Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
ELEKTRİKLİ WINGSUIT
NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Avusturyalı Peter Salzmann’ın elektrikli atlayış tulumu ile yüksekten atlayarak gerçekleştirdiği uçuşu #NEXTGen kapsamında heyecanla izlemiştik. Salzmann, “Electrified Wingsuit” projesinde hem BMW i hem de BMW Group’un gelecek mobil konseptleri için çalıştığı ajans Designworks ile birlikte yepyeni bir alana adım attı ve bazı engellere rağmen başarıya ulaştı. Elektrikli atlayış tulumu ile yapılan bu öncü uçuşunun ilginç öyküsü Joy Blog’da.
25.12.2020
PETER SALZMAN UÇUŞU ANLATIYOR.
Peter Salzmann, Alplerin dondurucu rüzgarı yüzüne vururken bile gülümsüyor; çünkü Avusturyalı bir wingsuit pilotu olan Salzmann’ın uzun zamandır beklediği an sonunda geldi! Helikopter onu 3.000 metre yüksekliğe taşıyor. Bulutların arasından, Drei Brüder yani “Üç Erkek Kardeş” dağlarının silüeti şimdiden görülebiliyor. Birkaç dakika içerisinde Salzmann’ın uzun süredir kurduğu bir hayal gerçek olacak: Elektrikli motoru sayesinde Drei Brüder Dağları üzerinde uçabilmesini sağlayan wingsuit’iyle yüksekten atlayacak. O an yaklaşırken, Salzmann neredeyse meditasyon yapar gibi tüm süreci son bir kez daha aklından geçiriyor. Gözlerini kapatıyor ve zihin gözüyle önünde uzanan boşlukta uçarken başını, gövdesinin üst kısmını ve ellerini hafifçe hareket ettiriyor. Üç yıllık çalışma, araştırma ve testleri hepsi bu bir anlık deneyim için. Nefesini veren Salzmann, helikopterin açık kapısının sol ve sağ tarafından tutarak kısa bir süre bekliyor ve atlıyor.
ELEKTRİKLİ "WINGSUIT" FİKRİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
2017 yılına geri dönerek Salzburg’a gidelim. Bu vizyoner projenin fikri, bir iş çıkışı ansızın ortaya çıkıyor. Peter Salzmann şöyle anlatıyor: “O zamanlar yüksekten paraşütle atlama konusunda bana akıl hocalığı yapan bir arkadaşımla birlikte skydiving ve BASE jumping için kıyafetler geliştiriyordum. Test yaptığımız bir günün ardından akşam rahat bir ortamda, performansı nasıl artırabileceğimiz konusunda birçok fikir paylaştık. Bunlardan biri destekleyici bir motordu ve ben bu fikri bir türlü kafamdan atamadım. Yaşadığım yerde bulunan bir dağdan atlayıp bahçeme iniş yapabilme fikrini büyüleyici bulmuştum.”
Avusturyalı maceracı Salzmann, her zaman uçmayı hayal etmiş. Daha küçük bir çocukken onu yükseğe çıkaracak herhangi bir şeyin üzerine çıkıp minderlerin ya da yastıkların üstüne atlarmış. Salzmann şunları söylüyor: “Uçmak özgürlüktür. Bilinmeyene duyulan arzu ve yeni ufukları keşfetmenin en mükemmel halidir.” Dublör, BASE jump sporcusu, uçuş eğitmeni ve "wingsuit" pilotu olarak Salzmann, uçmayı bir meslek haline getirdi. Uçmak onun için kendine çizdiği yolu izlemesini mümkün kılan tam zamanlı bir uğraş olmuştu. 33 yaşındaki Salzmann şunları ekliyor: “Bugüne kadar kalbimin sesi bana ne söylediyse onu yaptım. Ama her zaman bundan daha fazlası olabileceğini de biliyordum.”
İnce ve güçlü bir fiziğe sahip olan bu atletle karşılaştığınızda rahat ve ayakları yere basan biri olduğunu fark ediyorsunuz, ancak sizi anında büyüleyen bir karizması da var. Salzmann, yaptığı sporu ileriye taşımak ve yeni, bilinmedik alanlara adım atmak amacındaydı. Yardımcı itiş teknolojisine sahip bir wingsuit yani atlayış tulumu fikrini uygulamak istiyordu ve bunun yöntemini bulabilmek için haftalarca garajında çalıştı. Salzmann, süzülme süresini artırmayı, daha yüksekten kalkış yapmayı, her zamankinden daha uzağa uçmayı ve uygun bir yere iniş yapabilmeyi istiyordu. “Aklıma boru şeklinde bir muhafaza içerisine yerleştirilmiş bir pervane geldi. Ancak geleneksel veya yakıtla çalışan bir motor söz konusu olamazdı çünkü sürdürülebilirlik benim için çok önemli ve günlük yaşamımda uygulamaya çalıştığım bir şey. Yukarıdan da baksam, yerden de baksam doğadan keyif alıyorum. Bu yüzden söz konusu mobilite olsa bile sürdürülebilirlik yolunu izlemekte kararlıyım. BMW i’nin vermiş olduğu büyük destek sayesinde elektrikli mobilite alanındaki gelişmeler, hayalimi gerçekleştirmemi sağladı.”
HAYALLERE AÇILAN KAPININ ANAHTARI: BMW İLE İŞBİRLİĞİ
Hayatta öyle bir an gelir ki; her zaman yaptığınız şeyi yapmaya devam etmekle yeni bir şeyler yapmak arasında bir seçim yapmanız gerekir. Peter Salzmann ilerlemek istese de bunun için bir uzman yardımına ihtiyacı olduğunu biliyordu. İstediği şeyi, 2017’de BMW i’de buldu. O zamanlar BMW i’de proje sorumlusu şimdilerde ise Marka Deneyimi Başkan Yardımcısı olan Stefan Ponikva “Elektrikli itiş sistemleri ile yenilikçi malzeme ve teknolojilere yönelik geleceğe odaklanan yaklaşımımız, Peter Salzmann’ın alışılmadık ancak hayranlık verici fikriyle mükemmel uyum sağlıyordu.” diyor. “Bence Peter Salzmann, benzersiz vizyonu, tutkusu ve cesaretiyle BMW i markasının yaklaşımıyla kusursuz biçimde özdeşleşiyor. Derin teknoloji bilgisi ve marka anlayışıyla bir araya gelen fiziksel çabasından da çok etkilendim.”
Tamamen elektrikli BMW iX3 gibi e-mobilite alanındaki geliştirme çalışmaları bir yandan eş zamanlı olarak devam ediyordu. Salzmann’ın fikri için izlenecek yol da ortadaydı; birlikte elektrikli bir wingsuit geliştireceklerdi. Herkesçe bilinen, klasik uçuş giysisi üzerinde baş döndürücü yüksekliklerden hızlıca havalanmayı ve gerçek anlamda çevik bir uçuş deneyimini mümkün kılacak geliştirmeler yapılacak; yenilenebilir enerjiyle çalışan, normal bir wingsuit ile kullanılabilecek kadar kompakt ve sınırlı seviyede ısı üretecek bir elektrikli itiş sistemi oluşturulacaktı. Salzmann şunları söylüyor: “Bu tip zorluklarla uğraşmayı ve onları aşmayı seviyorum. Yeni kıyafetler geliştirmek, yeni donanımı test etmek ve wingsuit ile uçuş sporunun farklı şekillerde tanıtımını yapmak beni cesaretlendiriyor. BMW i, projeyi en yüksek güvenlik standartları ve gereken tüm geliştirme adımlarıyla birlikte gerçekleştirebilecek, kusursuz bir yaratıcı ortak oldu.”
Aynı zamanda BMW i aracılığıyla BMW Group’un yenilikçi tasarım stüdyosu Designworks ile de temasa geçildi. Stüdyo, Salzmann’a yeni itiş teknolojisi ve elektrikli pervaneye uyarlanacak uçuş giysisinin geliştirilmesi için uzmanlarla çalışma olanağı sağladı. Ponikva şunları ekliyor: “Teknik açıdan mobilite ve diğer sektörlerin ihtiyaçlarını bir araya getirmekte uzman olan Designworks’ü de işe dahil ettik.” Bu vizyonu ekibiyle birlikte hayata geçirmek Ponikva için kişisel olarak son derece keyif verici olmuş. “Normal bir atlayış tulumu ile uçuş ve yüksekten atlama, yalnızca hafif ve çevik bir elektrikli pervane ile mümkün olabilir. Kıyafet dağa tırmanabilecek kadar hafif, sert dönüşler ve manevralar yapabilecek kadar çevik olmasına rağmen uçuşun sükunetini bozmayacak kadar da sessiz olmalı.”
Stefan Ponikva, BMW wingsuit projesi sorumlusu“Elektrikli wingsuit’le uçuş BMW i teknolojisinin gelişmesini sağlayan, yenilikçi bir iletişimi ifade eden çok sevdiğim bir proje oldu.”
ELEKTRİKLİ WINGSUIT’IN İLK ADIMLARI
Fikirler taslak çizimlere, taslak çizimler dijital modellere ve dijital modeller de ilk prototiplere dönüştü. Salzmann “Prototiplerin ilki kartondan yapıldı. Pervane ünitesi, batarya ve ilgili diğer her şey dahil olduğunda uçuş ünitesinin boyutu hakkında bir fikir sahibi olabilmek için özellikle bu şekilde ilerledim.” diyor. Biri büyük ve diğeri daha küçük olmak üzere iki model üretilmiş. Bir sonraki adım herhangi bir pervane ya da elektronik devre içermeyen alüminyum bir prototip olmuş. Salzmann ağırlık ve boyutların simülasyonu için kullanılan bu kıyafeti kemer donanımı ve göğüs plakası ile birlikte giymiş.
Salzmann şöyle devam ediyor: “Geliştirme süreci sürekli olarak iniş ve çıkışlarla doluydu, devamlı yeni zorluklarla karşılaşıyorduk. En başta itiş ünitesini sırt kısmına yerleştirecektik. Fakat ilk çizimler ve aerodinamik uzmanlarıyla yaptığımız görüşmelerin ardından uçuş ünitesini ön tarafa yerleştirmeye karar verdik.” Salzmann ve ekibi aynı zamanda daha büyük bir pervane ile birlikte %40 ek gücü kullanma planından da hemen vazgeçmek zorunda kalmış. “Uçuş tulumunu ilk kez denediğimde tüm donanımın çok ağır olacağı ve bana sınırlı hareket özgürlüğü vereceği son derece açıktı. Konforlu ve güvende hissetmek atlama sırasındaki en önemli öğeler. Ayrıca daha sonra paraşütü açabilmek için de hareket özgürlüğüne sahip olmam gerekiyor.” Bu nedenle mühendisler, hala 1 m genişliğinde olan ve rüzgar tünelindeki testler sayesinde hassas şekilde ayarlanan daha küçük modele odaklanmış. Son uçuş ünitesi, her biri 13 cm çapında iki pervanesiyle gelecekten gelen bir mini denizaltına benziyor. Kıyafete elektrik sağlayan 50 V lityum bataryanın ağırlığı 12 kg civarında ve bir menteşe ünitesi aracılığıyla pilotun göğüs plakasına yerleştiriliyor. Hafif karbon fiber ve alüminyum yapıya sahip iki karbon pervane toplam 15 kilowatt güce sahip ve 25.000 dev/dk civarında bir hızda çalışıyor.
RÜZGAR TÜNELİNDE WINGSUIT İLE TEST UÇUŞU
Uçuş giysisinin ilk test serisi BMW’nin yatay rüzgar tüneli AEROLAB’de gerçekleştirildi. Çeşitli pervane tiplerinin ve wingsuit’lerin değerlendirilmesi ve karşılaştırılması için rüzgar tüneli testinden yararlanıldı. Salzmann şunları söylüyor: “İlk birkaç denemede tüm teçhizatı orijinal pervane ve wingsuit ile birlikte mankenle test ederek tüm kuvvet ve ivmeleri ölçtük. Ardından pervane tipleri ve belli pozisyonlar üzerinde karar kıldık.” Bir sonraki adımda İsveç’e bir yolculuk yapıldı. “Stockholm’deki rüzgar tünelinde yapılan ilk uçuş kıyafeti testi benim için bir kilometre taşıydı. Gülümsemeden duramıyordum. Çünkü o ana kadar bir pervaneyle uçuşu kontrol edip edemeyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Rüzgar tünelindeki bu gökyüzü dalışı, wingsuit pilotlarının kapalı alanda uçabilecekleri dünyadaki tek yer. Burada uçuşu simüle edebildim ve paraşütümü sorunsuz bir şekilde açıp açamayacağımı test ettim. Çok dengeli hissettim! O zaman doğru yolda olduğumuzu anladım.” İtiş ünitesinin bu ilk tasarımından sonra Salzmann donanımın uçuş davranışı üzerindeki etkisini anlamak amacıyla ilk helikopterden atlama testlerini gerçekleştirdi. Sonraki adımda pervane, batarya teknolojisi ve gerekli elektronik donanımla birlikte iki prototip üretildi ve artık açık havaya çıkma zamanı geldi.
Salzmann uçuş ünitesiyle 30’dan fazla test atlayışı gerçekleştirdi. “İlk atlayışlarla ilgili değerlendirmelerin ardından pervanelerin hala yeterli hava akışı almadığı sonucuna vardık. Bu yüzden wingsuit’e ek hava girişleri entegre ettik.” İtiş sistemi BMW i ve Designworks ile yakın bir işbirliği içinde tasarlandı ve en ince detayına kadar optimize edildi. Testler sırasında keşfedilen bir diğer konu da ağırlığın çok fazla olduğu ve azaltılması gerektiğiydi. “Uçuş ünitesi için bir acil durum kapatma çözümü bulduk, bir yönlendirme donanımı geliştirdik ve istediğim zaman kolaylıkla kullanabileceğim şekilde bir açma/kapama düğmesi yerleştirdik. Bu yönlendirme tertibatı sol kolda yer alıyor ve orta parmak ve yüzük parmağıyla kontrol edilebiliyor.”
ELEKTRİKLİ WINGSUIT İLE ATLAYIŞ VİDEOSUNU İZLEYİN.
KORE’DEN ALPLERE
Sabahın erken saatlerinde, güneş Alplerdeki Hohe Tauern sıradağlarının Drei Brüder zirveleri üzerinde yavaşça yükseliyor. Geri sayım başladı; bir buçuk saat sonra Peter Salzmann önemli bir atlayış gerçekleştirecek. Elektrikli wingsuit en ince detayına kadar kontrol edildi; her vida, donanımın her birleşim yeri incelendi. 3.000 m’den atlama fikri bile insanları germeye yetebiliyorken Peter Salzmann sakin ve kayıtsız kalmayı başarıyor. Salzmann, sakin ancak enerji dolu bir şekilde ekibine uçuşu nasıl tamamlamayı düşündüğünü anlatıyor. Uçuşun aslında dünyanın bir başka yerinde gerçekleştirilmesi düşünülmüştü; Salzmann başta bu atlayışı, 2020 yılının ilkbahar aylarında Kore’de yapmayı planlamıştı. Ancak COVID-19 salgını Kore’de gerçekleştirilecek dünya prömiyeri planlarına engel oldu. Aylarca süren belirsizliğin ardından sonunda iyi haber geldi. Pandemi hafiflemeye başladığında proje kaldığı yerden devam etti ve Avusturya’da yeni bir yer bulundu. Ekip planlamaya, donanım testlerine ve test atlayışlarına kaldığı yerden devam edebildi. Şimdi, aylar sonra Salzmann’ın hayali gerçekleşmek üzere ve o, bu şekilde uçan ilk kişi olacak.
Salzmann gergin mi? Hayır. “Şüphesiz her zaman bir miktar heyecan vardır; bu iyi bir şey. Yapılabilecek hataların getireceği sonuçların her zaman farkında olmanız gerek. Bu seviyede bir hız ve fiziksel zorlanma söz konusuyken her şeyin doğru şekilde yapılması gerekiyor. Bu bazılarına şaşırtıcı gelse de yıllar içinde bir helikopterde gülümseyerek oturabilme güvenine sahip olmamı sağlayacak deneyimler biriktirdim. Helikopter havalandığında donanım kontrol edildi ve ben de sürecin her noktasını zihnimden geçirdim. Helikopterle gökyüzüne yükselirken hissettiklerim çok net: Saf ve heyecanlı bir beklenti.” Salzmann uçuş pozisyonu alırken atlayışın zihinsel gücün yanı sıra fiziksel açıdan da zinde olmayı gerektirdiğini açıklıyor. “Özellikle ek donanımla birlikte vücut üzerine binen yük inanılmaz. Kollarımı açarak bu pozisyonda yaklaşık beş dakika durabilirim. Karın, boyun ve omuz kaslarımı güçlendirmek için aylardır her gün özel bir çalışma yapıyorum.”
ELEKTRİKLİ WINGSUIT İLE UÇUŞ
3, 2, 1, Atla! Salzmann uzun süredir beklediği bu işareti telsizden alıyor. Aşağıdan bakıldığında wingsuit pilotu gökyüzünde küçük bir nokta olarak görünüyor, ancak bu nokta hızla büyüyor. Helikopter uzaklaşırken, uçuş giysileri içindeki Salzmann’ın iniş hızı gittikçe artıyor. Vadiye doğru ilerlerken yalnızca 1-2 metre açıklığa sahip kaya yüzeylerinin arasından hızla geçiyor. Salzmann uçuş sırasında rotasını korumak ve gerektiğinde zamanında tepki verebilmek için dağ üzerindeki belirli noktalara odaklanıyor. Tüm bunlar onun en iyi bildiği ve sevdiği şeyler…
Holger Hampf, Designworks Başkanı“Çılgın bir fikirden, bu fikrin gerçeğe dönüşmesine kadarki süreçte geleceğe elinizle dokunabilmekten, vizyonunuzu gerçekleştirmekten daha iyi bir ödül olamaz. Bu işi gerçekleştiren ekiple gurur duyuyorum. Videoda Peter’ın irtifa kazandığı, diğer pilotlar alçaldığı o anları gördüğümde kelimenin tam anlamıyla dilim tutuldu!”
Salzmann üç yıl boyunca her şeyini bu an için çalışmaya verdi. Geçtiğimiz iki yılda her zamankinden daha çok atlayış gerçekleştirdi ve alışılmışın dışında durumlarla karşılaştı. Ve işte o an geldi: Salzmann sürgüyü kendisine doğru çekiyor ve etkinleştirdiği elektrikli itiş sistemi sayesinde sanki görünmez bir kuvvetin etkisiyle yükselmeye başlıyor. 3.000 fit yüksekliğin üzerine çıktığındaki sessiz bir coşku anıyla Salzmann’ın çabaları ve harcadığı emek, tıpkı hayalini kurduğu gibi karşılığını veriyor. Salzmann paraşütünü açmadan önce elektrikli itiş kuvvetinin son birkaç metresinin keyfini çıkarıyor ve paraşütünü açıyor. Salzmann yaptığı sporun sınırlarını yeniden belirlemek için kendi limitlerini de zorluyor.
HER ZEMİNE UYGUN E-MOBİLİTE
Drei Brüder Dağlarında öğleden sonra oldu. Peter Salzmann güvenli bir şekilde indikten sonra paraşütünü topluyor, ardından pervaneyi, özel taşıyıcısına yerleştiriyor ve donanımının geri kalanını BMW iX3’üne koyuyor. Dağlara dönüp manzaraya son kez bakma ve eve, ailesine dönme zamanı. Uçuşun yaşattığı sarhoşluk hissi, dönüş yolunda da onunla beraber olacak. “Elektrikli Yeni BMW iX3’ü kullanmak ile wingsuit deneyimim arasında paralellikler olduğunu düşünüyorum. Bu otomobil de benzer bir sese ve anında hızlanma hissine sahip. Bu oldukça etkileyici sürüş ile ister yolda ister havada, sürdürülebilir elektromobilite rotasında ilerlerken kendimi iyi hissediyorum.” Peter Salzmann kazandığı başarıyla yetinecek biri değil. Bu gözü pek maceracı, daha yüksekleri hedefliyor. Güney Kore planı ise iptal edilmedi, yalnızca ertelendi. Salzmann orada gökdelenlerin arasında uçmak istiyor. “Daha fazla çalışmam gerekecek. Tekniği iyileştireceğiz ve cesurca ileriye bakacağız.”
Ne de olsa ilerlemenin sırrı, alışılmış olanı terk ederek yeni bir şeyler ortaya çıkarmakta saklı.
VERİMLİLİK MAKSİMUM MENZİLLE TANIŞIYOR: YENİ BMW iX3
Yenilikçi sürdürülebilirlik sunan Yeni BMW iX3, BMW’nin tamamen elektrikli ilk Spor Aktivite Aracı (SAV). Model, en iyi araç dinamiklerini BMW eDrive teknolojisinin daha da artırılan performansı ve verimliliğiyle bir araya getiriyor. Mavi renkteki ikonik BMW i vurgularıyla dış tasarımda olduğu gibi iç tasarımda da ilk tamamen elektrikli SAV’ın ayrıcalığı öne çıkıyor. BMW iX3’ün temel özellikleri:
✔ BMW eDrive’ın beşinci nesil yüksek gerilimli bataryası, en yeni batarya hücresi teknolojisi ve 80 kW/sa brüt güç kapasitesiyle yeni yasal test döngüsü WLTP’ye göre yaklaşık 460 km menzil sunuyor (geleneksel NEDC test döngüsüne göre yaklaşık 520 km). BMW Group, batarya hücresi ham maddelerini oluşturan lityum ve kobalt için kendi tedarik sürecini kullanarak çevresel ve sosyal standartlarla uyum sağlıyor.
✔ BMW eDrive’ın yeniden tasarlanan elektrikli motoru 282 bg güç ve maksimum 400 Nm tork üretirken BMW iX3’ü 0’dan 100 km/sa hıza 6,8 saniyede ulaştırıyor.
✔ Adaptif geri kazanım özelliği, fren enerjisi geri kazanımı ve seyir fonksiyonunu trafik durumuna göre uyarlayarak sürüş konforunu ve verimliliği artırıyor.
✔ En son teknoloji verimlilikle birlikte klasik BMW sürüş deneyimi sunan modelde geleceğe yönelik güç tüketimi ve yüksek şarj kapasitesinin birleşimi, yüksek ortalama hızla uzun mesafeli yolculukları mümkün kılıyor.
✔ BMW’de ilk kez kullanılan BMW IconicSounds Electric ses özelliği henüz yeni bir gelişme ve BMW iX3’ün sürüş deneyimine heyecan verici bir derinlik katıyor. Elektrikli motoru çalıştırırken ve kapatırken işitilen ses kompozisyonu, film müzikleri bestecisi ve Oscar ödülü sahibi Hans Zimmer ile yapılan işbirliği sonucunda ortaya çıktı.
✔ İlk kez optimize edilmiş bir batarya konsepti, bir aracın doğru akım kullanılan şarj istasyonlarında 150 kW’a kadar şarj gücünü kullanabilmesine ve yüksek gerilimli depolama kapasitesinin sıfırdan %80 şarj seviyesine 34 dakika içinde ulaşabilmesine olanak sağlıyor. Bu da 10 dakikalık şarjın 100 km’lik menzile (WLTP’ye göre) eşdeğer olması anlamına geliyor.
✔ Yenilikçi detaylar: BMW aerodinamik jantlar hava direncinin düşürülmesine yardımcı oluyor.
BMW iX3 BMW merkez konsol BMW i mavi vurgu
✔ BMW eDrive’ın beşinci nesil yüksek gerilimli bataryası, en yeni batarya hücresi teknolojisi ve 80 kW/sa brüt güç kapasitesiyle yeni yasal test döngüsü WLTP’ye göre yaklaşık 460 km menzil sunuyor (geleneksel NEDC test döngüsüne göre yaklaşık 520 km). BMW Group, batarya hücresi ham maddelerini oluşturan lityum ve kobalt için kendi tedarik sürecini kullanarak çevresel ve sosyal standartlarla uyum sağlıyor.
✔ BMW eDrive’ın yeniden tasarlanan elektrikli motoru 282 bg güç ve maksimum 400 Nm tork üretirken BMW iX3’ü 0’dan 100 km/sa hıza 6,8 saniyede ulaştırıyor.
✔ Adaptif geri kazanım özelliği, fren enerjisi geri kazanımı ve seyir fonksiyonunu trafik durumuna göre uyarlayarak sürüş konforunu ve verimliliği artırıyor.
En son teknoloji verimlilikle birlikte klasik BMW sürüş deneyimi sunan modelde geleceğe yönelik güç tüketimi ve yüksek şarj kapasitesinin birleşimi, yüksek ortalama hızla uzun mesafeli yolculukları mümkün kılıyor.
✔ BMW’de ilk kez kullanılan BMW IconicSounds Electric ses özelliği henüz yeni bir gelişme ve BMW iX3’ün sürüş deneyimine heyecan verici bir derinlik katıyor. Elektrikli motoru çalıştırırken ve kapatırken işitilen ses kompozisyonu, film müzikleri bestecisi ve Oscar ödülü sahibi Hans Zimmer ile yapılan işbirliği sonucunda ortaya çıktı.
✔ İlk kez optimize edilmiş bir batarya konsepti, bir aracın doğru akım kullanılan şarj istasyonlarında 150 kW’a kadar şarj gücünü kullanabilmesine ve yüksek gerilimli depolama kapasitesinin sıfırdan %80 şarj seviyesine 34 dakika içinde ulaşabilmesine olanak sağlıyor. Bu da 10 dakikalık şarjın 100 km’lik menzile (WLTP’ye göre) eşdeğer olması anlamına geliyor.
✔ Yenilikçi detaylar: BMW aerodinamik jantlar hava direncinin düşürülmesine yardımcı oluyor.
Domagoj Dukec, BMW Tasarım Başkanı“Yeni BMW iX3’ü daha kaliteli bir yaşam sunabilmesi için mobil bir alan olarak tasarladık. Burası kontrol edebildiğimiz ve rahatlayabildiğimiz yeni bir ‘favori mekan’.”
BMW i hakkında
BMW i elektrikli itiş sistemleri, yenilikçi malzemeler ve yarının devrim yaratan konseptleriyle bir araya getirilen teknolojilerle sürdürülebilir premium mobilite için bütünsel ve geleceğe dönük bir yaklaşımı temsil eder. Odak noktası tüm değer zincirinde sürdürülebilirlikle tanımlanan premium sürüşe yönelik yeni bir anlayış ortaya koymaktır.
Designworks hakkında
DESIGNWORKS, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da stüdyolara sahip olan bir kreatif danışmanlık şirketi ve BMW Group’un yenilikçi gücüdür. Çok çeşitli sektörlerden müşterilerle çalışan Designworks, farklı bakış açısı ve kreatif gözüyle BMW Group’a ilham verir. Designworks’ün kreatif hizmetleri yenilikçilik ve gelişimle özdeşleşmiştir. Kreatif danışmanlık şirketi, BMW Group’un “sabit yıldız” yaklaşımından yararlanır. Ekipler günümüze ve yarına ilişkin çözümler geliştirmek üzere sonraki on-on beş yılı göz önünde bulundurur. Designworks aynı zamanda 1998 BMW 3 Serisi, BMW Z8 ile BMW X1, BMW X3, BMW X5, BMW i3, BMW i8 ve daha önce sunulan birçok konsept otomobil de dahil olmak üzere çeşitli BMW Group ikonlarının geliştirilmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
Peter Salzmann, Alplerin dondurucu rüzgarı yüzüne vururken bile gülümsüyor; çünkü Avusturyalı bir wingsuit pilotu olan Salzmann’ın uzun zamandır beklediği an sonunda geldi! Helikopter onu 3.000 metre yüksekliğe taşıyor. Bulutların arasından, Drei Brüder yani “Üç Erkek Kardeş” dağlarının silüeti şimdiden görülebiliyor. Birkaç dakika içerisinde Salzmann’ın uzun süredir kurduğu bir hayal gerçek olacak: Elektrikli motoru sayesinde Drei Brüder Dağları üzerinde uçabilmesini sağlayan wingsuit’iyle yüksekten atlayacak. O an yaklaşırken, Salzmann neredeyse meditasyon yapar gibi tüm süreci son bir kez daha aklından geçiriyor. Gözlerini kapatıyor ve zihin gözüyle önünde uzanan boşlukta uçarken başını, gövdesinin üst kısmını ve ellerini hafifçe hareket ettiriyor. Üç yıllık çalışma, araştırma ve testleri hepsi bu bir anlık deneyim için. Nefesini veren Salzmann, helikopterin açık kapısının sol ve sağ tarafından tutarak kısa bir süre bekliyor ve atlıyor.
ELEKTRİKLİ "WINGSUIT" FİKRİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
2017 yılına geri dönerek Salzburg’a gidelim. Bu vizyoner projenin fikri, bir iş çıkışı ansızın ortaya çıkıyor. Peter Salzmann şöyle anlatıyor: “O zamanlar yüksekten paraşütle atlama konusunda bana akıl hocalığı yapan bir arkadaşımla birlikte skydiving ve BASE jumping için kıyafetler geliştiriyordum. Test yaptığımız bir günün ardından akşam rahat bir ortamda, performansı nasıl artırabileceğimiz konusunda birçok fikir paylaştık. Bunlardan biri destekleyici bir motordu ve ben bu fikri bir türlü kafamdan atamadım. Yaşadığım yerde bulunan bir dağdan atlayıp bahçeme iniş yapabilme fikrini büyüleyici bulmuştum.”
Avusturyalı maceracı Salzmann, her zaman uçmayı hayal etmiş. Daha küçük bir çocukken onu yükseğe çıkaracak herhangi bir şeyin üzerine çıkıp minderlerin ya da yastıkların üstüne atlarmış. Salzmann şunları söylüyor: “Uçmak özgürlüktür. Bilinmeyene duyulan arzu ve yeni ufukları keşfetmenin en mükemmel halidir.” Dublör, BASE jump sporcusu, uçuş eğitmeni ve "wingsuit" pilotu olarak Salzmann, uçmayı bir meslek haline getirdi. Uçmak onun için kendine çizdiği yolu izlemesini mümkün kılan tam zamanlı bir uğraş olmuştu. 33 yaşındaki Salzmann şunları ekliyor: “Bugüne kadar kalbimin sesi bana ne söylediyse onu yaptım. Ama her zaman bundan daha fazlası olabileceğini de biliyordum.”
İnce ve güçlü bir fiziğe sahip olan bu atletle karşılaştığınızda rahat ve ayakları yere basan biri olduğunu fark ediyorsunuz, ancak sizi anında büyüleyen bir karizması da var. Salzmann, yaptığı sporu ileriye taşımak ve yeni, bilinmedik alanlara adım atmak amacındaydı. Yardımcı itiş teknolojisine sahip bir wingsuit yani atlayış tulumu fikrini uygulamak istiyordu ve bunun yöntemini bulabilmek için haftalarca garajında çalıştı. Salzmann, süzülme süresini artırmayı, daha yüksekten kalkış yapmayı, her zamankinden daha uzağa uçmayı ve uygun bir yere iniş yapabilmeyi istiyordu. “Aklıma boru şeklinde bir muhafaza içerisine yerleştirilmiş bir pervane geldi. Ancak geleneksel veya yakıtla çalışan bir motor söz konusu olamazdı çünkü sürdürülebilirlik benim için çok önemli ve günlük yaşamımda uygulamaya çalıştığım bir şey. Yukarıdan da baksam, yerden de baksam doğadan keyif alıyorum. Bu yüzden söz konusu mobilite olsa bile sürdürülebilirlik yolunu izlemekte kararlıyım. BMW i’nin vermiş olduğu büyük destek sayesinde elektrikli mobilite alanındaki gelişmeler, hayalimi gerçekleştirmemi sağladı.”
HAYALLERE AÇILAN KAPININ ANAHTARI: BMW İLE İŞBİRLİĞİ
Hayatta öyle bir an gelir ki; her zaman yaptığınız şeyi yapmaya devam etmekle yeni bir şeyler yapmak arasında bir seçim yapmanız gerekir. Peter Salzmann ilerlemek istese de bunun için bir uzman yardımına ihtiyacı olduğunu biliyordu. İstediği şeyi, 2017’de BMW i’de buldu. O zamanlar BMW i’de proje sorumlusu şimdilerde ise Marka Deneyimi Başkan Yardımcısı olan Stefan Ponikva “Elektrikli itiş sistemleri ile yenilikçi malzeme ve teknolojilere yönelik geleceğe odaklanan yaklaşımımız, Peter Salzmann’ın alışılmadık ancak hayranlık verici fikriyle mükemmel uyum sağlıyordu.” diyor. “Bence Peter Salzmann, benzersiz vizyonu, tutkusu ve cesaretiyle BMW i markasının yaklaşımıyla kusursuz biçimde özdeşleşiyor. Derin teknoloji bilgisi ve marka anlayışıyla bir araya gelen fiziksel çabasından da çok etkilendim.”
Tamamen elektrikli BMW iX3 gibi e-mobilite alanındaki geliştirme çalışmaları bir yandan eş zamanlı olarak devam ediyordu. Salzmann’ın fikri için izlenecek yol da ortadaydı; birlikte elektrikli bir wingsuit geliştireceklerdi. Herkesçe bilinen, klasik uçuş giysisi üzerinde baş döndürücü yüksekliklerden hızlıca havalanmayı ve gerçek anlamda çevik bir uçuş deneyimini mümkün kılacak geliştirmeler yapılacak; yenilenebilir enerjiyle çalışan, normal bir wingsuit ile kullanılabilecek kadar kompakt ve sınırlı seviyede ısı üretecek bir elektrikli itiş sistemi oluşturulacaktı. Salzmann şunları söylüyor: “Bu tip zorluklarla uğraşmayı ve onları aşmayı seviyorum. Yeni kıyafetler geliştirmek, yeni donanımı test etmek ve wingsuit ile uçuş sporunun farklı şekillerde tanıtımını yapmak beni cesaretlendiriyor. BMW i, projeyi en yüksek güvenlik standartları ve gereken tüm geliştirme adımlarıyla birlikte gerçekleştirebilecek, kusursuz bir yaratıcı ortak oldu.”
Aynı zamanda BMW i aracılığıyla BMW Group’un yenilikçi tasarım stüdyosu Designworks ile de temasa geçildi. Stüdyo, Salzmann’a yeni itiş teknolojisi ve elektrikli pervaneye uyarlanacak uçuş giysisinin geliştirilmesi için uzmanlarla çalışma olanağı sağladı. Ponikva şunları ekliyor: “Teknik açıdan mobilite ve diğer sektörlerin ihtiyaçlarını bir araya getirmekte uzman olan Designworks’ü de işe dahil ettik.” Bu vizyonu ekibiyle birlikte hayata geçirmek Ponikva için kişisel olarak son derece keyif verici olmuş. “Normal bir atlayış tulumu ile uçuş ve yüksekten atlama, yalnızca hafif ve çevik bir elektrikli pervane ile mümkün olabilir. Kıyafet dağa tırmanabilecek kadar hafif, sert dönüşler ve manevralar yapabilecek kadar çevik olmasına rağmen uçuşun sükunetini bozmayacak kadar da sessiz olmalı.”
ELEKTRİKLİ WINGSUIT’IN İLK ADIMLARI
Fikirler taslak çizimlere, taslak çizimler dijital modellere ve dijital modeller de ilk prototiplere dönüştü. Salzmann “Prototiplerin ilki kartondan yapıldı. Pervane ünitesi, batarya ve ilgili diğer her şey dahil olduğunda uçuş ünitesinin boyutu hakkında bir fikir sahibi olabilmek için özellikle bu şekilde ilerledim.” diyor. Biri büyük ve diğeri daha küçük olmak üzere iki model üretilmiş. Bir sonraki adım herhangi bir pervane ya da elektronik devre içermeyen alüminyum bir prototip olmuş. Salzmann ağırlık ve boyutların simülasyonu için kullanılan bu kıyafeti kemer donanımı ve göğüs plakası ile birlikte giymiş.
Salzmann şöyle devam ediyor: “Geliştirme süreci sürekli olarak iniş ve çıkışlarla doluydu, devamlı yeni zorluklarla karşılaşıyorduk. En başta itiş ünitesini sırt kısmına yerleştirecektik. Fakat ilk çizimler ve aerodinamik uzmanlarıyla yaptığımız görüşmelerin ardından uçuş ünitesini ön tarafa yerleştirmeye karar verdik.” Salzmann ve ekibi aynı zamanda daha büyük bir pervane ile birlikte %40 ek gücü kullanma planından da hemen vazgeçmek zorunda kalmış. “Uçuş tulumunu ilk kez denediğimde tüm donanımın çok ağır olacağı ve bana sınırlı hareket özgürlüğü vereceği son derece açıktı. Konforlu ve güvende hissetmek atlama sırasındaki en önemli öğeler. Ayrıca daha sonra paraşütü açabilmek için de hareket özgürlüğüne sahip olmam gerekiyor.” Bu nedenle mühendisler, hala 1 m genişliğinde olan ve rüzgar tünelindeki testler sayesinde hassas şekilde ayarlanan daha küçük modele odaklanmış. Son uçuş ünitesi, her biri 13 cm çapında iki pervanesiyle gelecekten gelen bir mini denizaltına benziyor. Kıyafete elektrik sağlayan 50 V lityum bataryanın ağırlığı 12 kg civarında ve bir menteşe ünitesi aracılığıyla pilotun göğüs plakasına yerleştiriliyor. Hafif karbon fiber ve alüminyum yapıya sahip iki karbon pervane toplam 15 kilowatt güce sahip ve 25.000 dev/dk civarında bir hızda çalışıyor.
RÜZGAR TÜNELİNDE WINGSUIT İLE TEST UÇUŞU
Uçuş giysisinin ilk test serisi BMW’nin yatay rüzgar tüneli AEROLAB’de gerçekleştirildi. Çeşitli pervane tiplerinin ve wingsuit’lerin değerlendirilmesi ve karşılaştırılması için rüzgar tüneli testinden yararlanıldı. Salzmann şunları söylüyor: “İlk birkaç denemede tüm teçhizatı orijinal pervane ve wingsuit ile birlikte mankenle test ederek tüm kuvvet ve ivmeleri ölçtük. Ardından pervane tipleri ve belli pozisyonlar üzerinde karar kıldık.” Bir sonraki adımda İsveç’e bir yolculuk yapıldı. “Stockholm’deki rüzgar tünelinde yapılan ilk uçuş kıyafeti testi benim için bir kilometre taşıydı. Gülümsemeden duramıyordum. Çünkü o ana kadar bir pervaneyle uçuşu kontrol edip edemeyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Rüzgar tünelindeki bu gökyüzü dalışı, wingsuit pilotlarının kapalı alanda uçabilecekleri dünyadaki tek yer. Burada uçuşu simüle edebildim ve paraşütümü sorunsuz bir şekilde açıp açamayacağımı test ettim. Çok dengeli hissettim! O zaman doğru yolda olduğumuzu anladım.” İtiş ünitesinin bu ilk tasarımından sonra Salzmann donanımın uçuş davranışı üzerindeki etkisini anlamak amacıyla ilk helikopterden atlama testlerini gerçekleştirdi. Sonraki adımda pervane, batarya teknolojisi ve gerekli elektronik donanımla birlikte iki prototip üretildi ve artık açık havaya çıkma zamanı geldi.
Salzmann uçuş ünitesiyle 30’dan fazla test atlayışı gerçekleştirdi. “İlk atlayışlarla ilgili değerlendirmelerin ardından pervanelerin hala yeterli hava akışı almadığı sonucuna vardık. Bu yüzden wingsuit’e ek hava girişleri entegre ettik.” İtiş sistemi BMW i ve Designworks ile yakın bir işbirliği içinde tasarlandı ve en ince detayına kadar optimize edildi. Testler sırasında keşfedilen bir diğer konu da ağırlığın çok fazla olduğu ve azaltılması gerektiğiydi. “Uçuş ünitesi için bir acil durum kapatma çözümü bulduk, bir yönlendirme donanımı geliştirdik ve istediğim zaman kolaylıkla kullanabileceğim şekilde bir açma/kapama düğmesi yerleştirdik. Bu yönlendirme tertibatı sol kolda yer alıyor ve orta parmak ve yüzük parmağıyla kontrol edilebiliyor.”
ELEKTRİKLİ WINGSUIT İLE ATLAYIŞ VİDEOSUNU İZLEYİN.
KORE’DEN ALPLERE
Sabahın erken saatlerinde, güneş Alplerdeki Hohe Tauern sıradağlarının Drei Brüder zirveleri üzerinde yavaşça yükseliyor. Geri sayım başladı; bir buçuk saat sonra Peter Salzmann önemli bir atlayış gerçekleştirecek. Elektrikli wingsuit en ince detayına kadar kontrol edildi; her vida, donanımın her birleşim yeri incelendi. 3.000 m’den atlama fikri bile insanları germeye yetebiliyorken Peter Salzmann sakin ve kayıtsız kalmayı başarıyor. Salzmann, sakin ancak enerji dolu bir şekilde ekibine uçuşu nasıl tamamlamayı düşündüğünü anlatıyor. Uçuşun aslında dünyanın bir başka yerinde gerçekleştirilmesi düşünülmüştü; Salzmann başta bu atlayışı, 2020 yılının ilkbahar aylarında Kore’de yapmayı planlamıştı. Ancak COVID-19 salgını Kore’de gerçekleştirilecek dünya prömiyeri planlarına engel oldu. Aylarca süren belirsizliğin ardından sonunda iyi haber geldi. Pandemi hafiflemeye başladığında proje kaldığı yerden devam etti ve Avusturya’da yeni bir yer bulundu. Ekip planlamaya, donanım testlerine ve test atlayışlarına kaldığı yerden devam edebildi. Şimdi, aylar sonra Salzmann’ın hayali gerçekleşmek üzere ve o, bu şekilde uçan ilk kişi olacak.
Salzmann gergin mi? Hayır. “Şüphesiz her zaman bir miktar heyecan vardır; bu iyi bir şey. Yapılabilecek hataların getireceği sonuçların her zaman farkında olmanız gerek. Bu seviyede bir hız ve fiziksel zorlanma söz konusuyken her şeyin doğru şekilde yapılması gerekiyor. Bu bazılarına şaşırtıcı gelse de yıllar içinde bir helikopterde gülümseyerek oturabilme güvenine sahip olmamı sağlayacak deneyimler biriktirdim. Helikopter havalandığında donanım kontrol edildi ve ben de sürecin her noktasını zihnimden geçirdim. Helikopterle gökyüzüne yükselirken hissettiklerim çok net: Saf ve heyecanlı bir beklenti.” Salzmann uçuş pozisyonu alırken atlayışın zihinsel gücün yanı sıra fiziksel açıdan da zinde olmayı gerektirdiğini açıklıyor. “Özellikle ek donanımla birlikte vücut üzerine binen yük inanılmaz. Kollarımı açarak bu pozisyonda yaklaşık beş dakika durabilirim. Karın, boyun ve omuz kaslarımı güçlendirmek için aylardır her gün özel bir çalışma yapıyorum.”
ELEKTRİKLİ WINGSUIT İLE UÇUŞ
3, 2, 1, Atla! Salzmann uzun süredir beklediği bu işareti telsizden alıyor. Aşağıdan bakıldığında wingsuit pilotu gökyüzünde küçük bir nokta olarak görünüyor, ancak bu nokta hızla büyüyor. Helikopter uzaklaşırken, uçuş giysileri içindeki Salzmann’ın iniş hızı gittikçe artıyor. Vadiye doğru ilerlerken yalnızca 1-2 metre açıklığa sahip kaya yüzeylerinin arasından hızla geçiyor. Salzmann uçuş sırasında rotasını korumak ve gerektiğinde zamanında tepki verebilmek için dağ üzerindeki belirli noktalara odaklanıyor. Tüm bunlar onun en iyi bildiği ve sevdiği şeyler…
Salzmann üç yıl boyunca her şeyini bu an için çalışmaya verdi. Geçtiğimiz iki yılda her zamankinden daha çok atlayış gerçekleştirdi ve alışılmışın dışında durumlarla karşılaştı. Ve işte o an geldi: Salzmann sürgüyü kendisine doğru çekiyor ve etkinleştirdiği elektrikli itiş sistemi sayesinde sanki görünmez bir kuvvetin etkisiyle yükselmeye başlıyor. 3.000 fit yüksekliğin üzerine çıktığındaki sessiz bir coşku anıyla Salzmann’ın çabaları ve harcadığı emek, tıpkı hayalini kurduğu gibi karşılığını veriyor. Salzmann paraşütünü açmadan önce elektrikli itiş kuvvetinin son birkaç metresinin keyfini çıkarıyor ve paraşütünü açıyor. Salzmann yaptığı sporun sınırlarını yeniden belirlemek için kendi limitlerini de zorluyor.
HER ZEMİNE UYGUN E-MOBİLİTE
Drei Brüder Dağlarında öğleden sonra oldu. Peter Salzmann güvenli bir şekilde indikten sonra paraşütünü topluyor, ardından pervaneyi, özel taşıyıcısına yerleştiriyor ve donanımının geri kalanını BMW iX3’üne koyuyor. Dağlara dönüp manzaraya son kez bakma ve eve, ailesine dönme zamanı. Uçuşun yaşattığı sarhoşluk hissi, dönüş yolunda da onunla beraber olacak. “Elektrikli Yeni BMW iX3’ü kullanmak ile wingsuit deneyimim arasında paralellikler olduğunu düşünüyorum. Bu otomobil de benzer bir sese ve anında hızlanma hissine sahip. Bu oldukça etkileyici sürüş ile ister yolda ister havada, sürdürülebilir elektromobilite rotasında ilerlerken kendimi iyi hissediyorum.” Peter Salzmann kazandığı başarıyla yetinecek biri değil. Bu gözü pek maceracı, daha yüksekleri hedefliyor. Güney Kore planı ise iptal edilmedi, yalnızca ertelendi. Salzmann orada gökdelenlerin arasında uçmak istiyor. “Daha fazla çalışmam gerekecek. Tekniği iyileştireceğiz ve cesurca ileriye bakacağız.”
Ne de olsa ilerlemenin sırrı, alışılmış olanı terk ederek yeni bir şeyler ortaya çıkarmakta saklı.
VERİMLİLİK MAKSİMUM MENZİLLE TANIŞIYOR: YENİ BMW iX3
Yenilikçi sürdürülebilirlik sunan Yeni BMW iX3, BMW’nin tamamen elektrikli ilk Spor Aktivite Aracı (SAV). Model, en iyi araç dinamiklerini BMW eDrive teknolojisinin daha da artırılan performansı ve verimliliğiyle bir araya getiriyor. Mavi renkteki ikonik BMW i vurgularıyla dış tasarımda olduğu gibi iç tasarımda da ilk tamamen elektrikli SAV’ın ayrıcalığı öne çıkıyor. BMW iX3’ün temel özellikleri:
✔ BMW eDrive’ın beşinci nesil yüksek gerilimli bataryası, en yeni batarya hücresi teknolojisi ve 80 kW/sa brüt güç kapasitesiyle yeni yasal test döngüsü WLTP’ye göre yaklaşık 460 km menzil sunuyor (geleneksel NEDC test döngüsüne göre yaklaşık 520 km). BMW Group, batarya hücresi ham maddelerini oluşturan lityum ve kobalt için kendi tedarik sürecini kullanarak çevresel ve sosyal standartlarla uyum sağlıyor.
✔ BMW eDrive’ın yeniden tasarlanan elektrikli motoru 282 bg güç ve maksimum 400 Nm tork üretirken BMW iX3’ü 0’dan 100 km/sa hıza 6,8 saniyede ulaştırıyor.
✔ Adaptif geri kazanım özelliği, fren enerjisi geri kazanımı ve seyir fonksiyonunu trafik durumuna göre uyarlayarak sürüş konforunu ve verimliliği artırıyor.
✔ En son teknoloji verimlilikle birlikte klasik BMW sürüş deneyimi sunan modelde geleceğe yönelik güç tüketimi ve yüksek şarj kapasitesinin birleşimi, yüksek ortalama hızla uzun mesafeli yolculukları mümkün kılıyor.
✔ BMW’de ilk kez kullanılan BMW IconicSounds Electric ses özelliği henüz yeni bir gelişme ve BMW iX3’ün sürüş deneyimine heyecan verici bir derinlik katıyor. Elektrikli motoru çalıştırırken ve kapatırken işitilen ses kompozisyonu, film müzikleri bestecisi ve Oscar ödülü sahibi Hans Zimmer ile yapılan işbirliği sonucunda ortaya çıktı.
✔ İlk kez optimize edilmiş bir batarya konsepti, bir aracın doğru akım kullanılan şarj istasyonlarında 150 kW’a kadar şarj gücünü kullanabilmesine ve yüksek gerilimli depolama kapasitesinin sıfırdan %80 şarj seviyesine 34 dakika içinde ulaşabilmesine olanak sağlıyor. Bu da 10 dakikalık şarjın 100 km’lik menzile (WLTP’ye göre) eşdeğer olması anlamına geliyor.
✔ Yenilikçi detaylar: BMW aerodinamik jantlar hava direncinin düşürülmesine yardımcı oluyor.
BMW i hakkında
BMW i elektrikli itiş sistemleri, yenilikçi malzemeler ve yarının devrim yaratan konseptleriyle bir araya getirilen teknolojilerle sürdürülebilir premium mobilite için bütünsel ve geleceğe dönük bir yaklaşımı temsil eder. Odak noktası tüm değer zincirinde sürdürülebilirlikle tanımlanan premium sürüşe yönelik yeni bir anlayış ortaya koymaktır.
Designworks hakkında
DESIGNWORKS, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da stüdyolara sahip olan bir kreatif danışmanlık şirketi ve BMW Group’un yenilikçi gücüdür. Çok çeşitli sektörlerden müşterilerle çalışan Designworks, farklı bakış açısı ve kreatif gözüyle BMW Group’a ilham verir. Designworks’ün kreatif hizmetleri yenilikçilik ve gelişimle özdeşleşmiştir. Kreatif danışmanlık şirketi, BMW Group’un “sabit yıldız” yaklaşımından yararlanır. Ekipler günümüze ve yarına ilişkin çözümler geliştirmek üzere sonraki on-on beş yılı göz önünde bulundurur. Designworks aynı zamanda 1998 BMW 3 Serisi, BMW Z8 ile BMW X1, BMW X3, BMW X5, BMW i3, BMW i8 ve daha önce sunulan birçok konsept otomobil de dahil olmak üzere çeşitli BMW Group ikonlarının geliştirilmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
* Yazan: Markus Löblein | Yazı için kaynak: https://www.bmw.com/en/innovation/peter-salzmann-electrified-wingsuit.html