Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
HOPARLÖRLERİ TEST ETMEK İÇİN EN İYİ 6 ŞARKI.
Otomobil hoparlörlerinin iyi olup olmadığı nasıl anlaşılır? Bowers & Wilkins’in ses mühendisleri ile birlikte ses sisteminizin performansını her açıdan test edebilmeniz için 6 şarkılık bir liste hazırladık.
Bowers & Wilkins Diamond Surround Sisteminin bir parçası, BMW X7’nin A sütunu ve B sütunu arasına yerleştirilmiştir.
08.06.2020
Otomobilde müzik dinlemeyi kim sevmez? Trafiğin yoğun olduğu saatleri ya da keyifli şehirlerarası yolculukları müziksiz hayal etmek neredeyse imkansız. Teknoloji daha yüksek kaliteli ses imkanı ve daha fazla müzik kaynağı sunacak şekilde geliştikçe otomobilde müzik dinleme deneyimi, ses sistemleri konusunda seçici dinleyicileri bile oldukça tatmin edecek seviyelere ulaştı.
Bowers & Wilkins, BMW yolcularının orijinal kaydın en doğru reprodüksiyonunu deneyimleyebilmesini sağlamak için Diamond Surrond Ses Sistemini geliştirdi.
Bowers & Wilkins tarafından sunulan 802 D3 hoparlörlü bir kayıt stüdyosu.
Nasıl bir şarkıyı en iyi şekilde icra edebilmek için aylarca çalışmak gerekiyorsa, otomobilde doğru sesi oluşturmak için de her otomobili mükemmel hale getirecek doğru şarkıyı arayan Bowers & Wilkins ve BMW’nin uzman ses mühendisleri yüzlerce saat süren testler ve ayarlamalar yapıyorlar.
Peki otomobil içinde ses testi yapmak için şarkı listesi nasıl oluşturuluyor? Hoparlörleri test etmek için en iyi şarkılar, zaten bildiğiniz ve duygularınızı harekete geçirecek şarkılar olmalı. Böylece ses performansının başarısını veya performanstaki eksik noktaları rahatça algılayabilirsiniz.
Bowers & Wilkins mühendislerinin otomobil ses sistemlerini tiz ve bas kalitesinden ritim ve dinamikleri ele alma şekillerine kadar test etmek için kullandığı, Spotify’dan da dinleyebileceğiniz 6 şarkıyı aşağıda sizin için listeledik.
1- GREGORY PORTER: “HOLDING ON”
Bu sıcak ve duygusal Blue Note parça, son derece temiz bir ses prodüksiyonuna sahip. Porter’ın gür sesini eksiksiz, derin bir akustik alanın merkezine yerleştiren parçada arka plan gürültüsünün olmaması da Bowers & Wilkins Diamond Surround Ses Sistemi’nin düşük gürültülü ve zahmetsiz berraklığını daha iyi bir şekilde ortaya koyuyor. Bu mükemmel sesin büyüsünden çıkıp diğer öğelere odaklandığınız taktirde, bir diğer kilit noktanın da Porter’ın sesinin mekan içinde soldan sağa yerleşimi olduğunu fark edeceksiniz. Bu stereo ses kompozisyonunda enstrümantal kısımlar ve vokal öğeler mükemmel bir şekilde karşınızda yer alıyor.
2- LORDE: “ROYALS”
Bu güçlü ve minimalist elektro pop parça, yalınlığı içerisinde o denli olgun, o denli gelişmiş ki Yeni Zelandalı şarkıcı Lorde’nin bu parçayı çıkardığında 16 yaşında olduğuna inanmak oldukça güç. Koltuğu sallayan bas ile keskin ve nükteli şarkı sözlerinin bir adım öne taşıdığı akıllıca, bağımlılık yapan bu etkileyici parçada popun her zaman yavan olmadığının kanıtını bir kez daha görüyoruz. “The Love Club EP” albümünün demo kaydı “Royals” elbette kolayca dillere dolansa da bir sonraki beğenilen “Team” parçası da son derece keyif veriyor. Bu demonun BMW sisteminizin subwoofer ve hoparlör kalitesini göstermek için sıra dışı bir kayıt olduğunu söyleyebiliriz.
3- DEADMAU5 FEATURING GRABBITZ: “LET GO”
Bir deadmau5 parçası olmadan Bowers & Wilkins demo şarkı listesi olur mu? Olmaz. Elektronik müziğin öne çıkan etkisi, üstün kalitedeki prodüksiyona duyulan tutkuyla sınırsız yeniliği bir araya getiriyor ve tüm albümlerinde tutarlı bir şekilde yüksek bir standart yakalıyor. “Let Go” olağanüstü bir parça; şarkının atmosferik açılışı, yerini hızlıca hiddetli elektro tınılarına bırakıyor. Bu da sisteminizin ölçeğini, mekansal sunumunu ve subwoofer gücünü test etmek için ideal bir birleşim.
4- ZZ TOP: “BLUE JEAN BLUES”
ZZ Top’ın 1975 yılındaki dördüncü albümü, canlı kayıtlar ve stüdyo kayıtlarının ilginç bir birleşiminden oluşuyor. İlk kısım tamamen canlı, çarpıcı bir şekilde ‘gerçek’ ve heyecan verici iken ikinci kısımsa gerçek anlamda şaşırtan altı güçlü stüdyo kayıtlarınadan oluşuyor. Elbette “Tush” grubun herkesçe tanınan, ilk gerçek hit’i olsa da hoparlör ses testi için bizim favorimiz “Blue Jean Blues” parçası oluyor. Usta Billy Gibbons’ın olağanüstü blues gitar solosu, tekniğin ve hassasiyetin öne çıktığı, inanılmaz bir iş. Bu parça, siz otomobilinizi kullanırken sisteminizde tam karşınızda dengeli ve odaklı bir ses sunuyor olmalı.
5- THE BLACK KEYS: ”GOLD ON THE CEILING”
The Black Keys, sıklıkla aynı şekilde monokrom bir tınıya sahip olan The White Stripes ile karıştırılıyor. Ancak Ohio’nun en iyi gruplarından olan The Black Keys, çok daha üretken ve deneysel bir yapıya sahip diyebiliriz. Zaman içinde ve pek çok kaydın ardından ağır, kirli ve ham sesli garage rock müzikleri, çok daha karmaşık ve tabii ki çok daha ticari bir hale büründü. “Gold On The Ceiling”, grubun yedinci albümleri “El Camino”nun ikinci single’ı. Bu parçada, 1960’lar stili vokaller 1970’lerin ortalarındaki Glam Rock gitar tınılarıyla bir arada sunuluyor ve hepsi son derece akılda kalıcı bir elektro bas ritmiyle destekleniyor. Yalın ve karşı konulamaz düzeyde eğlenceli bu parça, otomobil ses sisteminizin ana hoparlörleri ile subwoofer’ı arasındaki entegrasyonu değerlendirmek için de bire bir.
6- JOSÉ JAMES: “TROUBLE”
“No Beginning No End“ albümünde hip-hop, R&B ve modern caz, zahmetsiz bir biçimde harmanlanıyor; benzersiz ve son derece yaratıcı bir birliktelik oluştuyor. Robert Glasper ve Pino Palladino gibi efsanevi isimlere ev sahipliği yapan albümün sıkı ve ritmik bir orkestrasyona sahip olması hiç şaşırtıcı değil. Ancak parçanın gerçek yıldızı, James’in sıcak ve duygulu sesi. Sly Stone stili yumuşak tonu, kaydın pürüzsüz, yumuşak prodüksiyon değerlerini mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Öne çıkan ve gerçek bir hoparlör ses testi niteliği taşıyan diğer bir özellik de cezbedici bas gücü. Palladino ortak yapımı ile üretilen son mixlerde The Who’nun Entwistle’dan sonraki bas gitaristinin düşük frekans konusunda ne kadar usta olduğu net bir şekilde görülüyor.
Akustik inovasyonların merkezinde gerçekleştirilen öncü işler, Nautilus hoparlör gibi yenilikçi tasarım ve teknolojileri yarattı. Yeni BMW 7 Serisi ’ndeki Bowers & Wilkins Diamond Surround Ses Sistemi, bu teknolojiden ilham alan spiral dağılma kanallarını içeriyor. Sistem, her bir tahrik biriminin arkasından gelen yansıyan sesi emiyor ve rezonansı minimuma indiriyor.
Bowers & Wilkins’in Southwater, İngiltere’deki yepyeni araştırma tesisinde, kurucu John Bowers’ın orijinal dinleme odasının bir replikası da yer alacak. Üstelik yaklaşık 2800 metrekarelik alanda araştırmacılar için çok sayıda yankı yapmayan oda, çeşitli ses testi odaları ve özel olarak ayrılmış otomotiv ve kulaklık laboratuvarları sunuluyor.
BOWERS & WILKINS HAKKINDA
Çarpıcı ses ortamlarını çoğaltan sentetik Diamond Dome tweeter’lı ev tipi ses sistemlerinden BMW X7 , BMW 8 Serisi ve çok daha fazlasında yer alan stüdyo ölçekli akustik teknolojiler içeren otomobil hoparlörlerine kadar Bowers & Wilkins tarafından tasarlanan her hoparlörde yenilikçi tasarım, hassas üretim ve detaylı test süreçleri önemli bir rol oynuyor. Her biri ayrı ele alınarak tasarlanan Bowers & Wilkins hoparlörlerin entegrasyonu ve konumlandırması için uzmanlar tarafından yüzlerce saat süren ayarlamalar yapılıyor.
*Yazı için kaynak: www.bmw.com/en/innovation/best-songs-to-test-car-speakers.html