Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
ÇIĞIR AÇAN
BMW KONSEPT MODELLERİ.
Malibu sahillerinden esinlenerek yaratılan Sports Activity Coupé modellerinden, yüzünü geleceğe dönen dört kapılı otomobillere uzanan bir serüven… BMW konsept otomobilleri, BMW Classic tarihçesinde yer edinmelerinin yanı sıra kendilerinden yıllarca sonra gelecek tasarımlara da öncülük ediyor. BMW Classic arşivlerinden günümüze ulaşarak çığır açan bu benzersiz, ilginç ve hatta çılgın konsept fikirlerini birlikte keşfetmeye ne dersiniz?
18.04.2022
BMW Classic arşivlerinden günümüze benzersiz bir serüven: BMW Turbo’dan, BMW E1’e ve BMW ICE’ye kadar, mutlaka bilinmesi ve konuşulması gerektiğini düşündüğümüz 8 konsept modeli sizin için Joy Blog’da bir araya getirdik.
THE BMW ICE (2004) VE THE BMW ZBF 7ER (1996).
BMW ICE: Bir Kaliforniya rüyası.
Kaliforniya’da bulunan BMW Designworks USA bünyesinde 2004'te tasarlanan BMW ICE, “Integrated Concept Engineering” adıyla da tanınıyor. Eric Goplen önderliğinde tasarlanan bu otomobilin çalışır durumdaki prototipi ise BMW tarafından Münih’te üretildi. Bu güçlü ve sportif iki kapılı Coupé modelini bir Spor Aktivite Coupé otomobili ya da kısaca SAC olarak tanımlayabiliriz. Çok yönlü bir kullanım sunan bu kompakt otomobil, 2000’li yılların başlarındaki hareketli Kaliforniya yaşam tarzıyla oldukça uyumluydu. Dört büyük boy tekerleğe sahip bu otomobil, kendisini takip eden BMW X5’in dört çeker sistemi, BMW Z4 Roadster’ın crossover esintili iç tasarımıyla modern BMW X4 serisinin ipuçlarını aslında daha o günlerden veriyordu. Kaliforniya rüyasını yansıtan, sportif dış ve iç mekan tasarımıyla BMW ICE’ın günümüzde dahi büyük talep görebilecek bazı özellikleriyle karşılaşıyoruz.
BMW ZBF: Geleceğin habercisi.
1996 tarihli BMW 7 Serisi ZBF, çok daha sofistike bir görünüme sahip. Gerçek anlamda lüks bir sedan kimliği taşıyan otomobil, henüz o günlerden gelecekteki 7 Serisi’nin ayrıcalıklı ve şık özelliklerine dair ipuçları sunuyordu. ZBF açılımının “zukünftige BMW Familie”, yani “geleceğin BMW ailesi” anlamına geldiği düşünüldüğünde durum kendisini daha net şekilde ortaya koyuyor. 3, 5 ve 7 serilerinde de yer alan efsanevi tasarımcı Joji Nagashima imzasını taşıyan bu prototipin, o dönemde BMW sedan ailesinin muhtemel bir üyesi olacağı düşünülüyordu. BMW ZBF, kısa süre sonra 7 Serisi’nde görülecek ve bu otomobilin dünyanın dört bir yanında popülerlik kazanmasını sağlayacak teknolojiler ve özelliklerle de doluydu. 2001 yılında BMW 7 Serisi ile hayatımıza giren iDrive Butonu’nu anımsatan merkezi olarak konumlandırılmış kontrol öğesinin yanı sıra sonradan seri üretime geçmemiş olsa da ayna kameraları ve gömme kapı kolları bu özelliklerden yalnızca birkaçını oluşturuyordu. Başka bir ilginç nokta olarak, otomobilin geniş Böbrek Izgaraları günümüzde BMW 7 Serisi’nin lüks sedanlarında (G11 ve G12) gördüğümüz tasarımından çok da farklı değildi. BMW ZBF, konsepti tasarlandığı dönem için çok uygun olmasa da gelecekte bizi nelerin beklediğini mükemmel bir şekilde gözler önüne seriyordu.
“Uzun yıllardır kilit altında tutulan bu iki otomobilin ait oldukları dönemin BMW mühendisliği ve tasarım uzmanlığına dair söyleyecek çok şeyi var.’’
BMW 2K2’nin seri üretimine ramak kala...
2002 yılında piyasaya sunulması planlanan BMW 2K2, otomobili seri üretime uygun hale getirmek için küçük ekipler halinde hızla çalışan mühendis ve tasarımcılar için gerçek anlamda bir antrenman oldu. Yeni teknolojilerin kullanımı sayesinde BMW 2K2, 3 boyutlu biçimlendirme ve sanal tasarım araçları da dahil olmak üzere tasarım ve mühendislik aşamalarının tamamının dijital araçlarla gerçekleştirdiği ilk BMW olma ünvanına sahip. Otomobili tasarlarken son teknolojilerden faydalanan ekip, 1997’de başladıkları projeden yalnızca 18 ay sonra, 1999 yılında üretime hazır bir prototipi hayata getirmeyi başardı.
BMW’nin amacı bu otomobili başarılı bir şekilde üretmek ve satmak için gerekli olan her şeyi yerine getiren bir prototip tasarlamaktı, hatta BMW 2K2 seri üretim için de hazır bir konumdaydı. 2K2 her ne kadar E ile başlayan bir seri numarası alamamış olsa da seri üretime girmiş olması durumunda pozisyonlama olarak BMW 1 Serisi Coupé’ye yakın bir model olacak, daha temel ve hafif bir otomobil olarak BMW 3 Serisi kompakt modellerinin (E46 ve E45) yerini alacaktı. 2K2, motor seçenekleri açısından 1,8 ile 2,2 litre aralığındaki dört veya altı silindirli daha küçük hacimli BMW motorlarından ikisini de kullanma kapasitesine sahipti. Bu özellik otomobili, ağırlık-güç oranında sınıfının en iyisi haline getirebilirdi.
“BMW 2K2, otomobili seri üretime uygun hale getirmek için küçük ekipler halinde hızla çalışan mühendis ve tasarımcılar için gerçek anlamda bir antrenman oldu.’’
THE BMW Z22 (1999).
Bir Z modeli gören çoğu BMW tutkununun aklında yere yakın sürüş karakterine sahip Roadster modelinin canlanması muhtemel. Ancak, BMW arşivlerinde BMW’nin ünlü model adlandırmasına istisna teşkil eden bir otomobile, BMW Z22’ye rastlıyoruz. Şık, fütürist ve konsept ağırlıklı dört kapılı bu otomobil, herhangi bir Roadster modelinden ziyade Yeni BMW 2 Serisi Active Tourer’ı anımsatan bir görsele sahip. Fakat bu anımsatma BMW Z22’nin içine girildiği andan itibaren değişiyor, zira otomobil tamamen farklı bir hikâye anlatmaya başlıyor.
Gerçek anlamda bir fizibilite çalışması olan BMW Z22, geleceğin teknolojisini test eden bir konsept niteliğindeydi.
BMW Technik GmbH’nin 15. yıl dönümünü kutlamak üzere geliştirilen BMW Z22, gerçek anlamda bir fizibilite çalışmasıydı ve BMW inovasyonunu ortaya koyan bir test konsepti anlamına geliyordu. Ayrıca duyurulan tüm Technik projelerinde “Z” adlandırması kullanılıyordu. Otomobilin iç ve dış tasarımı ise sırasıyla Marc Girard ve Rob Powell tarafından gerçekleştirildi. BMW Z22, gerçek anlamda döneminin ötesinde konumlanan elektronik ve dijital denemelerle doluydu. Dijital ön konsolundan elektronik direksiyon ve frenleme sistemine, dikiz aynasının yerini alan izleme monitörü, kademesiz otomatik şanzımanı ve Head-Up Display özelliği, ayrıca yan kameraları ile de öne çıkan benzersiz bir araçtı BMW Z22. Bununla birlikte, bu özelliklerden en dikkat çekici ve radikal olanlarıysa dikdörtgen biçimli interaktif direksiyonu ve sadeleştirilmiş stiliyle son derece minimalist bir yapıya sahip olan iç tasarım diliydi. Otomobil bu bakımdan, günümüzde yollarda gördüğümüz Yeni BMW iX’in altıgen direksiyonunun ve sadeleştirilmiş kokpit tasarımının habercisi konumunda yer alıyordu.
“Gerçek anlamda bir fizibilite çalışması olan BMW Z22, geleceğin teknolojisini test eden bir konsept niteliğindeydi.’’
BMW E1 ve BMW E2, elektrikli mobilitenin adeta müjdecisiydi.
THE BMW E1 VE E2 BEVS (1991-1993).
BMW’nin ilk elektrikli otomobili, 1972 Olimpiyatları'nda sergilenen ve BMW 1602’nin modifiye edilmiş bir versiyonu olan BMW 1602e olsa da 2013 yılında piyasaya sunulan BMW i3, çoğu insan tarafından markanın tamamen elektrikli ilk otomobili olarak kabul ediliyor. Ancak bu ünvan için başka bir aday daha var: 1991 yılında Frankfurt’ta düzenlenen IAA Otomobil Fuarı kapsamında görücüye çıkan BMW E1. Yalnızca 3,46 metre uzunluğunda olmasına rağmen BMW 3 Serisi’nin alışılagelmiş bir üyesi kadar geniş olan BMW E1, bu açıdan oldukça tıknaz bir görünüme sahipti. Ancak, otomobili ilk kez görme şansına sahip olanlar, arka aksın üzerine yerleştirilmiş ve saatte 120 kilometrelik azami hız sunan 32 kilovatlık tamamen elektrikli motorun farkına varmakta gecikmedi. Otomobilin 120 voltluk bataryası, tek bir şarjla yaklaşık 200 kilometrelik, kayda değer bir menzil sunuyordu. BMW, önümüzdeki iki yıl içinde bu minyatür konsept serisine geliştirilmiş bir BEV, içten yanmalı motora sahip bir varyant ve hatta bir hybrid dahil olmak üzere ikinci nesil BMW E1 modellerini ekleyecekti. Hatta 1992 yılında, Los Angeles Otomobil Fuarı kapsamında bir BMW E2 çalışması da tanıtıldı. BMW E2, şehir içi mobilitenin erken bir örneği ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bazı bölgelerde yürürlüğe giren düzenlemelerin ve değişim ihtiyacının bir sonucu olarak düşünülüyordu. BMW Designworks bu nedenle küçük çocuklu ailelerin günlük ihtiyaçlarına yanıt verecek esnekliğe sahip, elektrikli ve kompakt şehir hayatını yansıtan BMW E2’yi tasarladı. Bu açıdan yaklaşıldığında otomobilin temelde BMW i3’ten çok da farklı olmadığını söylemek mümkün.
“BMW E1 ve E2, BMW’nin elektrikli ve kompakt şehir hayatı vizyonuna sahipti.’’
BMW AVT, her ne kadar BMW’nin rüzgar tünellerinde test edilme şansını elde edemese de bu tünellerle ilgili çok önemli role sahip.
THE BMW AVT (1981).
1981 tarihli BMW AVT ise günümüzde hâlâ BMW’nin gizemli konsept otomobilleri arasındaki yerini koruyor. Hikâyesi ile ilgili çok az şey bilinse de bu durum otomobilin ilgi çekici yanlarından hiçbir şey kaybettirmiyor. Aksine, bu son derece fütürist ve aslında sürüşe uygun olmayan prototip, BMW tasarım ve mühendislik tarihçesinde oynadığı benzersiz rolle öne çıkıyor. 1980 yılında Ismaning/Ascheim test merkezindeki yeni rüzgar tünelinin açılışı kapsamında geliştirilen BMW AVT, 1974 ve 1979 yıllarında yaşanan yakıt krizlerinin ardından yakıt tüketimini azaltmak için aerodinamiğe odaklanarak sektördeki son gelişmeleri takip ediyordu. BMW, rüzgar tünelinin açılışıyla bu alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerine hız kazandırırken BMW AVT ise BMW tasarımında aerodinamik özelliklerden faydalanma çabalarının merkezinde yer alıyordu. Ayrıca bu otomobilin adı da aynı kökenden geliyor, AVT “Aerodynamischer Versuchsträger” yani “aerodinamik test otomobili” anlamına geliyor. Fakat BMW AVT, sürüşe uygun bir otomobil değil. Otomobilin tek amacı rüzgar tünelinin ortasındaki ölçüm plakası üzerindeki yerini almak ve hem testler hem de fotoğrafçılar için bir görsellik oluşturmak. Bu nedenle otomobilin herhangi bir iç tasarımı da bulunmuyor. Tamamen gerçek boyutlarda üretilen model, BMW aerodinamik ekibiyle iş birliği içinde çalışan BMW tasarımcıları tarafından tam anlamıyla benzersiz bir konsept otomobil yaratmak üzere oluşturuldu. Bugün yollarda görebileceğimiz herhangi bir benzeri olmasa da bu otomobil BMW tasarım ve mühendislik tarihinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor.
“Bu son derece fütürist ve sürüşe uygun olmayan prototip, BMW tasarım ve mühendislik tarihçesinde oynadığı benzersiz rolle öne çıkıyor.’’
Oldukça nadir bulunan BMW Turbo gerçek anlamda bir klasik. Bu otomobilden yalnızca iki adet üretildiğini de belirtmek gerek.
THE BMW TURBO (1972).
Şimdi ise listemizdeki en çok bilenen konsept otomobile, BMW Turbo'ya geçelim. Dünyanın dört bir yanındaki sayısız BMW meraklısı, bu otomobile pek çok nedenden ötürü hayranlık duyuyor. BMW tasarımcıları ve mühendisleri tarafından ilk olarak 1972 Olimpiyatları’nda sergilenmek üzere geliştirilen BMW Turbo, pek çok insan için bir hayalin gerçeğe dönüşmesini ifade ediyor. “Turbo”, martı kanadını andıran kapıları, köpek balığına benzeyen gövdesi, cesur renkleri ve tam anlamıyla sportif olan iç tasarımıyla öylesine büyük bir başarı kazandı ki BMW, otomobili sergilemek üzere çaresizce formüller arayan otomobil fuarlarının taleplerine yanıt vermek için ikinci bir edisyonu daha üretmek zorunda kaldı. BMW Turbo’nun 280 beygir gücüyle otomobilin 0’dan 100 kilometre/saat hıza yalnızca 6,6 saniye içinde çıkmasını sağlayan 2,0 litrelik dört silindirli ve düz egzoz çıkışlı turbo motoru koltukların arkasında yer alıyordu. Bir konsept ve fikir olarak benzeri olmasa da BMW Turbo’nun bazı özellikleri gelecekteki modellere ve serilere kadar uzanmayı başardı. Örneğin, BMW’nin ilk kez BMW Turbo’da kullandığı sürücü odaklı kokpit konsepti, daha sonraları piyasaya sunulan sayısız modelin ayırt edici özellikleri arasında yer aldı. Dönemin BMW Design Studio Direktörü Paul Bracq tarafından tasarlanan BMW Turbo’nun agresif duruşunun, düşük ağırlık merkezi profilinin ve genel ifadesinin, otomobili eşit derecede ikonlaşan BMW M1’in rol modeli konumuna getirdiğini söylemek yanlış olmaz.
“Dünya genelinde sayısız BMW tutkununun hayranlık duyduğu BMW Turbo, bugüne dek BMW’nin en bilinen konsept otomobili olma özelliğini taşıyor.’’
* Yazar: David Barnwell; Görseller: Madita O'Sullivan & Carolin Wabra; Fotoğraflar: BMW Group Arşivi | Yazı için kaynak: https://www.bmw.com/en/design/bmw-concept-cars-you-need-to-know.html