Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
İÇ TASARIMDA YÜZYILLIK İNOVASYON.
1929’dan 2021’e, BMW iç tasarımları mercek altında.
Mühendislik ve yenilikçi tasarımın sınırlarını 100 yıldır zorlayan BMW, direksiyon ve kumanda teknolojisinde uzun bir yol kat etti. İlk olarak BMW 3/15’le başlayan serüven Yeni BMW iX modeline kadar, durmaksızın devam ediyor. BMW’nin geçmişte öne çıkan, benzersiz sürüş deneyimini tanımlayan fikirlerini ve inovasyonlarını öğrenmeye ne dersiniz?
11.06.2021
Tek kullanımlık plastikler büyük ölçüde terk edildi, sıfır atık yaşam prensipleri sonunda trend olmanın ötesine geçip günlük yaşamın bir parçası halini almaya başladı. Bireysel çabaların küresel değişim üzerinde ne kadar etkisi olabileceğini sıkça sorgulasak da tüm başarı öykülerinin başlangıç noktasında bu küçük adımların yer aldığını biliyoruz. Ghandi’nin “Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol” anlayışından hareketle bazı basit doğa dostu alışkanlıkları yaşamımıza uyarlamak aslında sandığımızdan çok daha kolay.
1. Her şeyin başlangıcı: BMW 3/15 (1929)
Tüm öykülerin bir başlangıcı olmalı, değil mi? Bizim öykümüz ise 1929’da, yani neredeyse 100 yıl önce ilk BMW 3/15’in piyasaya sunulmasıyla başladı.
Zamanına özgü izler taşıyan bu modelin direksiyon konsepti son derece basit olsa da temel özelliklerden biraz daha fazlasını içeriyordu. Öne çıkan direksiyon simidi sürücünün görüş alanının büyük bir bölümünü kaplıyor, sade tasarımlı ön konsol ve merkezi olarak yerleştirilmiş bir kontakla destekleniyordu. Bununla birlikte, sürücüye ve ihtiyaçlarına odaklı anlayış net biçimde fark ediliyordu. Sürücünün ihtiyaçlarına yönelik anlayış ise ilerleyen yıllarda önemini daha da artıracaktı…
BMW 3/15: Her şeyin başlangıcı olan BMW modeli.
2. Sürücü odaklı ön konsol ile tanışın: BMW Turbo Fuar Otomobili (1972)
Hareketli geçen yetmişli yıllara geldiğimizde, BMW’nin özellikle tasarım ve mühendislik açısından gerçek anlamda hız kazanmaya başladığını görüyoruz. BMW, günümüzde gerçek bir klasik haline gelmiş 1972 model BMW Turbo fuar otomobilini tanıttığında, BMW’nin otomobillerden keyif almasını bilen sürücülere yönelik “premium ve sportif marka” imajı, kendini Turbo’nun iç tasarımındaki sürücü odaklı ön konsolla birlikte gösteriyordu.
Önemli bir dönüm noktası olan bu gelişmeyle kullanılan sürücü odaklı kokpit öğeleri, markanın hedefini güçlü bir şekilde ifade ediyordu. Kokpitteki merkezi kumanda öğelerinin sürücüye doğru yönlendirilmesi veya başka bir deyişle döndürülmesiyle BMW, yaklaşımını net bir biçimde ortaya koyuyordu. Bu yaklaşım, BMW otomobillerinin sürüş deneyimi ön plana alınarak üretildiğini ifade ediyordu. Yardımcı sürücü veya diğer yolcuların kendilerini bu deneyimden mahrum hissetmeleri önlenmiş, ancak direksiyon başındaki sürücüye odaklanılmasıyla bu yaklaşım tartışılmaz ve açık bir şekilde ifade edilmişti.
BMW Group Tasarım, Dokunsal Kullanıcı Arayüzü Müdürü Felix Staudacher’in konu hakkında söyledikleri ise şöyle: “Sürücü odaklı kokpit, BMW otomobillerinin hem geçmişte hem de günümüzde sürücünün ön plana koyularak üretildiğini gösteriyor. BMW kumanda öğeleri ve teknolojisi, pratik kullanım amaçlarının yanında sürücülere eksiksiz bir hakimiyet sunuyor ve BMW’den bekledikleri sürüş keyfini eksiksiz bir şekilde yerine getirerek tasarım, estetik ve kullanıcı etkileşimi açısından daha büyük bir amaca hizmet ediyor. Bizi tanımlayan ve özel kılan şeyin bu olduğunu düşünüyorum.”
BMW Turbo: Tam anlamıyla bir klasik.
3. Gözler yolda, eller direksiyonda: BMW 7 Serisi E38 (1994)
1994 yılında BMW 7 Serisi’nin üçüncü neslinin sunulmasıyla birlikte BMW, sürücülerin ihtiyaç duyduğu tüm öğeleri tek bir yerde, hemen ellerinin altında bir araya getirerek büyük bir adım daha atmış oldu.
1994 yılının amiral gemisi olan BMW 7 Serisi’nin direksiyonu üzerine yerleştirilmiş butonlar, sürücülere eğlence özelliklerden telefon aramalarına, Cruise Control’dan sürüş modları arasında geçiş yapmaya ve daha pek çok kişiselleştirilebilir seçeneğe kadar tüm özellikler üzerinde tam bir hakimiyet sağlıyordu.
E38 aynı zamanda, iDrive Butonunun öncülü “Dreh-Druckknopf” özelliğini barındıran ilk BMW oldu. BMW’de navigasyon ve menü seçimlerini yönetmek için kullanılan ilk ekranı, E38’in çevir-bastır tipi düğmesi kontrol ediyordu. Bu özellikler, sadece yedi yıl sonra gelişmiş iDrive konseptinde kendilerine yer bulacaktı.
BMW iç tasarım felsefesinin alameti farikası olan “önce sürücü” yaklaşımını güçlendiren bu gelişme, BMW sahiplerinin sürüş sırasında dikkat dağıtan gereksiz öğeler olmadan en önemli şeye, yani gözlerini yolda ve ellerini direksiyonda tutmaya odaklanmalarını sağladı.
1994 model BMW 7 Serisi: Her şey elinizin altında.
4. Her şey bir araya geliyor: BMW 7 Serisi E 65 (2001)
Bir diğer önemli ekleme de, BMW sürücülerinin navigasyon komutlarını merkezi konsola zahmetsiz bir şekilde iletmesini sağlayan ve ilk kez kullanılan ses kontrolü özelliğiydi. Bu özelliğin kullanıldığı ilk otomobil, başlı başına önemli bir kilometre taşı olan 2001 model BMW 7 Serisi oldu.
E65, BMW’nin yeni ergonomi prensibi olan “oben anzeigen, unten bedienen” (üstte görüş, altta kontrol) ilkesini tam olarak hayata geçiren ilk otomobildi.
Bu konsept, sürücünün ön konsoldaki kumanda öğelerine bakmasına gerek kalmadan gözlerini yolda tutmasını sağlıyordu. iDrive merkezli tasarımda, her şey sürücünün ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde; yani net bir mantık ve sezgisel bir biçimde erişilebilecek bir mesafeye yerleştirilmişti.
Bu gelişmelerle birlikte E65, “sürücü odaklı kokpit” konseptinin ilk modern örneği olarak kabul edildi. Fakat bu durum 1975 yılından bu yana, ön konsolun geometrik olarak belli bir açıyla yerleştirilmediği bir BMW’nin ilk kez pazara sunulması anlamına da geliyordu. 1972 Turbo modeliyle sürücülere ulaşan ve daha sonra 1975 BMW 3 Serisi ile üretimine geçilen konseptler artık modası geçmiş olarak görülüyordu. Bunun yerine, ikonik BMW 7 Serisi limuzin modelinin dördüncü neslinde, yukarıdan bakıldığında tamamen simetrik görünen bir ön konsol kullanılıyordu.
Her şey bir araya geliyor: 2001 model E65.
5. iDrive ile herkes için mükemmel sürüş keyfi: BMW 7 Serisi E65 (2001)
Çıtayı bir adım yukarıya taşıyan iDrive’a hoş geldiniz!
Bir diğer büyük yenilik de yine 2001 model BMW 7 Serisi ile birlikte sunulan iDrive konseptinin tanıtımı ile gerçekleşiyor ve bu özellik BMW iç tasarımında, belki de en radikal değişimi temsil ediyordu.
Yepyeni bir iç tasarımın müjdecisi olan ve o güne dek benzerine hiç rastlanmamış iDrive Butonu, modern otomobil işletim sistemlerinin giderek artan karmaşıklığının yerini kullanımı basit, ergonomik ve sezgisel bir alternatife bırakıyordu. Sürücülere ve sürüş deneyimine öncelik veren BMW anlayışı, tasarım sürecinde halen belirleyici bir rol oynadığından dolayı, araştırmacılar bu noktada bir ikilemle karşılaştı. Otomobiller her geçen gün gelişirken, sürücülerin dikkatini dağıtan daha fazla özellik ortaya çıkıyordu. Basit bir sayımla sürücülerin 35 gösterge ve 65 hizmet öğesini kontrol etmek zorunda kaldığını tespit eden BMW uzmanları, günümüzde bir ikon haline gelen iDrive butonunu ve işlevleri yönetmek için butonun yanı başında, sürücünün sağ elinin hemen altında yer alan iDrive kumanda sistemini tasarlayarak bu sayıları sırasıyla 15 ve 28’e indirmeyi başardı.
iDrive sisteminin temelinde oldukça pratik ve kontrol odaklı bir mantık yer alıyordu. Ancak aynı zamanda, kullanımı kolay ve son derece net bir yönetim hiyerarşisine sahip tek bir kumanda ile iç tasarımcılara; tüm sürüş deneyimini ve insan ile otomobil arasındaki etkileşimi yeniden biçimlendirebilmeleri için daha fazla özgürlük tanınmış oluyordu. Merkez konsoldaki klasik vites bölümünün ortadan kalkmasıyla birlikte artık BMW’nin yeni yüzüne daha lüks ve ferah bir dokunuş kazandıracak olan, çok daha “açık” bir otomobil kokpiti tasarlanabilirdi.
Günümüzde dahice olarak tanımlanan bu kırılma noktası, sürücülere ve katlanarak büyüyen ihtiyaçlarına odaklanan, sürüş deneyimleri tasarlama ilkesini bir kez daha vurgularken, günümüz BMW iç tasarımını belki de diğer her şeyden daha fazla tanımlıyor.
6. Dikkat dikkat! BMW 5 Serisi E60 (2003)
BMW’nin sürücü odaklı yaklaşımı, Alman yapımı bir seri üretim otomobilde ilk kez sunulan ve gerekli tüm bilgileri doğrudan ön cama, yani sürücünün gözleri önüne yansıtan Head-Up Display ile daha da belirgin bir hal aldı. İki yılın ardından, ilk Head-Up Display 2003 model BMW 5 Serisi E60’ın lansmanıyla birlikte tanıtıldı.
Konu hakkındaki yorumları, BMW Group Tasarım, Gelişmiş UX/UI Müdürü Sascha Klaus’tan dinleyelim: “Ses kontrolü ile desteklenen Head-Up Display özelliğinin eklenmesi, sürücüler için kumanda seçeneklerini genişletmemizi sağladı. Bu gelişme ile BMW’nin, kusursuz sürüş deneyimi için ihtiyaç duyulan her şeye sahip olduğunu gösterdik. Her şeye her zaman ihtiyacınız olmayabilir ancak seçim hakkına sahip olmak önemlidir. Bu teknolojinin sürücülere sunduğu özgürlük, fırsatlar ve deneyim de tam olarak bu anlayışı temel alıyor.”
2003 model BMW 5 Serisi, Head-Up Display özelliğinin kullanıldığı ilk Alman yapımı seri üretim otomobili oldu.
7. Gerçek anlamda dijitalleşme: BMW Live Cockpit, BMW İşletim Sistemi 7 ve BMW Intelligent Personal Assistant (2018)
Son yıllarda, BMW’nin kokpit deneyimine çok sayıda dijital eklemenin hızlı bir şekilde yapıldığına şahit olduk. Bu eklemeler arasında belki de en çığır açıcı olanı, analog göstergelerin son derece sezgisel dijital ekranlarla değiştirilmesi oldu. Bu kapsamda, 2D ve 3D grafikleri bir araya getiren dijital tasarım, kullanıcının ihtiyaçlarına yönelik, kusursuz bir şekilde uyarlandı. Bu yeniliklerin amacı, sürücünün dikkatini otomobili sürmeye yönlendirmek ve aynı zamanda gerekli tüm bilgileri ona sunmaktı.
BMW Live Cockpit adı verilen konsept, akıllı şekilde kullanılan tamamen dijital gösterge grupları, navigasyon özellikleri ve eğlence sistemleri sayesinde sürücü ile otomobil arasında heyecan verici ve saf bir etkileşim deneyimini mümkün kılıyor. Bu özellikler, gerçek anlamda çok yönlü kullanım ve hızlı erişim sağlamak için iDrive Butonu aracılığıyla veya hareketlerle ve hatta ses kontrolüyle kumanda edilebiliyor. Böylelikle de etkileşim daha kolay hale geliyor. Sesli etkileşimi destekleyen, sezgisel ve özelleştirilebilir sesli komutlarla, günlük sürüş ihtiyacını karşılayabilen yapay zekâ bazlı kişisel bir “sürüş asistanı” olan BMW Intelligent Personal Assistant sürücülerin kullanımına sunuldu.
Çoğu dijital üründe olduğu gibi kişiselleştirme imkanı sunan BMW Live Cockpit bileşenleri, BMW İşletim Sistemi 7 ve diğer bağımsız özellikler, Uzaktan Yazılım Güncellemeleri aracılığıyla düzenli olarak güncellenebiliyor.
BMW Live Cockpit ile tamamen dijital bir sürüş deneyimi elde ediliyor.
8. Gelecek günümüze taşındı: Yeni BMW iDrive (2021)
Peki bugün neredeyiz? Bundan sonrasında bizi neler bekliyor? Bu sorunun yanıtını belli bir noktaya kadar biliyoruz.
2021’le birlikte tamamen yenilenmiş BMW iDrive ile iç tasarım, teknoloji inovasyonları ve mühendislik mükemmelliği konusunda yaklaşık 100 yıldır elde edilen birikim bir araya geliyor. Ayrıca geleceğin yüksek beklentilere sahip sürücülerine, dijital gelecek için tasarlanmış son teknoloji ürünü bir sürüş deneyimi de sunuluyor.
Yeni BMW iDrive, tamamen elektrikli Yeni BMW iX’in yenilenen iç tasarım konseptinin ve tasarımının bir parçası olacak. Bununla birlikte, sistemin özellikleri gelecekteki modellerde de kullanılacak. Güncellenen BMW İşletim Sistemi 8, yeni BMW iDrive’a güç verecek.
Yeni BMW iX, BMW iç tasarım anlayışının zirvesini temsil ediyor. Bunun yanında, yeni BMW iDrive sayesinde teknoloji, malzeme ve kullanıcı deneyimi, gerçek anlamda kusursuz ve çok yönlü bir sürüş deneyimine yönelik, daha önce hiç tanık olmadığımız şekilde bir araya gelecek.
Yeni BMW iX’in iç tasarımına baktığımızda, dijital bileşenler otomobilin altıgen şekilli direksiyonunda ve görünmez bir desteğin üzerinde yer alıyor. Bu da sürücüye; doğru ve pratik bir şekilde yönlenen kavisli ekrana tamamen yeni bir dokunuş anlamına geliyor. Dijital işlevler, insanların kendilerini yolda bile evlerinde hissetmelerini sağlamak için konforlu ve sade bir tasarım felsefesine sadık kalınarak, dokunmatik hale getirilen ahşap paneller gibi premium malzemelerle akışkan ve doğal bir şekilde entegre ediliyor. Saf cam kullanılarak işlenen diğer kumanda öğeleri ise sürüş sırasında hassas ve rahat bir etkileşimi mümkün kılıyor.
Konu hakkındaki yorumları Staudacher’den dinleyelim: “Modernite, daha önce yapamadığımız şeyleri yapabilmek yönünde olmalı. Yeni BMW iX ile sürücünün rahat ve doğal bir şekilde kullanabileceği, son derece gelişmiş dijital çözümler sunuyoruz. Yeni BMW iX’in sade estetiğini vurgulamak üzere yalnızca temel öğelere odaklandık. Ancak bu öğeler, sürücü açısından son derece net ve sezgisel bir kullanım sağlıyor. Bu, yalnızca “teknolojiden” ibaret değil. Önemli olan, teknolojinin gerçek bir amaca hizmet etmesi ve bu teknolojinin hem sürücü hem de yolcular için en iyi şekilde entegre edilebilmesi…”
Yeni BMW iX’in kumanda öğeleri genel olarak sade bir kabin içerisinde en temel özelliklerine indirgenmiş olsa da, kullanılan teknoloji akıllı ve üst düzeyde tutuluyor. En önemlisi de sürücü, tasarım, işlevsellik, malzemeler ve genel deneyim arasında “mükemmel bir ortaklık yakalama” arayışımızdaki ileri aşamayı temsil ediyor.
Bunların hiçbiri tesadüf değil. 100 yıldır sürücüyü kelimenin tam anlamıyla sürücü koltuğuna oturtan BMW, en küçük detaylara bile özen göstererek, direksiyonun başına geçen herkes için eşsiz ve dikkat dağıtmayan bir sürüş keyfi yaratma misyonuyla hareket ediyor. Bunun meyvesini de sürücüleri ve ihtiyaçlarını destekleyen, zaman içerisinde taleplerin nasıl geliştiğini göz önünde bulunduran ve otomobilleri geleceğe taşırken sürüş keyfinden ödün verilmemesine yardımcı olacak yanıtları arayan bir tasarım felsefesi ile topluyor.
Staudacher’in konu hakkındaki sözlerine kulak verelim: “Otomobil kullanmanın nihayetinde duygularla ilgili olduğunu daima hatırlıyoruz. Sürücü, hem otomobilini kullanmaktan hem de kontrol etmekten keyif almalı. Bu hem eğlenceli hem de özel bir deneyim sunmalı.”
*Fotoğraflar: BMW Group Arşivi/BMW; Yazar: David Barnwell | Yazı için kaynak: https://www.bmw.com/en/innovation/read-the-history-behind-the-all-new-bmw-idrive-and-bmw-ix.html