Test edin, tasarlayın, rezerve edin. Servis işlemlerini online çözümleyin veya canlı destek alın.
2020 sizi de bir podcast bağımlısı yaptı mı? Belki de henüz bu yeni trendle yeterince haşır neşir olmanızı sağlayacak bir podcast bulamadınız. Her iki durum için size güzel bir haberimiz var: BMW Türkiye’nin ilk podcast serisi olan ‘Yolculuğun Hikayesi’, Mirgün Cabas’ın anlatımı ile yayında!
28.01.2021
BMW Türkiye’nin yayıncı kimliği ile podcast dünyasına adım attığı "Yolculuğun Hikayesi" serisinde, BMW için oldukça tanıdık bir “ses” olan Mirgün Cabas, seyahat kavramı üzerine tarihin en başından günümüze bir rota izliyor. İlk olarak posta arabalarıyla seyahatten buharlı trenlere ve cesaretlerine hayran bırakan kadın gezginlere bir zaman yolculuğuna çıkarken, ilerleyen bölümlerde yeme-içme, müzik gibi konularda seyahat özlemini tetikleyecek sohbetlere ortak olma şansı yakalıyoruz.
Yola çıkmanın hayati önemi. Hayatta kalmak amacından, keyif seyahatine evrim. Seyyah ile turist olmanın farkı. Bir 18. yüzyıl icadı olarak turizm. Dönemin yol ve konaklama sıkıntıları. Hijyen sorunu, sandık bavullar. “Bir hamalın sırtına ve bir prensin kesesine sahip olunması” meselesi. Dinlerken gizliden gizliye aklımızdan geçen "İyi ki bu dönemde yaşıyoruz!" düşünceleri. Yolculuğun Hikayesi’nin bu bölümünde Mirgün Cabas seyahat kavramının en başına dönerek tüm bu evrim sürecini adım adım paylaşıyor. Buharlı lokomotif ile başlayan kitle turizminin değiştirdikleri, İngilizlerin Goethe’nin Faust’una dahi konu olan seyahat merakı ve aslında alkol karşıtı eylemler için yola çıkan Thomas Cook’un nasıl dünyanın ilk seyahat acentasının temellerini attığını ve turist sözcüğünün literatüre nasıl dahil olduğunu ise döneme ait kaynaklar, günlükler ve anekdotlardan dinliyoruz.
Jeanne Baré. Annie “Londonderry” Kopchovsky. Aloha Wanderwell. Bu isimleri daha önce duymuş muydunuz? Bambaşka yaşamlara sahip üç kadın ve tek bir ortak nokta: seyahat tutkusu. Yolculuğun Hikayesi’nin bu bölümünde Mirgün Cabas sırasıyla bu üç özel kadının yaşam hikayeleri paylaşıyor. Böylece maddi koşullar, ailevi sorumluluklar ve dönemin baskılarını bertaraf ederek yola çıkan bu üç gezgin sayesinde Game of Thrones, Arya Stark karakterinin aslında sandığımız kadar “kurgu” olmadığını fark etme fırsatı buluyoruz. Cabas; doğa bilimci eşinin asistanı olarak, erkek mürettebat kılığında deniz yoluyla dünyayı gezen ve çabaları yıllar sonra ödüllendirilen Jeanne, üç çocuklu bir anne etiketinin dışına taşarak, bisikletine aldığı reklamlar ve ticari zekası sayesinde dünyayı gezen Annie ve seyahat tutkusu bir gazete ilanıyla başlayan, otomobille dünyayı gezerek filme alan zamanının ilk seyahat ‘vlogger’ı Aloha’nın yaşamlarını detaylarıyla anlatıyor.
Yolculuğun Hikayesi’nin üçüncü bölümünde Mirgün Cabas turist olma hali, seyahat kültürü ve Türk kültür turizmi üzerine Faruk Pekin ile sohbet ediyor. Kültür turizmi, kum ve güneş turizmi ve farklı turist profilleri arasındaki farklar konuşulurken hangi gruba dahil olduğunuzu düşünme eğilimi ortaya çıkıyor. “Önce yaşadığın şehir senin olmalı” diyerek yola çıktık diyen Pekin yabancı gezginler için tasarlanan turlara yerli gezginlerin dahil edilmesi ile başlayan 35 yıllık yolculuğu ve mekanı gerçekten tanımanın önemini anlatıyor. Cabas ise Pekin’e gezilerdeki katı kuralları, geziler sırasındaki alışveriş tutkunları, gezilerde yaşanan ilginç olaylara ilişkin sorular yöneltiyor.
Yerken gezmek, gezerken yemek. Çok özledik, değil mi? Yolculuğun Hikayesi'nin bu bölümünde "başkalarının ne yediğini öğrenmek için gezme"nin de kültür turizminin bir parçası olduğu fikrinden yola çıkarak Mirgün Cabas, kendini bir yeme-içme profesyoneli olarak tanımlayan Sinan Hamamsarılar ile seyahat etmek ve yemek arasındaki güçlü bağa ilişkin bir sohbet gerçekleştiriyor. Kullanılan ürünlerden başlayarak maksimum kalite ve lezzetin arandığı Japonya'dan, Tayland sokak lezzetlerine, İskandinav restoranlarının yenilik arayışlarından, İstanbul yeme-içme rotalarına dünyanın çevresinde bir turu tamamlayan sohbetin sonunda Hamamsarılar'ın yabancı şeflere Isparta salebi, Urfa nar ekşisi, İstanbul lakerdası gibi lezzetler sunarak yerel tatlar misyonerliği yaptığını da öğrenme şansı yakalıyoruz.
Bir seyahate hazırlanırken bavulundan önce şarkı listelerini hazırlayanlardan mısınız? Müziksiz bir seyahat düşünemeyenlerin kendilerinden çok şey bulacakları, Yolculuğun Hikayesi'nin bu bölümünde Mirgün Cabas ve Kanat Atkaya müzik ve seyahat arasındaki bağın nedenlerini araştırıyorlar. Tıpkı sabah ilk dinlenen şarkının tüm günün ritmini belirleyişi gibi seyahat playlistlerinin de yolculuğun ritmini belirlediğini düşünen Atkaya, iyi bir sağ koltuk, müzik 'co-pilot'u olmanın inceliklerini paylaşıyor. Uçak yolculukları ve “trash metal” uyumu ile başlayan sohbet; tematik dinlemelerden ve çoğu topluluğu kaynaştırmaya yarayan 80'ler ve 90'lar nostaljisinden geçerek anısı olan seslere dönmenin yarattığı rahatlatıcı duyguya uzanıyor.
Unutmayın, “Yolculuğun Hikayesi” serisini Spotify’ın yanında, Apple Podcasts ve Google Podcasts gibi platformlarda da dinleyebilirsiniz.
Yeni podcast içerikleri için Joy Blog’u takipte kalın!
*Yazar: Frank Giese; İllüstrasyon: Rune Fisker
*Yazı için kaynak: https://www.bmw.com/en/innovation/how-to-charge-an-electric-car.html
Outdated browser version
You are using an outdated version of your Browser.Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
