RETRO OYUNLAR GERİ GELSE…

Ah, o eski günler…Orta saha oyuncularının akıcı hareketleri, forvetlerin şık çalımları ve kalecilerin kurtarışlarıyla zamanında FIFA 2000’in aşırı gerçekçi grafiklerini ne çok konuşurduk. Çocuklarımıza aynı oyunu bugün göstersek, en iyi ihtimalle alaycı bir gülümsemeyle karşılaşırız; bir zamanların en iyi oyunu gerçekten bu muymuş, diye bir yanıt almamız da muhtemel. Çünkü artık yeni nesil “FIFA 20”yi oynuyor, onu biliyor. Öte yandan, kendisinden sonra başka bir versiyonu gelmeyen efsane oyunlar da var ve okumakta olduğunuz yazımızın konusu da bu. Espor dünyasından oyuncular, yöneticiler, uzmanlar ve bmw.com çalışanları, kendi gençliklerine ve çocukluklarına şekil vermiş oyunları anlattı.

cCarter (Esporcu): Keşke geri gelse diyeceği oyun 1986 tarihli “Hyper Dyne Side Arms” olurdu. Capcom’un geliştirdiği bu arcade oyunu, yana doğru ilerleyen “shoot ‘em up” stilindeydi. Yeni bir versiyonunu neden mi görmek isterim? Çünkü bu, çocukken oynadığım ilk oyundu. Oyun salonunda yalnızca 50 sent vererek oynadığım bu oyun piyasaya ilk çıktığında çok popüler değildi, ama daha o zaman bile çoklu oyuncu moduna sahipti. Arkadaşımla oyun hakkında tartıştığımızı çok iyi hatırlıyorum, çünkü oyunda birlikte hareket etmemiz gerekiyordu. Her zaman en büyük meydan okuma olan bölüm sonu canavarını yenmek için de yine arkadaşlarınızla birlikte çalışmanız gerekiyordu. İki oyunculu mod bu oyunun yeni bir versiyonunu görmek istememin bir başka nedeni, çünkü birlikte oynamak çok eğlenceli!

David Barnwell (bmw.com): İlk bilgisayar oyunum 1987 tarihli “California Games” adlı oyundu. Kesinlikle ama kesinlikle yeni versiyonunu görmek isterdim. Kaliforniya tarzı bir Olimpik yarışma düşünün, tam olarak böyle bir oyundu. Oyuncu mümkün olduğu kadar çok puan toplama hedefiyle altın madalya için bir dizi spor etkinliğinde yarışıyor. Etkinlikler arasında kaykay, sörf, paten, BMX ve frizbi var. Farklı disiplinler, oyun tasarımı ve zorluk derecesi her zaman yeni durumlar yaratılmasını mümkün kılıyor tabi. Bunun üzerine birçok eğlenceli detayı ve rastgele yerleştirilmiş sürpriz yumurtaları da düşünürsek, saatler sürecek bir keyifti. Günümüzün teknik kapasitesiyle oyunun modern versiyonunda bu eğlence daha da yüksek olacaktır kanımca.

Joe Marsh (T1’in CEO’su): Yeniden yapılsın diyeceğim oyun, Nintendo’nun 1997 tarihli “Goldeneye 007”si! Evde sabahın ilk saatlerine kadar üç arkadaşımla birlikte LAN ağı üzerinden oynadığım ilk oyunun bu olduğunu hatırlıyorum. 90’ların sonuydu, yani oyunlar henüz çevrimiçi hale gelmemişti. Tüm yeni teknoloji, grafik konusundaki ilerlemeler ve dünyanın her yerinden oynayabilme kapasitesiyle bu oyunun yeniden yapılacak versiyonunu oynamak çok ilginç olurdu. En iyisi ise oyunun yeni James Bond filmlerini konu alması olurdu. Yalnız lütfen bu oyunda Oddjob karakteri olmasın!

Vincent Lewis (Cloud9 LCS Takım Yöneticisi): Tek bir dilek hakkım olsaydı, Nintendo Switch için “Diddy Kong Racing” (1997) oyununun yeni versiyonunu yapmalarını isterdim. “Mario Kart” kadar olağanüstü olan “Diddy Kong Racing” kesinlikle Nintendo 64’teki iki karting yarışı oyunu arasında en iyisiydi. Etkileyici öyküsü, dünyası ve gizli sırlarıyla bu klasik oyun bence hak ettiği değeri tam anlamıyla bulamadı. Eski ve umarım yeni hayranlarının keyif alabilmesi için “Diddy Kong Racing” yüksek HD kalitesinde tekrar hayata döndürmeye değer bir oyun.

Julian Stiller (bmw.com): Bilmeyenler için anlatmış olayım; konumuz gerçekçilik olduğunda, 1998 tarihli “Grand Prix Legends” sürüş fiziği ve grafikleri açısından kesinlikle tüm kuralları değiştiren bir oyundu. O zamana kadar bir yarış oyununda böyle bir şey görmemiştim. Kendinizi 1967 model bir Formula1 yarış otomobilinin içinde, Nürburgring pistinin Nordschleife bölümünde hız yaparken bulunca, gerçekten de zamanda geri gitmiş gibi oluyordunuz. Oldukça zordu, ama bir turu kazasız tamamladığınızda son derece tatmin ediciydi. Oyun zamanının biraz ötesindeydi, fakat yeniden yapılırsa günümüzün simülasyon yarışları çevrelerinde kesinlikle bir heyecan yaratır. Bu arada bugün bile “Grand Prix Legends” için güncellemeler ve modlar üreten aktif bir modding çevresi mevcut. Bir oyun, piyasaya çıkarıldıktan 20 yıl sonra bile böyle sadık bir hayran kitlesine sahipse kesinlikle yeni bir sürümü hak ediyor!

Christopher “Duffman” Duff (Baş Analist, League of Legends, Team G2): Çocukken 1999 tarihli “Dungeon Keeper 2” oyununu çok oynardım, bu yüzden benim için son derece nostaljik bir oyun bu. Oyun deneyimi çok iyiydi ve daha sonra beni bu kadar heyecanlandıran başka bir oyun bulamadım. O günlerde gelişebilmek için üsler kurmaya ve ekibimi eğitmeye çok zaman harcamıştım. Oyunun yeni bir sürümü olursa, kesinlikle haritaları geliştirmeleri gerekir. Duvarların garip düzeni çoğu zaman planlarımı altüst ederdi.

Marcin “Jankos” Jankowski (Esporcu): Benim çocukluğumda “Dungeon Keeper 2” en önemli oyundu. Daha küçükken strateji oyunlarına meraklıydım ve bu da oynadığım ilk oyundu; ablamla oynamıştık. Çok deneyimsiz olduğumdan ablam beni hep yenerdi. Diğer oyunlar “Dungeon Keeper 2”yi kopyalamalarına rağmen her zaman bir şeyler eksikti; “Dungeon Keeper 2”yi oynadığımda hissettiğim o nostalji hissi yoktu. Doğru canavarları cezbetmek için farklı tiplerde zindanlar inşa etmek zorlu ve çok eğlenceliydi. Yeniden üretilen bir sürümü olursa kesinlikle online olarak başkalarına karşı oynama özelliği olmalı.

Julian Hetzenecker (bmw.com): Küçükken beni en çok etkileyen oyun Lionhead Studios’un (2001) “Black & White” oyunuydu. Bu oyun mevcut gelenekleri birdenbire alaşağı etmişti, tam bir hareket özgürlüğü sunduğu için hikaye anlatma açısından yepyeni bir vizyon yaratmıştı. Üstelik harika bir kara mizah, melek ve şeytan şeklinde iki komik akıl hocası ve çoğu zaman iyiliği ve kötülüğü düşündüren anlar da barındırıyordu. Benim için bu oyun, oyunların sadece eğlenceli olmanın ötesine geçebileceğine ve yaratıcı bir biçimde politik, kültürel ve genel söyleme sahip olabileceğine dair mükemmel bir örnekti.

Sascha Behmel (bmw.com): Kesinlikle yeniden yapılsa dediğimoyun “Grand Theft Auto: Vice City” (2002). 80’lerin ruhu, harika otomobiller, Miami atmosferi ve “açık dünya” tasarımı benzersizdi. Ayrıca bence bir video oyununun sahip olduğu en iyi müzikler de bu oyundaydı. Bugün bile kullandığım kendi otomobilimde Radio Emotion 98.3’ten Fernando’yu severek dinliyorum, tabii görev peşinde koşmadan.

Bobby “Blaber” Huang (Esporcu): En sevdiğim klasik oyunlardan biri 2000 tarihli “Diablo 2”. Blizzard’ın yeni bir versiyonunu çıkarması harika olurdu. Özellikle bölüm sonu canavarlarıyla yapılan düelloları sevmiştim. Çok daha iyi bir donanım kazanmak için Baal ile savaşmanın ne kadar harika olduğunu iyi hatırlıyorum. Oyunun yeniden yapımıyla o günleri yeniden yaşamak eğlenceli olurdu.

Tim “Nemesis” Lipovšek (Esporcu): 2003 tarihli “SpellForce: The Order of Dawn” harika bir oyundu. Özellikle fantezi dünyasının benzersiz atmosferi zamanında çok ilgimi çekmişti. Ayrıca karmaşık role play stratejileri sayesinde oyuna kendimi oldukça kaptırıyordum. Seçtiğim yolları defalarca sorgular ve stratejilerimi bu şekilde belirlerdim. Bugün “League of Legends” oynarken bu oyunun bana kazandırdıklarından yararlanıyorum.