BLACK WIDOW’UN
YILDIZLARI.

Budapeşte’nin merkezinde lastiklerin asfaltta çıkardığı kulakları tırmalayan sesler, patinajlar, son hızla alınan 180 derecelik dönüşler ve yüksek gerilimli ve yüksek süratli bir kovalamaca. Natasha Romanoff rolünde Scarlett Johansson ve Yelena Belova rolünde Florence Pugh, BMW X3 ile zırhlı bir araca ve bir dizi motosiklete karşı çetin bir mücadele veriyor. Birden bir patlama oluyor ve SUV şok dalgasının etkisiyle ekseni etrafında bir topaç gibi dönüyor. Tam da böylesi bir manzarada yönetmenin “Kestik! Kestik!” diye bağırdığını duyuyoruz. Filmlerde dublör ekiplerinin yönetmenliği yapan Darrin Prescott, Marvel Studios’un “Black Widow” adlı filmi için çekilen bu nefes kesici sürüş sahnesinden oldukça memnun. Şimdi sırada bir sonraki aksiyon sahnesi var...

Dublör ekibinin yönetmeni, prensipte herhangi bir otomobilin aksiyon sahneleri için bir akrobasi aracına dönüştürülebileceğini söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu bir zaman ve yaratıcılık meselesi. Önemli olan senaryoda yazanları pratiğe dökebilmek. Gerekirse, ESP veya güvenlik asistanı gibi fonksiyonları devre dışı bırakıyoruz, motoru değiştiriyoruz ya da otomobilin gövdesini tamamen söküp yeniden inşa ediyoruz.”

Yeni BMW 2 Serisi Gran Coupé’ye ek olarak film için toplam 13 adet BMW X3’ün hazırlandığını, fakat bunlardan bazılarının prodüksiyon aracı olarak kullanıldığını söyleyen Prescott, Marvel Sinematik Evreni’nin en yeni filminde izleyeceğimiz sürüş sahneleri için gerçekleştirilen titiz çalışmanın bir resmini çiziyor. Filmin sadece birkaç saniyelik bir sahnesi için bile saatlerce hazırlık, hatta bazen günler süren bir planlama yapmak gerekebiliyor.

Dublör ekibinin yönetmeni, bir otomobili filmin bir sahnesi için modifiye ederken yapılan işlemlerin, söz konusu sahnede otomobilden neler beklendiğine bağlı olduğunu söylüyor. Üzerinde düşünülen ilk nokta, üreticinin yerleştirdiği güvenlik sistemleri oluyor. Bu sistemler gerçek hayatta vazgeçilmez olsa da aksiyon sahneleri ve filmlerde kullanılan otomobiller için farklı şartlar söz konusu. “İnsanlar beyaz perdede virajları sakin bir şekilde dönen bir otomobili değil, BMW X3’ün aksiyon dolu driftlerini izlemek istiyor. Bu nedenle, filmlerde kullanılan otomobillere, dublörün heyecan verici hareketler yapabilmesini sağlayan ikinci bir fren sistemi olarak mekanik açıdan yeniden yapılandırılmış bir el freni ekliyoruz. Dublör sürücüler genellikle kamerada görünmüyorlar. Oyuncuların arkasında ya da otomobilin tavanına yerleştirilen bir kafes bölmede oturarak otomobili buradan kontrol ediyorlar. Ardından, filmde kullanılan görsel efektlerle mükemmel bir illüzyon yaratılıyor.”

Prescott, yine de güvenliğin birincil öncelik olduğunu vurguluyor. “Yürüyen aksama güvenlik kafesleri yerleştiriyor ve hatta lastiklerin patlamaması için çamurluk davlumbazlarına güvenlik çubukları gizliyoruz. Tamponları da güçlendiriyoruz. Black Widow filmindeki bir sahnede dublör otomobilin sürücüsü, BMW X3 ile son sürat 180 derecelik bir dönüş manevrası yaparken otomobilin yan tarafı bir sokak lambasını sıyırıp geçiyor. Bu sahne için ekibin, otomobilin içindekileri korumak üzere güvenlik parmaklıkları eklemesi gerekti.”

Marvel Studios’un “Black Widow” adlı aksiyon dolu casusluk/gerilim filminde, geçmişiyle bağlantılı tehlikeli bir komplonun ortasında kalan Black Widow lakaplı Natasha Romanoff, geçmişinin karanlık yönleriyle yüzleşiyor. Koreografi düzenlemesi zekice yapılmış aksiyon sahneleriyle öne çıkan filmde etkileyici özel efektler de kullanılıyor. Darrin Prescott’a göre, bir Marvel Studios filminin temel karakteristikleri arasında en önemli rolü olağanüstü aksiyon sahneleri üstleniyor. Dublör ekibinin yönetmeni, bu tür sahneleri yalnızca ekip çalışmasıyla hayata geçirebileceğinizi söylemeyi de ihmal etmiyor. “Böylesine bir projeyi gerçekleştirmek için yönetmenin, dublör ekibinin ve görsel efektlerden sorumlu biriminin yakın iş birliği içinde çalışması gerekiyor. Marvel’ın özel efekt departmanı, alanlarında tüm sektörün en önünde yer alıyor.’’

Aksiyon sahnesi fikirleri genelde spontane şekilde ortaya çıkıyor. Nihayetinde, bu sahnelerin olabildiğince orijinal olmasını istiyoruz. Amacımız seyirciye, daha önce beyaz perdede hiç görülmemiş aksiyonlar yaşatmak. Bu amaç, bizim için otomatik olarak büyük bir zorluğu da beraberinde getiriyor. Aksiyon fikirlerimiz için mükemmel ortamı yaratana kadar olay örgüsünde ve sahnenin çekileceği yerlerde küçük değişiklikler yapıyoruz.” Fikirlerin uygulamaya geçirilmesinde en büyük sorumluluğu dublör koordinatörü üstleniyor. Dublör koordinatörü, sahnelerin fizibilitesini test ediyor ve sahnede kullanılacak otomobilde ve sette yapılacak değişikliklere karar veriyor. Elbette ekibini ve dublörleri, bir çekimde nelerin mümkün olduğunu bilecek kadar iyi tanıyan tek kişi o.

Aksiyon sahnesinin içeriği, sahne için kaç ayrı çekim yapılabileceğini de belirliyor. “Çekim yapmaya başlar başlamaz saatimiz de işlemeye başlıyor,” diyen Prescott, tüm detayların ve kamera pozisyonlarının hassas bir şekilde belirlendiğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Filmler son derece sıkı ve disiplinli bir takvime göre çekiliyor. Yaşanabilecek gecikmeler maliyetli olabiliyor. Çekim yapmak için belirli sayıda günümüz oluyor. Ters giden şeyler olması durumunda belirlenen gün sayısını aşmamak için başka bir sahnede harcayacağımız zamanı kısaltmamız veya değiştirmemiz gerekiyor.” Bu nedenle, BMW X3’ün Budapeşte’deki kovalamaca sahnesi gibi zorlu aksiyon sahnelerinin ya da Yeni BMW 2 Serisi Gran Coupé ile çekilen koreografili sürüş sahnelerinin en ince detaylarına kadar planlanması ve hazırlanması gerekiyor.

 “İdeal olarak, büyük aksiyon sahnelerini tek seferde çekiyoruz,” diyen Prescott, süreci açıklamaya devam ediyor: “Bir otomobil devrilirse, otomobili tamir etmek ve tekrar çekime başlamak için yaklaşık yarım günümüz oluyor.” Yeni bir çekim için bütün bir günü kullanmak gerekiyor. “Bu durum, dövüş sahneleri ile olan farkı da gösteriyor. Bir dövüş sahnesinde kamera açısını beğenmezsem açıyı hemen değiştirebilirim. Otomobil sahnelerinde ise çekilen filme baktığınızda açı doğru değilse bu oldukça büyük bir sorun. Bu sahnelerin provası yapılamıyor. Üç çekimden sonra sahneyi çekmeyi başaramazsak her şeyi yeniden düşünmeye başlamamız gerekiyor.”

Otomobille çekilen aksiyon sahnelerinde değişmeyen tek şey, her zaman bir değişikliğin olması. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlayıp hazırlıklı olsanız da sorunlar olabileceğini söyleyen Prescott, “İşimizde her gün yeni değişikliklere açık olmamız gerekiyor. Hava durumu değişiyor, teknik sorunlar ortaya çıkıyor ve sürekli doğaçlama yapmamız gerekiyor. Aksiyon sahnesi çekerken kamera önünde olabildiğince çok şey yapmaya çalışıyoruz ancak her zaman istisnai durumlar oluyor. Örneğin, bir otomobilin sürüş sırasında birden fazla otomobille çarpıştığı bir sahne çektik. Sette mümkün olduğunca çok otomobilimiz olsa da her şeyi tam olarak senaryodaki gibi bir araya getirmek için zamanımız yoktu. Bu yüzden görsel efekt ekibi sahnenin etkisini güçlendirmek için sahneye daha fazla otomobil ekledi,’’ diyor.

Marvel Studios’un “Black Widow” filminde kullanılan otomobillerin süper güçleri veya özel zırhları yok. Ayrıca senaryodaki aksiyonlar, otomobillerin gövde boyasında birkaç çizikten daha fazlasına yol açıyor. “BMW X3 ve Yeni BMW 2 Serisi Gran Coupé ile çekim yapacağımızı öğrendikten sonra Marvel Studios’un “Black Widow” filmi için Budapeşte’de çekilecek kovalamaca sahnesinin elementlerini yeniden tasarladık. Motosiklet tarafından kovalanan SUV sahnesinde, Scarlett Johansson’ın bir BMW’nin güçlü yönlerinden yararlanmasına nasıl yardımcı olabiliriz ve otomobilin gücünü nasıl ön plana çıkarırız diye düşündük. Otomobilin sahip olduğu performans dublör ekibine yol gösterdi ve sekansta otomobilin potansiyelinden en üst düzeyde yararlandılar. Hem oyuncular hem de dublör ekibi, otomobillerin bu denli dinamik olmasına ve sahneleri çekmek için pek fazla ustalığa gerek kalmamasına şaşırdı.”

Fakat tecrübeli dublör koordinatörünü biraz üzen bir durum da yaşandı. “Bir sahnede, BMW X3’ün bir sokak lambasına yanlamasına çarpması ve yolcu kapısının kopması gerekiyordu. Bunu gerçekleştirmek için eksiksiz bir hazırlık yapmamız gerekiyordu ancak otomobilin çok sağlam olması nedeniyle oldukça zorlandık. Bu kadar güzel bir otomobili alıp böylesine tahrip etmek... Bu beni mahvetti. Öte yandan filmin son haline baktığımızda yapılan her şey için harcanan çabaya değdiğini görüyoruz.”

Peki, çekimler bittiğinde modifiye edilip kullanılan dublör otomobillerine ne oluyor? Prescott, “Dublör otomobillerinin trafikte kullanılmasına izin verilmiyor. Otomobiller stüdyoların mülkiyetinde kalıyor veya geri dönüştürülmek üzere üreticiye geri gönderiliyor,” diyor. Bununla birlikte, otomobillerden bazıları koleksiyonlara ve sergilere de gönderiliyor.

Talepkar olup olmadığı sorulduğunda Prescott, “Patinaj sahneleri söz konusu olduğunda istediğim sonucu almak için son derece talepkar davranıyorum. Gerekirse sahneyi beş, altı veya belki de on kez yeniden çekiyorum,” diyor. Ardından, yanıtını en çok merak edilen soruyu soruyoruz: Dublör otomobili kullanmak sizi otomatik olarak daha iyi bir sürücü mü yapıyor? Prescott yanıt verirken gülümsemesini tutamıyor. “Trafiğe çıktığı anda sudan çıkmış balığa dönen birkaç profesyonel sürücü ve dublör tanıyorum. Bir film setinde ve trafiğin en yoğun olduğu saatte otomobil kullanmak birbirinden çok farklı şeyler.”

BMW X3 ve Yeni BMW 2 Serisi Gran Coupé’yi, 9 Temmuz’dan itibaren Marvel Studios’un Black Widow filminde sinemada izleyebilir filminde izleyebilirsiniz.