Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog

ÂNI YAŞAMA SANATI.

ÂNI YAŞAMA SANATI.
    BMW, Monocle dergisi ile iş birliği yaparak sizi dört yaratıcı beyinle tanıştırıyor. Bu dört isim, lükse bakış açılarını ve insanların yaşamında unutulmaz anlar yaratma tutkularını Joy Blog’da sizlerle paylaşıyor.


    24.03.2021

    Devamı

    Lüks bizim için ne ifade ediyor? Bir otomobile bindiğinizde, ünlü bir tasarımcının imzasını taşıyan kıyafetler giymiş gibi hissetmek olabilir mi? Ya da hiç unutamayacağınız bir deneyim yaşamak? Monocle dergisinin lüks uzmanları, farklı ülkelerden dört yaratıcı isimle bir araya gelerek akıllı tasarım, yaratıcı düşünce ve beklentileri aşmak konuları üzerine röportajlar gerçekleştirdi.

    "BENİM İÇİN LÜKS, KONFOR VE KİŞİYE ÖZEL AYRICALIK DEMEKTİR."
    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog

    Hong Kong’da yaşayan tasarımcı Joyce Wang, yaşadığı şehirdeki Ammo ve Mott 32 gibi şık restoranlarda yaptığı koza tarzında unutulmaz iç mekan tasarımlarıyla ünlü. Çalışmaları, iyi hissettirmeye ve akıllı tasarıma odaklanıyor.

    Monocle: Joyce Wang stilinin temel unsurları nelerdir?
    Joyce Wang: Çizgileri belirlenmiş bir ama belki belirli bir yaklaşımımız var diyebiliriz. Sıradan malzemelere, onları daha değerli bir gösteren bir ortama yerleştirerek ikinci bir şans vermeyi seviyorum. Ammo’da, aydınlatma armatürleri için yerel bir dükkandan aldığımız bakır boruları kullanmıştık ve bunlar lüks bir kaplama algısı yaratmıştı. Sonrasında tüm projelerimizde bunu bir şekilde kullanmak istedim.

    Monocle: Sizin için lüks ne ifade ediyor?
    Konfor ve kişiye özel olması. İlk başta, metal malzemeleri ve sert, maskulen şekilleri kullanmamızla tanınmış olsak da şimdi daha çok konfora odaklanıyorum. Toplum, nesnelerin şeklini fazla önemsiyor ama aslında yumuşak bir kanepede kıvrılmak da lüks bir deneyim olabilir.

    Monocle: Çalışırken hem eğlenip hem de başarılı olmanın sırrı ne?
    Birlikte çalıştığım insanları gerçekten çok seviyorum. Asıl mesele bu. Ekibimle iş hakkında konuşurken bile şakalaşabiliyoruz. Sonuç olarak yaptığımız şey tasarım. Bu da kendimize gülebilmemizi ve her şeyi çok ciddiye almamamızı sağlıyor.

    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog

    Tinari, cesur liderliği sayesinde Asya’nın en saygın çağdaş sanat kurumlarından biri olan Çin’in Ullens Çağdaş Sanat Merkezi’ni (UCCA) en dinamik dönemine taşıdı. Organizasyonun Çinli çağdaş sanatçıların dünya çapında bir hedef kitlesine ulaşmasını sağlayacak bir platform haline gelmesine yardımcı oldu.

    Monocle: Geçtiğimiz yıl Pekin'in dışındaki bir sahil bölgesinde UCCA Dune Sanat Müzesi'ni açmanız oldukça cesur bir hamleydi. Sizce değdi mi?
    Philip Tinari: Bu, "Çin’in büyük şehirlerinin dışında çağdaş bir sanat merkezi için yer var mı?" sorusunu sorduğumuz bir denemeydi. Cevap çok net bir “evet’’ oldu. Kışın ortasında bile her gün yüzlerce ziyaretçi geliyor. Artık çağdaş sanat için “Biz yaparsak insanlar gelir” şeklinde bir tutum benimsedik. Çin'de önemli bir kitlenin, çağdaş sanata ilgi gösterdiği bir noktadayız.

    Monocle: Siz de bu kitlesel ilgiyi yaratmada bir rol oynadınız. Bunu nasıl başardınız?
    Buraya 2000’lerin başında taşındım ve ekonomiyle paralel büyüdüğüm ve geliştiğim için şanslıydım. Bağımsız olarak, Çin çağdaş sanatına hitap eden çeşitli platformlar kurdum ve başından beri çağdaş sanata her zaman uluslararası bir bakış açışıyla yaklaştım. Bunu UCCA aracılığıyla yapmaya devam ettim.

    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog
    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog
    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog
    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog
    “LÜKS, ENDER VE SIRA DIŞI OLMAKLA YAKINDAN İLGİLİ.”
    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog

    Yaratıcı ve vizyon sahibi bir Londralı moda tasarımcısı ve girişimci olan Patrick Grant'in çalışmaları, performans ve kalıcılığa odaklanan enerjik ve zevkli tasarımla dolu. Ödün vermeyen yaratıcılığı ile Patrick Grant, Savile Row caddesinde yer alan kötü durumdaki Norton & Sons ve E. Tautz adlı giyim markalarını yeniden canlandırdı.

    Monocle: Kariyerinizi belirleyen bir dönüm noktası oldu mu?
    Patrick Grant: Dokuz yıl boyunca mühendislik ve teknoloji alanında çalışmış ve moda tasarımı alanında çalışmayı hiç düşünmemiştim. Tamamen şans eseri, Norton & Sons’ın verdiği bir ilanla karşılaştım. Bu ilanda dünyada en çok sevdiğim her şey vardı; el işçiliği, tarih ve şık giysiler. Bu, olağanüstü derecede başarılı olmasına rağmen bir düşüş döneminden geçen güzel, küçük bir işletmeydi. Arabamı sattım, evimi sattım ve gerekli parayı toplayıp şirketi devraldım.

    Monocle: Sizin için lüks ne ifade ediyor?
    Lüks ender ve sıra dışı olandır. Pahalı olmayan gerçek lüksler olduğu gibi lüksle ilgisi olmayan pahalı şeyler de vardır. Bu, ödün vermeme meselesi. Giysilerimizi üretme şeklimizden kesinlikle ödün vermeyiz. Daha ucuz ve daha hızlı üretim yolları mevcut olsa da bizim içinde bulunmak istediğimiz dünya bu değil. Biz elimizle dikiyor, elimizle kesiyoruz. Her zaman odağımız süreçleri mükemmel hale getirmek, asla basitleştirmek değil.

    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog

    Daan Roosegaarde, hem estetik hem de yaşam şeklimizi geliştiren projeler yaratmak için sanatı, tasarımı ve teknolojiyi birleştiren özgür düşünceli bir sanatçı. Sanatçının elementlere olan hayranlığı Pekin gibi havası kirli olan şehirlerde kirli hava partiküllerini emen ve temiz hava pompalayan Smog Free Towers kuleleri gibi birçok eserinin temelini oluşturuyor.

    Monocle: İşiniz konusunda doğru yolda olduğunuzu ne zaman anladınız?
    Daan Roosegaarde: Waterlicht sergimiz bir dönüm noktası oldu; Hollanda'da delta çalışmaları projesi olmasaydı, yüksek su seviyesinin nerede olacağını göstermek için ışık dalgalarını kullanmıştık. İşte o zamandan beri, sosyal değişim yaratmak amacıyla doğayı çalışmalarımızda bir unsur olarak kullanmaya başladık. Bir gecede 60.000 kişi bu etkileyici deneyime yanıt verdi. Bu, bizi kendimize şu soruyu sormaya yöneltti: “Şehirlerin gelecekte olabilecek değişikliklerden etkilenmesini nasıl önleriz? Doğayla nasıl iç içe yaşarız?”

    Monocle: En son Uzay Atık Laboratuvarı projeniz, uzay atıklarının ileri dönüşümle gezegenimizin dışında kontrollü göktaşı performanslarına dönüştürülmesini hedefliyor. Neden, nasıl aklınıza geldi?
    Daan Roosegaarde: Çünkü uzay ilgi çekici. Çok uzak görünüyor, yaklaşık 220.000 km uzakta ama bu proje sayesinde koruduğumuz uydular, her geçen gün iletişim şeklimizi önemli ölçüde etkiliyor. Dolayısıyla bu haliyle uzay bize hem çok uzak hem de çok yakın. Uzayla bağlantılıyız. Bu çok kişisel bir durum.

    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog

    Pieter Nota, Patricia Urquiola'nın özel bir lüks sergi alanı tasarladığı Münih'teki BMW Welt'te BMW 8 Serisi Coupé'ye yaslanıyor.

    BMW AG Yönetim Kurulu Üyesi Pieter Nota’ya üç soru yönelttik:

    Monocle: BMW Welt, sadece lüks BMW modelleri ile değil, aynı zamanda inanılmaz mimarisi ile biliniyor. BMW tasarım odaklı bir marka mı?
    Pieter Nota: Her zaman lüks ve sportif tasarım arasındaki alanda en üst seviyede başarı sağladık; bu nedenle estetik, marka kimliğimizin önemli bir parçası. Adrian van Hooydonk'un liderliğinde mükemmel bir tasarım ekibimiz var ve ayrıca bu alanı tasarlayan Patricia Urquiola gibi harika mimarlarla iş birliği yapıyoruz. Zemindeki 3D baskılı desen, kusursuzluk tutkumuzu ve modern lüks yorumumuzu yansıtıyor.

    Monocle: Kişiye kendini iyi hissettirmek, BMW’nin lüksiyete algısını destekleyen bir temadır. Bu tema ile kişiyi otomobilde iyi hissettirmek arasındaki bağlantıyı nasıl kuruyorsunuz?
    Bu, büyük ölçüde tasarımla ve kullandığımız malzemelerle ilgili. “Otomobilimize bindiğinizde, kendinizi nasıl hissetmelisiniz?” diye düşünüyoruz. Örneğin bir BMW X7’ye bindiğinizde, aracın ferahlığı sizi etkiler, ancak aynı zamanda iç tasarımdaki işçiliği de gözünüze çarpar. BMW 7 Serisi’nin yaşattığı deneyim, sürüş veya mobiliteden çok daha ötedir, çok daha benzersizdir; aynı zamanda arkanıza yaslanıp rahatlayabileceğiniz bir yerde olmakla da ilgilidir. BMW 8 Serisi Coupé'ye binmek, size özel olarak tasarlanmış bir takım elbise giymek gibidir. Bu otomobilde kendinizi çok şık hissedersiniz.

    Monocle: BMW olarak öncülük ruhunu nasıl besliyorsunuz?
    Kendimizi teşvik ediyor, kendi sınırlarımızı zorluyoruz ve teknoloji alanında her zaman en önde yer alıyoruz. BMW i8 modelimizle lüks tanımımıza sürdürülebilirliği de dahil eden ilk otomobil şirketlerinden biri olduk. BMW’nin başarısının temelinde; üst segment otomobillerinden birinin direksiyonunun başına geçmenin sunduğu eşsiz ve keyifli deneyimin yanı sıra duygusal anlar yaratma tutkusu yatar.

    Lüks bizim için ne ifade ediyor? Bir otomobile bindiğinizde, ünlü bir tasarımcının imzasını taşıyan kıyafetler giymiş gibi hissetmek olabilir mi? Ya da hiç unutamayacağınız bir deneyim yaşamak? Monocle dergisinin lüks uzmanları, farklı ülkelerden dört yaratıcı isimle bir araya gelerek akıllı tasarım, yaratıcı düşünce ve beklentileri aşmak konuları üzerine röportajlar gerçekleştirdi.

    Monocle: Joyce Wang stilinin temel unsurları nelerdir?
    Joyce Wang: Çizgileri belirlenmiş bir ama belki belirli bir yaklaşımımız var diyebiliriz. Sıradan malzemelere, onları daha değerli bir gösteren bir ortama yerleştirerek ikinci bir şans vermeyi seviyorum. Ammo’da, aydınlatma armatürleri için yerel bir dükkandan aldığımız bakır boruları kullanmıştık ve bunlar lüks bir kaplama algısı yaratmıştı. Sonrasında tüm projelerimizde bunu bir şekilde kullanmak istedim.

    Monocle: Sizin için lüks ne ifade ediyor?
    Konfor ve kişiye özel olması. İlk başta, metal malzemeleri ve sert, maskulen şekilleri kullanmamızla tanınmış olsak da şimdi daha çok konfora odaklanıyorum. Toplum, nesnelerin şeklini fazla önemsiyor ama aslında yumuşak bir kanepede kıvrılmak da lüks bir deneyim olabilir.

    Monocle: Çalışırken hem eğlenip hem de başarılı olmanın sırrı ne?
    Birlikte çalıştığım insanları gerçekten çok seviyorum. Asıl mesele bu. Ekibimle iş hakkında konuşurken bile şakalaşabiliyoruz. Sonuç olarak yaptığımız şey tasarım. Bu da kendimize gülebilmemizi ve her şeyi çok ciddiye almamamızı sağlıyor.

    Monocle: Geçtiğimiz yıl Pekin'in dışındaki bir sahil bölgesinde UCCA Dune Sanat Müzesi'ni açmanız oldukça cesur bir hamleydi. Sizce değdi mi?
    Philip Tinari: Bu, "Çin’in büyük şehirlerinin dışında çağdaş bir sanat merkezi için yer var mı?" sorusunu sorduğumuz bir denemeydi. Cevap çok net bir “evet’’ oldu. Kışın ortasında bile her gün yüzlerce ziyaretçi geliyor. Artık çağdaş sanat için “Biz yaparsak insanlar gelir” şeklinde bir tutum benimsedik. Çin'de önemli bir kitlenin, çağdaş sanata ilgi gösterdiği bir noktadayız.

    Monocle: Siz de bu kitlesel ilgiyi yaratmada bir rol oynadınız. Bunu nasıl başardınız?
    Buraya 2000’lerin başında taşındım ve ekonomiyle paralel büyüdüğüm ve geliştiğim için şanslıydım. Bağımsız olarak, Çin çağdaş sanatına hitap eden çeşitli platformlar kurdum ve başından beri çağdaş sanata her zaman uluslararası bir bakış açışıyla yaklaştım. Bunu UCCA aracılığıyla yapmaya devam ettim.

    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog
    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog
    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog
    Anı Yaşama Sanatı. | BMW Joy Blog

    Monocle: Kariyerinizi belirleyen bir dönüm noktası oldu mu?
    Patrick Grant: Dokuz yıl boyunca mühendislik ve teknoloji alanında çalışmış ve moda tasarımı alanında çalışmayı hiç düşünmemiştim. Tamamen şans eseri, Norton & Sons’ın verdiği bir ilanla karşılaştım. Bu ilanda dünyada en çok sevdiğim her şey vardı; el işçiliği, tarih ve şık giysiler. Bu, olağanüstü derecede başarılı olmasına rağmen bir düşüş döneminden geçen güzel, küçük bir işletmeydi. Arabamı sattım, evimi sattım ve gerekli parayı toplayıp şirketi devraldım.

    Monocle: Sizin için lüks ne ifade ediyor?
    Lüks ender ve sıra dışı olandır. Pahalı olmayan gerçek lüksler olduğu gibi lüksle ilgisi olmayan pahalı şeyler de vardır. Bu, ödün vermeme meselesi. Giysilerimizi üretme şeklimizden kesinlikle ödün vermeyiz. Daha ucuz ve daha hızlı üretim yolları mevcut olsa da bizim içinde bulunmak istediğimiz dünya bu değil. Biz elimizle dikiyor, elimizle kesiyoruz. Her zaman odağımız süreçleri mükemmel hale getirmek, asla basitleştirmek değil.

    Monocle: İşiniz konusunda doğru yolda olduğunuzu ne zaman anladınız?
    Daan Roosegaarde: Waterlicht sergimiz bir dönüm noktası oldu; Hollanda'da delta çalışmaları projesi olmasaydı, yüksek su seviyesinin nerede olacağını göstermek için ışık dalgalarını kullanmıştık. İşte o zamandan beri, sosyal değişim yaratmak amacıyla doğayı çalışmalarımızda bir unsur olarak kullanmaya başladık. Bir gecede 60.000 kişi bu etkileyici deneyime yanıt verdi. Bu, bizi kendimize şu soruyu sormaya yöneltti: “Şehirlerin gelecekte olabilecek değişikliklerden etkilenmesini nasıl önleriz? Doğayla nasıl iç içe yaşarız?”

    Monocle: En son Uzay Atık Laboratuvarı projeniz, uzay atıklarının ileri dönüşümle gezegenimizin dışında kontrollü göktaşı performanslarına dönüştürülmesini hedefliyor. Neden, nasıl aklınıza geldi?
    Daan Roosegaarde: Çünkü uzay ilgi çekici. Çok uzak görünüyor, yaklaşık 220.000 km uzakta ama bu proje sayesinde koruduğumuz uydular, her geçen gün iletişim şeklimizi önemli ölçüde etkiliyor. Dolayısıyla bu haliyle uzay bize hem çok uzak hem de çok yakın. Uzayla bağlantılıyız. Bu çok kişisel bir durum.

    BMW AG Yönetim Kurulu Üyesi Pieter Nota’ya üç soru yönelttik:
    Monocle: BMW Welt, sadece lüks BMW modelleri ile değil, aynı zamanda inanılmaz mimarisi ile biliniyor. BMW tasarım odaklı bir marka mı?
    Pieter Nota: Her zaman lüks ve sportif tasarım arasındaki alanda en üst seviyede başarı sağladık; bu nedenle estetik, marka kimliğimizin önemli bir parçası. Adrian van Hooydonk'un liderliğinde mükemmel bir tasarım ekibimiz var ve ayrıca bu alanı tasarlayan Patricia Urquiola gibi harika mimarlarla iş birliği yapıyoruz. Zemindeki 3D baskılı desen, kusursuzluk tutkumuzu ve modern lüks yorumumuzu yansıtıyor.

    Monocle: Kişiye kendini iyi hissettirmek, BMW’nin lüksiyete algısını destekleyen bir temadır. Bu tema ile kişiyi otomobilde iyi hissettirmek arasındaki bağlantıyı nasıl kuruyorsunuz?
    Bu, büyük ölçüde tasarımla ve kullandığımız malzemelerle ilgili. “Otomobilimize bindiğinizde, kendinizi nasıl hissetmelisiniz?” diye düşünüyoruz. Örneğin bir BMW X7’ye bindiğinizde, aracın ferahlığı sizi etkiler, ancak aynı zamanda iç tasarımdaki işçiliği de gözünüze çarpar. BMW 7 Serisi’nin yaşattığı deneyim, sürüş veya mobiliteden çok daha ötedir, çok daha benzersizdir; aynı zamanda arkanıza yaslanıp rahatlayabileceğiniz bir yerde olmakla da ilgilidir. BMW 8 Serisi Coupé'ye binmek, size özel olarak tasarlanmış bir takım elbise giymek gibidir. Bu otomobilde kendinizi çok şık hissedersiniz.

    Monocle: BMW olarak öncülük ruhunu nasıl besliyorsunuz?
    Kendimizi teşvik ediyor, kendi sınırlarımızı zorluyoruz ve teknoloji alanında her zaman en önde yer alıyoruz. BMW i8 modelimizle lüks tanımımıza sürdürülebilirliği de dahil eden ilk otomobil şirketlerinden biri olduk. BMW’nin başarısının temelinde; üst segment otomobillerinden birinin direksiyonunun başına geçmenin sunduğu eşsiz ve keyifli deneyimin yanı sıra duygusal anlar yaratma tutkusu yatar.


    *Yazı için kaynak: https://www.bmw.com/en/innovation/bmw-monocle-views-on-luxury.html 

    Devamı
    Yeni BMW X7 | BMW Joy Blog

    THE X7

    THE X7

    İLGİLİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR:

    Sanat Koleksiyonerliğine Giriş. | BMW Joy Blog

    SANAT KOLEKSİYONERLİĞİNE GİRİŞ.

    Eşsiz Karakter Hassas Detaylarda Saklı. | BMW Joy Blog

    EŞSİZ KARAKTER HASSAS DETAYLARDA SAKLI.