Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
BMW iX3’ÜN JANTLARINA SANATSAL DOKUNUŞ.
BMW iX3'ün aerodinamik jantları, teknolojik ve estetik oluşlarıyla ön plana çıkıyor. Dünyaca ünlü iki sanatçı Spencer Mar Guilburt ve Tonia Calderon, özgün bakış açılarıyla tasarladıkları bu jantları birer sanat eserine dönüştürdüler. Her ne kadar bu tasarımlar satışa sunulmayacak olsa da iki sanatçının sürdürülebilirlik, sanat ve tasarıma dair söyleyecek çok şeyi var…
06.04.2021
BMW, BMW iX3'ün aerodinamik jantlarıyla adeta tekerleği yeniden keşfediyor diyebiliriz. 20 inç jantın yenilikçi tasarımı, 19 inç standart aerodinamik janta kıyasla hem yüzde 15 daha hafif olmasında hem de yakıt tüketimini azaltmasında etkin bir rol oynuyor. Tasarımın proje yöneticisi Daniel Wechner, BMW iX3'ün geliştirilme süreci ve yenilikçi janta dair şu yorumlarda bulunuyor: “Düz bir yapıda tasarlanan jant, mükemmel bir aerodinamik katsayısına sahip. Ayrıca içerisinde neredeyse hiç hava türbülansı bulunmaması jantın bu denli verimli olmasına katkıda bulunuyor.” Bu özel tasarım, elektrikli otomobil algısında fark yaratacak nitelikle. Üst düzey aerodinamik jant modeli, hafif yapısıyla Yeni BMW iX3'e 10 kilometreye kadar menzil artışı da sağlıyor.
Göze çarpan bir diğer detay da alüminyum yüzeydeki plastik taşıyıcılardan oluşan ek parçaların hafif yapısı. Buna ek olarak jantın temelinde daha az malzeme kullanılarak hem verimlilikte artış sağlanıyor hem de sürüş dinamikleri optimum düzeye taşınıyor. Ayrıca malzeme seçimiyle birlikte kaynak tasarrufu sağlayan üretim modeli de destekleniyor. Janta dair göz ardı edilmemesi gereken bir diğer detay da çok sayıda ilave tasarım seçeceğinin mevcut olması. Bu sayede, otomobilin karakteri, donanımı ve müşterinin özel gereksinimlere bağlı olarak ana jant, farklı yüzey tasarımlarında tercih edilebiliyor.
Bu sıra dışı jantın tasarımını sanatsal bir yaklaşımla ele alan Spencer Mar Guilburt ve Tonia Calderon; optimize etme isteği, eskiyi değiştirme cesareti ve sürdürülebilirlik kavramının temelini oluşturan fikirlerden esinlenerek yola çıkıyor.
SPENCER MAR GUILBURT: BMW ART CAR İLE WASSILY KANDINSKY’NİN BULUŞMASI
Los Angeles’ta yaşayan Spencer Mar Guilburt, büyük ölçekli duvar resimleriyle ün kazanan bir sokak sanatçısı. Miami'de gerçekleştirilen son Art Basel etkinliği kapsamında, ilham verici duvar resimleriyle uzun süre sosyal medya platformlarında adından söz ettiren Guilburt’ün çalışmalarında parlak renkler, pop art öğeler ve sembolizmin etkisi hakim. Sanatçı, tasarladığı jantta da imza stilini açıkça sergiliyor. Guilburt tasarımının oluşum aşamasını “Jant; lastik ve otomobilin geri kalanından ayrı olarak ele alındığında, heykelsi bir forma sahip. Bu jantı sanki bir sanat galerisinde sergilenecekmiş gibi tasarladım. Jantın üzerine resim yapmak, sanatı sanatla süslemek gibi bir şey,” olarak betimliyor.
Bu zorlu görevi bir meydan okuma olarak ele alan sanatçı, tasarımının taslağını dijital ortamda çizdi. Mürekkep püskürtmeli bir yazıcıyla çıktısını aldığı eserini jant üzerine aktarırken yüksek kaliteli renkli kalemlere yönelen Guilburt, "Kalemler, jantın pürüzsüz çizgilerine biraz daha insani unsur ekleyerek hoş bir doku elde etmeme olanak sağladı” ifadesiyle boya yerine kalemleri tercih etmesinin nedenini açıklıyor.
Guilburt eserinde, Bauhaus akımından ressam Wassily Kandinsky, soyut resmin kurucusu Piet Mondrian ve Esther Mahlangu imzalı BMW Art Car’dan ilham aldığını ifade ediyor. Guilburt, ilham kaynağını açıklarken “Aralarında görsel açıdan paralellik olduğunu hissettim.” sözlerine yer veriyor. Guilburt bir ressam olarak, Bauhaus akımının ikonikleşen “Biçim işlevi takip eder” mottosunu “Biçim uygulamada şekillenir” olarak yorumluyor. Bununla birlikte, resmin işlevinin içsel bir yolculuk olduğuna vurgu yaparak aynı durumun biçim için de geçerli olması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu anlayışla birlikte üretim sürecini daha iyi hale getirmeye yardımcı olan elementleri tasarımına dahil ediyor.
TONIA CALDERON: BİÇİM, İŞLEVİ TAKİP EDER
Tonia Calderon da Los Angeles merkezli bir sanatçı. Çalışmalarında genellikle soru sormaya, hissetmeye ve düşünmeye yönlendiren sonsuz yapılar ve yüzeylere yer veriyor. Kökleri Meksika, Hollanda, Endonezya ve Çin’e uzanan Calderon, çalışmalarında kişisel yaşam deneyimlerinden, ilişkilerinden ve çok kültürlü geçmişinden ilham alıyor. Sanat çalışmalarının koleksiyonerleri arasında Alicia Keys, Dr. Dre ve Lady Gaga gibi ünlü müzisyenler bulunuyor.
Sanatçı özellikle aerodinamik tekerleğin deseninde yer alan simetriden ve kontrast hissinden etkilendiğini belirtiyor ve ekliyor: “Jantın, bir arada var olan karşıtlıkları vurgulayan etkileyici bir yönü var. Sert çizgilerin yanındaki yumuşak, yuvarlak çizgiler, ışık ve karanlık... Bir bakıma hayatın iz düşümü gibi.” Calderon desen üzerindeki çalışmalarına, jantın fotoğrafını kullanarak, mevcut şekilleri mat bir kağıt parçası üzerinde aktarmasıyla başlıyor. Calderon konuyu, “Orijinal tasarımın arkasındaki sanatı bozmadan boyutsal bir katman eklemek istedim” sözleriyle açıklıyor. Sanatçı çağrışım olarak, bir kaleydoskop aracılığıyla bakıldığında yapıbozumsal şekillerin oluşturduğu mükemmel bir daireyi temel aldığını belirtiyor. Bu etkiyi sanatçının malzeme seçiminde de görmek mümkün. Sanatçı malzeme seçimini, “İnce parçalara ayrılmış cam katmanlarının yarattığı etkiyi aktarabilmek için yağ bazlı bir boya kullandım,” diye ifade ediyor.
Calderon’a göre sanat ve tasarım arasındaki sınırlar akışkan bir yapıya sahip. Bu düşünce, sanatçının özellikle etkilendiği Bauhaus akımının mottosu “Biçim işlevi takip eder” temasıyla da örtüşüyor. Calderon, bu konu hakkında şu yorumları yapıyor: “Her sanat eseri veya tasarım ürünü aynı zamanda işleve de odaklanmalı. Anlatmak istediğimiz hikâyeyi, uyandırmak istediğimiz duyguları ve paylaşmak istediğimiz amacı, sembolik anlam dahilinde tasarıma aktarmalıyız. Biçim, işlevi takip etmiyorsa, ikna edici potansiyelde bir sanat eseri yaratamayız.”
SÜRDÜRÜLEBİLİR TASARIMIN ÖNEMİ.
Her iki sanatçı da BMW’nin yeni aerodinamik jantının sürdürülebilir oluşundan özellikle etkilendiklerini ifade ediyor. Calderon, konu ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Yaşamak istediğimiz geleceği şekillendirmenin ne kadar önemli olduğunu genellikle unutuyoruz. Sürdürülebilir bir tasarım anlayışı; sağlığımız, toplumumuz ve çevremiz için çok önemli bir yere sahip.’’ Tonia Calderon ayrıca BMW'nin sürdürülebilirliğe olan yaklaşımı ve bu konuda elde edilen sonuçlar karşısında şaşırdığını ifade ediyor. BMW'nin temsil ettiği spor ve lüks otomobil algısından ödün vermeden sürdürülebilir tasarıma yönelmesi Calderon’un takdir ettiği özellikler arasında yer alıyor.
BMW, BMW iX3'ün aerodinamik jantlarıyla adeta tekerleği yeniden keşfediyor diyebiliriz. 20 inç jantın yenilikçi tasarımı, 19 inç standart aerodinamik janta kıyasla hem yüzde 15 daha hafif olmasında hem de yakıt tüketimini azaltmasında etkin bir rol oynuyor. Tasarımın proje yöneticisi Daniel Wechner, BMW iX3'ün geliştirilme süreci ve yenilikçi janta dair şu yorumlarda bulunuyor: “Düz bir yapıda tasarlanan jant, mükemmel bir aerodinamik katsayısına sahip. Ayrıca içerisinde neredeyse hiç hava türbülansı bulunmaması jantın bu denli verimli olmasına katkıda bulunuyor.” Bu özel tasarım, elektrikli otomobil algısında fark yaratacak nitelikle. Üst düzey aerodinamik jant modeli, hafif yapısıyla Yeni BMW iX3'e 10 kilometreye kadar menzil artışı da sağlıyor.
Göze çarpan bir diğer detay da alüminyum yüzeydeki plastik taşıyıcılardan oluşan ek parçaların hafif yapısı. Buna ek olarak jantın temelinde daha az malzeme kullanılarak hem verimlilikte artış sağlanıyor hem de sürüş dinamikleri optimum düzeye taşınıyor. Ayrıca malzeme seçimiyle birlikte kaynak tasarrufu sağlayan üretim modeli de destekleniyor. Janta dair göz ardı edilmemesi gereken bir diğer detay da çok sayıda ilave tasarım seçeceğinin mevcut olması. Bu sayede, otomobilin karakteri, donanımı ve müşterinin özel gereksinimlere bağlı olarak ana jant, farklı yüzey tasarımlarında tercih edilebiliyor.
Bu sıra dışı jantın tasarımını sanatsal bir yaklaşımla ele alan Spencer Mar Guilburt ve Tonia Calderon; optimize etme isteği, eskiyi değiştirme cesareti ve sürdürülebilirlik kavramının temelini oluşturan fikirlerden esinlenerek yola çıkıyor.
SPENCER MAR GUILBURT: BMW ART CAR İLE WASSILY KANDINSKY’NİN BULUŞMASI
Los Angeles’ta yaşayan Spencer Mar Guilburt, büyük ölçekli duvar resimleriyle ün kazanan bir sokak sanatçısı. Miami'de gerçekleştirilen son Art Basel etkinliği kapsamında, ilham verici duvar resimleriyle uzun süre sosyal medya platformlarında adından söz ettiren Guilburt’ün çalışmalarında parlak renkler, pop art öğeler ve sembolizmin etkisi hakim. Sanatçı, tasarladığı jantta da imza stilini açıkça sergiliyor. Guilburt tasarımının oluşum aşamasını “Jant; lastik ve otomobilin geri kalanından ayrı olarak ele alındığında, heykelsi bir forma sahip. Bu jantı sanki bir sanat galerisinde sergilenecekmiş gibi tasarladım. Jantın üzerine resim yapmak, sanatı sanatla süslemek gibi bir şey,” olarak betimliyor.
Bu zorlu görevi bir meydan okuma olarak ele alan sanatçı, tasarımının taslağını dijital ortamda çizdi. Mürekkep püskürtmeli bir yazıcıyla çıktısını aldığı eserini jant üzerine aktarırken yüksek kaliteli renkli kalemlere yönelen Guilburt, "Kalemler, jantın pürüzsüz çizgilerine biraz daha insani unsur ekleyerek hoş bir doku elde etmeme olanak sağladı” ifadesiyle boya yerine kalemleri tercih etmesinin nedenini açıklıyor.
Guilburt eserinde, Bauhaus akımından ressam Wassily Kandinsky, soyut resmin kurucusu Piet Mondrian ve Esther Mahlangu imzalı BMW Art Car’dan ilham aldığını ifade ediyor. Guilburt, ilham kaynağını açıklarken “Aralarında görsel açıdan paralellik olduğunu hissettim.” sözlerine yer veriyor. Guilburt bir ressam olarak, Bauhaus akımının ikonikleşen “Biçim işlevi takip eder” mottosunu “Biçim uygulamada şekillenir” olarak yorumluyor. Bununla birlikte, resmin işlevinin içsel bir yolculuk olduğuna vurgu yaparak aynı durumun biçim için de geçerli olması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu anlayışla birlikte üretim sürecini daha iyi hale getirmeye yardımcı olan elementleri tasarımına dahil ediyor.
TONIA CALDERON: BİÇİM, İŞLEVİ TAKİP EDER
Tonia Calderon da Los Angeles merkezli bir sanatçı. Çalışmalarında genellikle soru sormaya, hissetmeye ve düşünmeye yönlendiren sonsuz yapılar ve yüzeylere yer veriyor. Kökleri Meksika, Hollanda, Endonezya ve Çin’e uzanan Calderon, çalışmalarında kişisel yaşam deneyimlerinden, ilişkilerinden ve çok kültürlü geçmişinden ilham alıyor. Sanat çalışmalarının koleksiyonerleri arasında Alicia Keys, Dr. Dre ve Lady Gaga gibi ünlü müzisyenler bulunuyor.
Sanatçı özellikle aerodinamik tekerleğin deseninde yer alan simetriden ve kontrast hissinden etkilendiğini belirtiyor ve ekliyor: “Jantın, bir arada var olan karşıtlıkları vurgulayan etkileyici bir yönü var. Sert çizgilerin yanındaki yumuşak, yuvarlak çizgiler, ışık ve karanlık... Bir bakıma hayatın iz düşümü gibi.” Calderon desen üzerindeki çalışmalarına, jantın fotoğrafını kullanarak, mevcut şekilleri mat bir kağıt parçası üzerinde aktarmasıyla başlıyor. Calderon konuyu, “Orijinal tasarımın arkasındaki sanatı bozmadan boyutsal bir katman eklemek istedim” sözleriyle açıklıyor. Sanatçı çağrışım olarak, bir kaleydoskop aracılığıyla bakıldığında yapıbozumsal şekillerin oluşturduğu mükemmel bir daireyi temel aldığını belirtiyor. Bu etkiyi sanatçının malzeme seçiminde de görmek mümkün. Sanatçı malzeme seçimini, “İnce parçalara ayrılmış cam katmanlarının yarattığı etkiyi aktarabilmek için yağ bazlı bir boya kullandım,” diye ifade ediyor.
Calderon’a göre sanat ve tasarım arasındaki sınırlar akışkan bir yapıya sahip. Bu düşünce, sanatçının özellikle etkilendiği Bauhaus akımının mottosu “Biçim işlevi takip eder” temasıyla da örtüşüyor. Calderon, bu konu hakkında şu yorumları yapıyor: “Her sanat eseri veya tasarım ürünü aynı zamanda işleve de odaklanmalı. Anlatmak istediğimiz hikâyeyi, uyandırmak istediğimiz duyguları ve paylaşmak istediğimiz amacı, sembolik anlam dahilinde tasarıma aktarmalıyız. Biçim, işlevi takip etmiyorsa, ikna edici potansiyelde bir sanat eseri yaratamayız.”
SÜRDÜRÜLEBİLİR TASARIMIN ÖNEMİ.
Her iki sanatçı da BMW’nin yeni aerodinamik jantının sürdürülebilir oluşundan özellikle etkilendiklerini ifade ediyor. Calderon, konu ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Yaşamak istediğimiz geleceği şekillendirmenin ne kadar önemli olduğunu genellikle unutuyoruz. Sürdürülebilir bir tasarım anlayışı; sağlığımız, toplumumuz ve çevremiz için çok önemli bir yere sahip.’’ Tonia Calderon ayrıca BMW'nin sürdürülebilirliğe olan yaklaşımı ve bu konuda elde edilen sonuçlar karşısında şaşırdığını ifade ediyor. BMW'nin temsil ettiği spor ve lüks otomobil algısından ödün vermeden sürdürülebilir tasarıma yönelmesi Calderon’un takdir ettiği özellikler arasında yer alıyor.
*Fotoğraflar: Tonia Calderon/Spencer Mar Guilburt; Yazar: Christiane Winter | Yazı için kaynak: https://www.bmw.com/en/design/aerodynamic-rims-BMW-iX3-design-meets-art.html
*Fotoğraflar/ Video/
Yazı: Michael Neumann; Çizimler: Madita O'Sullivan | Yazı
için kaynak: https://www.bmw.com/en/automotive-life/iceland-road-trip.html