SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜNYA İÇİN
EN DOĞRU AN, ŞU AN.

Gelenekten ve sorumluluktan doğan bir bağlılıkla BMW Group, 2008 yılından bu yana gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirveleri’nin tümüne katıldı. Bu yıl Glasgow'da gerçekleşen COP26 zirvesi de, tabii ki bunlar arasındaydı. %100 ürün yaşam döngüsünün sonunda yeniden kullanılması amaçlanan geri dönüştürülmüş malzemelerle üretilen, tamamen elektrikli BMW i Vision Circular'ı da tanıtarak organizasyonda yerini alan BMW Group, iklim aciliyeti konusunda çözülemeyen sorunlara olası çözümler sundu, 10 ve 30 yıllık hedeflerini açıkladı.

2015'te Paris'te gerçekleşen BM İklim Değişikliği Konferansı’ndan beri Sürdürülebilir İnovasyon Forumu'nun bir üyesi olan BMW Group'un BMW AG Yönetim Kurulu Başkanı Oliver Zipse, zirvede yaptığı konuşmada hem tüm markaları, şirketleri ve yöneticileri harekete geçmeye teşvik etti hem de BMW Group'un yol haritasını açıkladı: “Sürdürülebilirliğin anahtarı inovasyonda yatıyor: Sadece inovatif teknolojilerde değil, sınır tanımayan inovatif düşüncede de... En önemlisi, birlikte açık ve net hedefleri olan, birleştirici bir yolu birlikte seçmeliyiz. Ve daima bu mottoya göre hareket etmeliyiz: Artık beklemek yok. Artık kurnaz taktikler yok. Harekete geçme zamanı. Şimdi!”
BMW Group, 2050 yılına kadar tümden iklim-nötr üretime geçmeyi yani hammadde temininden tedarik zincirine, montajdan geri dönüşüme tüm üretim süreçlerinde sıfır karbon salımını hedefliyor. Ayrıca 2030'a kadar BMW satışlarının %50'sinden fazlasının tamamen elektrikli otomobillerden oluşması planlanıyor.

Dünyanın dengesinin korunması, iklim aciliyetine karşı önlem alınması ve çevrenin sürdürülebilirliği için en önemli faktörlerden biri ormanların, yağmur ormanlarının korunması. BMW Group ve Pirelli, Birdlife International ile güçlerini birleştiriyor ve uzun vadeli sonuçları olacak, üç yıllık bir projeye imza atıyorlar. Ağaçları kesmeden, sürdürülebilir, doğal kauçuk üretimini destekleyecek bir süreci başlatacak bu proje, Sumatra adasındaki Hutan Harapan yağmur ormanlarını korumaya yönelik olarak, Endonezya'da hayata geçiriliyor. Projenin ekosistemi korumak olan doğrudan amacının yanı sıra, yerli nüfusun yaşam kalitesini yükseltmek, çiftçilerin toprak hakkını korumasını sağlamak, kadın haklarını desteklemek gibi dolaylı artıları ve katkıları da olması bekleniyor.

BMW Group'un sürdürülebilirlik hedefleri için dahil olduğu bir diğer proje ise, çelik üretiminde doğa dostu enerji ve hidrojen kullanımını destekleyen, İsveçli girişim H2 Green Steel ile yürütülecek bir üretim projesi. 2025 yılına kadar %95 daha az karbon salımı ile çelik üretmeyi planlayan BMW Group, o zamana kadar çelik üretimindeki kömür ve fosil yakıt kullanımını önemli ölçüde azaltmayı hedefliyor. Çelik üretiminin otomotiv sektörü için vazgeçilmez olduğunu hatırlatan BMW AG Yönetim Kurulu üyesi Dr. Andreas Wendt, inovatif teknolojilerin karbon salımını sıfıra indirecek üretim tekniklerinin bulunması ve uygulanması için önemli olduğunu söylüyor. H2 Green Steel, tamamen doğa dostu enerjiyle çelik üretilecek tesisleri için İsveç'in Kuzey Kutup Dairesi bölgesindeki Norrbotten'i seçmiş. Bunun nedeni bölgenin demir madenleri açısından zenginliği, büyük bir limana sahip olması ve rüzgar enerjisi ile hidroelektrik enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına elverişliliği. Projede kullanılacak yöntem, hidrojen gazı ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak, demir oksitten oksijeni ayırarak saf demir elde etmek olacak. İşlem sonrasında açığa karbon dioksit gazı değil, yalnızca su çıkacak ve çelik üretiminin sonraki aşamalarında da tamamen yenilenebilir enerji kaynakları kullanılacak. BMW Group'un İsveç'teki sürdürülebilirlik odaklı tek girişimi bu değil; elektrikli otomobiller için batarya üreten ve kısa vadede üretimini tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarıyla yapacak İsveçli şirket Northvolt da şirketle bir anlaşma imzaladı ve 2024'ten itibaren tesislerini açmış olacak.