İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog

İLGİNÇ BMW GERÇEKLERİ.

Bunları biliyor muydunuz?

İLGİNÇ BMW GERÇEKLERİ.Bunları biliyor muydunuz?
    BMW model adlandırmalarının belirli bir mantığa dayandığını veya 1972'de geliştirilen bir konsept otomobilin, bugün gerçek olan sürücü destek sistemlerini test ettiğini biliyor muydunuz? BMW ile ilgili sizler için derledik.


    18.02.2025

    Devamı

    BMW, tarih boyunca ikonik otomobiller ve çığır açan yenilikler ve tasarım, motor sporları, özel seriler ve zamansız mimari alanlarında önemli kilometre taşlarına imza attı. Bilginizi test edin: BMW hakkında aşağıdaki ilginç bilgileri ve detayları biliyor muydunuz? BMW tutkunları için BMW Joy Blog’da derledik.

    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog

    BMW merkez binasındaki katların asılı durduğunu biliyor muydunuz?

    Viyanalı mimar Prof. Karl Schwanzer tarafından tasarlanan bu avangart yapı, yenilikçi bir kaldırma yöntemiyle inşa edildi. Bina, alışılmışın dışında bir fikre dayanıyordu: Yapının çekirdeğindeki yatay kirişler sabit noktalar olarak görev yaparken, her silindire yaklaşık 100 çelik çubuk bağlandı. Bu destek sistemi sayesinde, önce yerde beton dökülerek oluşturulan katlar yukarı doğru çekildi. Bu yenilikçi inşaat yöntemi sayesinde bina, rekor sürede – sadece 22 ayda – tamamlandı ve 1972 Münih Olimpiyatları’na yetiştirildi.

    BMW model adlandırmaları neye göre yapılıyor?

    1972’de ilk BMW 5 Serisi'nin tanıtılmasıyla birlikte, açıklayıcı bir isimlendirme sistemi de geliştirildi. Bu sistem üç rakamdan oluşuyordu: İlk rakam model serisini, ikinci ve üçüncü rakam ise motorizasyonu gösteriyordu. Başlangıçta bu, doğrudan motor hacmine dayanıyordu – örneğin “318”, 1800 cc motora sahip BMW 3 Serisi’ni ifade ediyordu. Zamanla ek tanımlamalar da eklendi: "i" enjeksiyonlu motorları, "x" dört tekerlekten çekiş sistemini, "L" ise uzun aks mesafeli versiyonları temsil etti. 1972’de yalnızca dört adet model serisi olmasına rağmen (3, 5, 6 ve 7 Serisi), bu numaralandırma sistemi ilerleyen yıllar için esneklik sağladı. 1970’lerin sonunda, motor sporlarına özel "M" ön eki tanıtıldı. On yıl sonra "Z" harfi roadster modellerini ifade etmeye başladı. BMW’nin ilk Sports Activity Vehicle (SAV) modeli olan X5 ile birlikte büyük "X" harfi kullanılmaya başlandı. Elektrikli BMW modellerinin başlangıcını ise "i" serisi işaret etti.
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog

    Isetta’nın, BMW’nin özel bir isim taşıyan tek seri üretim otomobili olduğunu biliyor muydunuz?

    BMW’nin ilk modeli BMW 3/15 PS’ten itibaren, markanın seri üretim otomobilleri aslında “isimsizdi”; yani yukarıda da açıkladığımız gibi, model adlandırmaları genellikle sayılardan oluşuyor ve bazen harflerle destekleniyordu. Ancak BMW Isetta, bu kuralın dikkate değer bir istisnası oldu. İsmin kökeni, aracı ilk olarak geliştiren İtalyan ISO şirketine dayanıyordu. BMW, bu küçük şehir otomobilinin üretim lisansını aldı, motorunu değiştirdi ve zamanla tasarımını yeniledi. Ancak (belki de 1950’lerin dolce vita özlemine mükemmel uyduğu için) orijinal Isetta ismini korudu.

    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog

    1972 model BMW Turbo’nun, sürücü destek sistemlerinin öncüsü olduğunu biliyor muydunuz?

    BMW, 1972 Münih Olimpiyatları yılına özel olarak, BMW Turbo konsept otomobilini tanıttı. Bu model, geleceğin teknolojilerini test eden hareketli bir laboratuvar olarak tasarlandı. BMW’nin tasarım şefi Paul Bracq tarafından geliştirilen ve yere çok yakın alçaklıkta olan spor otomobil, kendini onarabilen darbe bölgeleri, güvenlik odaklı direksiyon sistemi, tüm çevresini kaplayan tampon şeritleri ve göz alıcı aydınlatmalı boya kaplaması gibi yenilikçi özelliklere sahipti. Üstelik, BMW Turbo sürücüyü potansiyel tehlikelere karşı uyarıyordu. Örneğin, radar tabanlı fren mesafesi göstergesi, güvenli takip mesafesi aşıldığında uyarı veriyordu. Bunun yanı sıra, fren sıvısı seviyesi, fren aşınması ve fren devrelerindeki basınç değişiklikleri için gösterge sistemleri bulunuyordu.

    1983 Formula 1 aracındaki motor bloğunun, standart bir BMW 3 Serisi'nden alındığını biliyor muydunuz?

    Nelson Piquet’in Formula 1 aracındaki dört silindirli motor, BMW’nin önceki yarış serilerinde test edilmiş teknolojilere dayanıyordu. Motor bloğu, doğrudan seri üretimden alınmış ve BMW’nin o dönem “Neue Klasse” olarak bilinen modellerinde kullanılmıştı. Hatta BMW’nin 1983 Formula 1 Dünya Şampiyonluğu kazandığı yıl, aynı motor bloğu birçok BMW 3 Serisi modeline de güç veriyordu. Bu motor bloğu gri dökme demirden üretilmişti. Başlangıçta, motor bloğunun yaklaşık 100.000 km yol katetmiş olması, malzeme üzerindeki gerilmeleri azaltmak açısından önemliydi. BMW, daha sonra yapay yaşlandırma yöntemiyle bu süreci mükemmelleştirdi.
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog

    BMW’nin, hidrojenle çalışan motorları 1979’da test etmeye başladığını biliyor muydunuz?

    1979 yılında, BMW ve Alman Uzay Araştırma Merkezi (DFVLR, günümüzde DLR), ilk hidrojen test aracını geliştirdi. Bu araç, 1975 model BMW 520/4 temel alınarak üretildi. Dışarıdan bakıldığında, benzinle çalışan versiyonlarından neredeyse farksızdı. Ancak, benzin yerine hidrojenle çalışan dört silindirli bir motora sahipti. Bu deney, hidrojenin içten yanmalı motorlarda teknik olarak uygulanabilir olduğunu erken bir aşamada kanıtladı ve gelecekte hidrojenin alternatif bir güç kaynağı olarak kullanılmasının temellerini attı.

    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog

    BMW Welt’in çatısının, Venedik’teki San Marco Meydanı’nı kaplayacak kadar büyük olduğunu biliyor muydunuz?

    14.000 metrekareden geniş bir alana sahip olan BMW Welt’in çatısı, ünlü San Marco Meydanı’nı rahatlıkla kaplayabilir. Ayrıca BMW Welt’in 269 metre uzunluğundaki köprüsü, Bavyera’daki en uzun kendini taşıyan köprü unvanına sahip. Ve bu etkileyici yapının çift konili mimarisinde, 1.000 tondan fazla çelik ve 900’den fazla benzersiz cam panel kullanılmış.

    BMW’nin, 2007 yılında “Project i” ile elektromobiliteyi yeniden değerlendirdiğini biliyor muydunuz?

    BMW’de elektromobiliteye yönelik yenilikler, 1972’de (BMW 1602 Electric) ve 1991’de (BMW E1) özel olarak geliştirilen tamamen elektrikli modellerle başlamıştı. “Project i” ise, mobiliteyi sıfırdan düşünme ve mevcut yapıların dışına çıkma özgürlüğü sunması açısından çok özel bir projeydi. 2007’de başlatılan bu projenin bulgularına dayanarak geliştirilen BMW i3, 2013 yılında piyasaya sürüldüğünde BMW Grubu’nun ilk ve tek tamamen elektrikli seri üretim modeli oldu. Geliştirme sürecinde tüm değer zinciri boyunca sürdürülebilirliği en üst düzeye çıkarmak da temel odak noktalarından biriydi.
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog
    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog

    BMW’nin sınırlı sayıda üretilen özel modellerinin, markanın köklü bir geleneği olduğunu biliyor muydunuz?

    BMW, küçük ölçekli özel üretimler ile otomotiv dünyasında benzersiz bir miras oluşturdu. 2022’de, markanın yıldönümüne özel olarak tanıtılan BMW 3.0 CSL’in ardından, BMW Skytop sınırlı sayıda üretilen prestijli bir model olarak bu geleneği sürdürüyor. BMW’nin bu yaklaşımı, M3 European Champion Edition (1988), M3 CSL (2002), Steinway & Sons’tan ilham alan BMW Individual 7 Serisi Composition (2010) ve BMW Individual ile ROBBE & BERKING iş birliğiyle üretilen BMW 760i Sterling (2013) gibi efsanevi modellerle kendini kanıtladı.

    İlginç BMW Gerçekleri | BMW Joy Blog

    1994 model BMW 7 Serisi’nin, direksiyon üzerinde düğmelere sahip ilk model olduğunu biliyor muydunuz?

    Yeniliklerin itici gücü olan motor sporları, bu gelişimde de önemli bir rol oynadı. 1980’lerin sonlarında, Formula 1 direksiyonları, sürücülere çeşitli ayarlama seçenekleri sunan kontrol düğmeleriyle donatılmaya başlandı. Peki, BMW sürücülerinin temel fonksiyonları doğrudan direksiyondan kontrol etmesi daha sezgisel bir fikir olmaz mıydı? Bu vizyonun ilk uygulaması, 1994 model BMW 7 Serisi ile hayata geçti. Bu modelde sürücüler, hi-fi ses seviyesini, ses kaynağını ve hız sabitleyiciyi direksiyon üzerindeki düğmelerle kontrol edebiliyordu.


    * Yazar: BMW; Sanat Direktörleri: Verena Aichinger, Madita O'Sullivan Fotoğraflar: BMW.

    Devamı
    BMW 7 Serisi Sedan | BMW Joy Blog

    THE 7

    BMW 7 SERİSİ SEDAN.

    THE 7

    BMW 7 SERİSİ SEDAN.

    İLGİLİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR:

    İlham Veren Mimari Eserler | BMW Joy Blog

    İLHAM VEREN MİMARİ ESERLER

    BMW Isetta. Bir Kahramanın Hikayesi. | BMW Joy Blog

    BMW ISETTA’NIN HİKAYESİ