır. Bir iş arkadaşınız kendisiyle tanıştığınızda kötü bir gün geçiriyorsa onunla ilgili düşüncelerinizi sonradan değiştirmek için belki de birçok fırsatınız olacaktır. Manevi konularda olumsuz izlenimlerin değiştirilmesi biraz daha zordur; çünkü genel olarak dürüstlük gibi manevi karakteristik özellikleri, dışa dönüklük gibi özelliklere kıyasla daha fazla önemseriz.
Normal davranışın ne olduğuna yönelik bu tanımlar sıklıkla değişir. Örneğin uluslararası ticari müzakereler sırasında ortaya çıkan kültürel farklılıklar ilk izlenimi nasıl etkiler?
Genellikle daha tipik olarak yüzlere güveniriz ancak benim için normal olanla Japonya’daki bir kişi için normal olan farklı olacaktır. Dolayısıyla daha bu noktada bile bir ön yargı mevcut. Ayrıca kabul edilebilir olanın ne olduğunu gerçekten bilmek gerek. Gülümsemek gibi evrensel bir simge bile farklı anlamlara gelebilir: Çoğu batı kültüründe, dostluğun sembolüdür. Ancak Doğu Asya’da daha çok boyun eğmenin, teslim olmanın simgesidir.
Son olarak bir adım geri gelerek bu duruma bir bütün olarak bakalım: Bilinçaltında tüm bu bir anda oluşan yargılamaları eğilimimiz hiç olmasaydı daha mı iyi olurdu?
ALEXANDER TODOROV, İLK İZLENİM UZMANI
12.06.2020
Sayın Todorov, ilk izlenim tam olarak nedir ve nasıl oluşur?
Karar verirken genellikle kestirme yolları seçeriz: Önsezilerimiz, içgüdülerimiz veya bilindik klişeler… Yabancılarla ilgili karar verirken de en kolay ve en erişilebilir kestirme yol, ilk izlenimimizdir. Söz konusu izlenimler, dış görünüş gibi yüzeysel ipuçlarını temel alan ve zihnimizde anlık oluşan yargılardır.
‘Anlık oluşan yargılar’ dediniz; yani tam olarak ne kadar sürede oluşuyor?
İlk izlenimler, kelimenin tam anlamıyla ilk bakışta oluşur. Saniyenin onda birinden az bir süre içinde gördüğünüz bir yüz, kararınızı vermeniz için size yeterli “bilgiyi” verir. Hatta o yüzü daha uzun bir süre boyunca görmenizin, değerlendirmeniz üzerinde hiçbir etkisi olmaz. Üstelik kişinin güvenilir mi yetkin mi olduğu gibi, belli sonuçları olan yargılardan bahsediyoruz.
Bu durumda ilk izlenimler dünyanın karmaşıklığı ile başa çıkmamıza yardımcı oluyor, günlük hayatta fark etmesek de işe yarıyorlar, doğru mu?
Kestirme bir yol olarak, o anda gerçekleşen bir durumda yardımcı olabilirler. Tam o anda belki kişi biraz yorgun, kızgın veya üzgün hissediyordur. Böyle bir kişiye nasıl yaklaşabileceğinizi ve kişiyle etkileşim kurabileceğinizi belirlemek için duygusal durumunu bilmek, hızlıca algılamak son derece yararlı olur. Sorun şu ki, biz yüzün ilettiği bilgiden çok daha fazlasını yorumlama eğilimi gösteriyoruz. Geçici yüz ifadeleri, karaktere yönelik bazı çıkarımlarda bulunmamıza neden olabilir. Dolayısıyla bu yüzü daha önce görmemiş olmamıza ve bu kişi hakkında hiçbir şey bilmiyor olmamıza rağmen kişinin genel olarak nasıl biri olduğunu anladığımıza yönelik belki de yanıltıcı bir içgüdüye sahip olabilirsiniz.
İzlenim oluşturma veya izlenim edinmede yüzler tam olarak nasıl bir rol oynuyor?
Dikkatimizi yüz kadar hızla çeken hiçbir şey yoktur. İnsanlarla etkileşim içine girdiğimizde doğal olarak yüze odaklanırız. Hatta yeni doğanlar, yüz ile aynı kompleksitedeki nesnelere bakmaktansa yüzlere bakmayı tercih ederler. Yüzler daha en baştan çok önemlidir çünkü hem sözsüz hem sözlü iletişim için gerekli…
Belirli yüz özelliklerini beynimizde bazı karakteristik özelliklerle ilişkilendiriyor muyuz? Eski zamanlardaki psikonomi sözdebiliminin de yapmaya çalıştığı buydu değil mi?
Aslında hepimiz bir anlamda temel seviyede birer psikonomistiz; yani anlık izlenimler oluşturuyoruz ve izlenimleri anlamlandırıyoruz. Elbette kişilerin görünüşlerinden yola çıkarak karakterlerini okuma fikri bizi yanlış yönlendirir. 19. yüzyılda psikonomistlerin yani kişilerin yüz hatlarına göre onların karakterini ve hatta geleceğini yorumlayan uzmanların fikirleri, son derece popüler ve etkiliydi. Mesela Charles Darwin, burnu nedeniyle tarihi Beagle yolculuğu şansını neredeyse kaçırıyormuş. Psikonomi düşkünü kaptan, böyle burnu olan birinin yolculuk için “yeterli enerjiye ve azme sahip olamayacağına” kanaat getirmiş. Kalıcı fiziksel özelliklerinizi kontrol edemezsiniz ancak duygusal ifadeler, söz konusu özellikleri temel alan ilk izlenimleri tamamen alt eder. Sert hatlara sahip, dominant gözüken biri eğer devamlı gülümsüyorsa, davranışlı ılımlıysa bu kişinin algılanışını yumuşatacaktır.
Peki ilk izlenimin vücut dili gibi diğer açılardan önemi nedir? Bunları ne derece kontrol edebiliriz?
Bir izlenim oluşturmak için jestler, kıyafetler, giyim ve saç stili gibi mevcut tüm araçlardan yararlanırız. Ne de olsa kendimizi dünyaya sunma stilimizi kendimiz belirliyoruz ve kontrol ediyoruz. Bu nedenle söz konusu görünüşe yönelik belirli ipuçları, hangi sosyal grupların içerisinde olduğumuz veya olmak istediğimiz gibi yararlı bilgiler sunar.
İyi bir ilk izlenim oluşturmak için hangi tavsiyeleri verirdiniz?
Gerek iş, gerekse sosyal yaşamda açık veya örtülü kurallar, normlar vardır. Genellikle insanlar henüz bizi tanımıyorsa zaten bu kuralları bilir ve kolay kolay çiğnemeyiz. İş dünyasında da kendi içinde normlar farklılık gösterebilir. Bazı şirketler daha resmidir; bu nedenle sizden her zaman takım elbise giymenizi ve kravat takmanızı bekleyebilirler örneğin. Ancak bir ajansta veya start-up’taysanız daha rahat kıyafetler giyebilirsiniz. Bunlar hep örtülü kurallardır; yani aslında sizden neler beklendiğini sormanız gerekir. O yüzden basitçe; içinde olduğunuz bağlama ilişkin beklentilere uyum sağlamanız gerekir.
Otomobil veya pahalı saatler gibi statü sembolleri de ilk izlenimi etkiliyor mu?
Elbette. Markalar, kendi saygınlıkları ve klişeleri ile birlikte gelirler. Yani ucuz veya pahalı bir otomobil kullanmama bağlı olarak insanlar benim hakkımda farklı düşünebilirler. Elbette bu çıkarımlarının olumlu veya olumsuz olması, tamamen kendi tercihlerine ve ön yargılarına bağlı olacaktır.
Otomobiller birer statü sembolü olarak ilk izlenimleri sizce nasıl etkiliyor?
Diğer kişilerin durumlarına ilişkin yaptığımız çıkarımlar tamamen otomatik gerçekleşir. Otomobiller de bu yöndeki çıkarımları elbette etkileyebilir. Kişi, örneğin lüks bir marka otomobil kullanıyorsa iyi para kazandığını düşünebiliriz. Ancak aynı marka içinde bile tercih edebileceğiniz çok fazla seçenek oluyor. Otomobilimizi rastgele seçmeyiz ve otomobil seçimlerimiz, en azından belirli bir ölçüde, kimliğimizle ve tercihlerimizle ilgili ipuçlarını ele verir. Bir anlamda bizimle ilgili yargılarda kullandığımız otomobillerin temel alınması da kaçınılmazdır.
Yüzler konusunda yaptığımız hatalar, nesnelere ilişkin yargılarımızda da mı geçerli?
Nesneler, ayrı bir kategori çünkü bir nesneya kıyasla, bir insan hakkında daha çok yanılabilirsiniz. Bir nesneyi gördüğünüzde onu ya seversiniz ya sevmezsiniz. Tamamen estetik tercihlerimizle alakalı, kişisel bir durumdur ve bu da nesne algımızı şekillendirir. Hangi otomobili satın alacağınıza içgüdülerinizi temel alarak karar verseydiniz ve sonra kalitesinin sandığınız gibi olmadığını fark etseydiniz bu tabi ki bir hata olurdu ama bunun dışında bir tercihin “yanlış” olup olmadığını da net bir şekilde söyleyemezsiniz.
İş mülakatları, ilk izlenimlerin son derece önemli olduğu ticari durumların klasik bir örneği. Yanlış yargılar oluşturma ihtimalimiz nedir?
Bilimsel kanıtlara göre, özellikle yapılandırılmamışsa iş mülakatları performansa dayalı bir öngörü oluşturmak için son derece zayıftır. Yapılandırılmamış bir mülakat sürecinde, özellikle risk yüksekse utangaç veya kaygılı kişiler için her zaman ayrımcılık oluşur. İşe alım profesyonelleri için en iyi kariyer ipuçlarından bir tanesi, kararlarını görünüşün hiç rol oynamayacağı veya vasıf ve deneyim gibi faktörlere kıyasla çok küçük bir etkiye sahip olacağı yöntemlerle vermeleridir.
İlk izlenimler uzun vadede, genel kariyerimiz üzerinde nasıl bir etkiye sahip?
Sorun, sıklıkla bir kişiye ilişkin çok az bilgiyi temel alarak ayrıntılı bir resim ortaya koymamızdan kaynaklanıyor. Bazı kişiler önyargılı olmak istemiyor, sadece doğru olanı yapmak istiyor. Ama ön yargılar ve ilk izlenimler, sonuca vardıran kararları tetikliyor. Görünüşün önemli olduğu bir iş için reddedilen bir kişi, farklı bir kariyer yolu seçmek zorunda kalabilir.
Günümüzde bazı becerilere sahip kişiler öyle aranır oldu ki bu kişiler şirketlere başvurmuyor, şirketler onlara başvuruyor. Hep iş başvurusu yapan kişinin iyi bir ilk izlenim bırakabilmesine yönelik konuşuluyor ancak tersi bir durum da aynı düzeyde önemli olabilir. İK çalışanlarına ve ‘headhunter’lara ne önerirsiniz?
Çok doğru. Bu tip meslekler genellikle çok rekabetçidir. İşe alım yapan kişi olarak başvuru yapanların gerçek değerini bilmelisiniz. Çok fazla boş zaman mı istiyorlar? Kontrol edilmeksizin özgürce çalışmayı mı seviyorlar? Herkes için uygun olan tek bir model yok; bu nedenle her zaman uyum sağlayabilmeli ve esnek olmalısınız. Buradaki soru şudur: Bu rekabet ortamında onları kazanmak için ne sunmalıyım?
Bu siyasette de aynı, değil mi? Kitabınızda ABD başkanlarından Warren G. Harding örneğinden bahsediyorsunuz.
Amerika’nın siyasi durumuna ilişkin tarihçiler her zaman araştırmalar yapmıştır ve Harding şimdiye kadar Amerikan tarihindeki en kötü başkanlardan biri olarak görülüyor. 1920’lerde Cumhuriyetçi parti bir çıkmaza giriyor ve Demokratlar çok popüler değil… Warren G. Harding, insanlar üzerinde iyi bir izlenim bırakan, başkanlığa tam uygun bir görünüşe sahip. Yüzlerden karakterleri okuyabildiklerini iddia eden zamanın psikonomistleri, çenesinin iyi bir başkan olabileceğine işaret ettiğini ileri sürüyorlar. Harding’in görünüşü seçilmesine yardımcı oluyor ancak başkanlığında şahlanan yolsuzluklar nedeni ile ne kötü bir başkan olduğu ortaya çıkıyor.
Bu durum iş dünyasında da görülüyor mu?
Yetkin biri gibi görünen yöneticilerin, şirketlerinin iyi kararlar alması konusunda pek yardımları dokunmamasına karşın çok iyi ücretler aldıklarına dair kanıtlar var; yani kesinlikle geçerli. Genel olarak, ortalamada daha iyi görünen kişilerin daha iyi kazandıklarına yönelik çokça kanıt var.
İş yerinde farklı kademeler arasında oluşan ilk izlenimlerin değiştirilmesi veya en azından yumuşatılması ne kadar zaman alır?
Genellikle insanlar izlenimlerini tersine çevirmekte başarılıdır. Elbette bu duruma göre değişecektir. Şirketinizdeki bir yönetici sizinle konuşurken soğuk ve mesafeli göründü diyelim; kendisiyle bir daha etkileşimde bulunma ihtimaliniz çok fazla olmayacaktır. Bu nedenle genel davranışları iyi olsa bile düşüncenizi değiştirmeniz yavaş olacaktır. Bir iş arkadaşınız kendisiyle tanıştığınızda kötü bir gün geçiriyorsa onunla ilgili düşüncelerinizi sonradan değiştirmek için belki de birçok fırsatınız olacaktır. Manevi konularda olumsuz izlenimlerin değiştirilmesi biraz daha zordur; çünkü genel olarak dürüstlük gibi manevi karakteristik özellikleri, dışa dönüklük gibi özelliklere kıyasla daha fazla önemseriz.
Normal davranışın ne olduğuna yönelik bu tanımlar sıklıkla değişir. Örneğin uluslararası ticari müzakereler sırasında ortaya çıkan kültürel farklılıklar ilk izlenimi nasıl etkiler?
Genellikle daha tipik olarak yüzlere güveniriz ancak benim için normal olanla Japonya’daki bir kişi için normal olan farklı olacaktır. Dolayısıyla daha bu noktada bile bir ön yargı mevcut. Ayrıca kabul edilebilir olanın ne olduğunu gerçekten bilmek gerek. Gülümsemek gibi evrensel bir simge bile farklı anlamlara gelebilir: Çoğu batı kültüründe, dostluğun sembolüdür. Ancak Doğu Asya’da daha çok boyun eğmenin, teslim olmanın simgesidir.
Son olarak bir adım geri gelerek bu duruma bir bütün olarak bakalım: Bilinçaltında tüm bu bir anda oluşan yargılamaları eğilimimiz hiç olmasaydı daha mı iyi olurdu?
Bu hızlı ilk izlenimleri oluşturmamızın nedeni, modern topluluklar içerisinde yaşıyor olmamız; yabancılarla çevriliyiz ve etkileşimde bulunmamız gerekiyor. Evrimimizin çoğunda 30 - 40 kişilik kabilelerde yaşadık. İzlenimlerimizi temel almamız gerekmiyordu, bu kişileri tanıyorduk ve nasıl insanlar olduklarını biliyorduk. Bu yaşam biçimi, yaklaşık 15.000-20.000 yıl önce değişti; şimdi kestirme yollara ihtiyaç duyuyoruz. İlk izlenimler, yararlı psikolojik bir işleve sahiptir; bir kişinin ne yapma niyetinde olduğunu bulmaya çalışmamız açısından iyidirler. Canı sıkkın bir kişi, büyük ihtimalle o anda bize çok fazla yardımcı olamayacaktır. Aynı şekilde bir kişinin karakterini anlayamayacağınızı bilmeniz önemlidir; yalnızca yarım saatlik bir sohbetle kişinin yetkin mi ya da güvenilir mi olduğunu bilemezsiniz. Ancak bu izlenimler toplum içinde bir role sahiptir ve bunları kaldırmak imkansızdır.
ALEXANDER TODOROV, İLK İZLENİM UZMANI
* Yazı için kaynak: www.bmw.com/en/innovation/how-to-make-good-first-impression.html