Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
PEKİNEL KARDEŞLER İLE
MÜZİĞİN RUHUNA DAİR
ÇOK ÖZEL BİR SÖYLEŞİ.
Uzun ve başarılı kariyerlerine pek çok ülke, konser ve ödülü sığdırmış, dünyaca ünlü bir ikili: Güher ve Süher Pekinel. Çocuk yaşlarından itibaren uluslararası yarışmalarda ödüller kazanan ve kariyerlerini dünya çapında sürdüren ikiz kardeşler Güher ve Süher Pekinel’i, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde BMW Joy Blog’da ağırlamaktan gurur duyuyoruz.
08.03.2024
Altı yaşında verdiğiniz ilk konserden bu yana devam eden ilham verici kariyer yolculuğunuzu birlikte sürdürdünüz. Bu yolculukta müziğe ve ikili iletişiminize dair fikirleriniz nasıl gelişti?
Güher & Süher Pekinel: Müzisyen bir annenin çocukları olarak, müzikle dopdolu bir aile ortamına doğduk. Tüm müzik eğitimimizi, aynı hocalardan da olsa, solo olarak sürdürdük çünkü ileride kendi bireysel kişiliklerimizi oluşturmuş olarak zaten iki piyanoya yönelecektik. Hocalarımızdan Rudolf Serkin bir gün “Siz duo olmak için doğmuşsunuz, ancak ben sizi solo olarak eğiteceğim.” demişti. Hocalarımız hep aynı şeyi söylüyordu, bu doğal olarak bekledikleri bir sonuçtu. Duo olarak girdiğimiz tüm yarışmalarda birincilik almamız da bunun bir sonucuydu.
“Müzikal nefes derinliklerinize” odaklanabilmek için göz temasında bulunmadan çalmak gibi özel bir teknikle çalışıyorsunuz. Nefes ve müzik etkileşiminin önemini müzisyen olmayan bir kişiye nasıl açıklardınız?
Güher & Süher Pekinel: Farklı kişiliklere sahibiz. Bir eser üzerinde çalışırken daha en başta bu farklılık kendini belli ediyor. Tonalitemiz de birbirinden farklı, bu sebeple piyanolarımızı birbirimizi görmeden çalmaya karar verdik. Öncelikle kendi içimizde müziğin nefesi ve ritmini oluşturup deneyimliyor ve değişik nefesler için farklı katmanlar yaratabiliyoruz. Bu şekilde yalnızca birbirimizi duyarak biz aslında görmeye başlıyoruz. Aramızdaki müzikal diyalog daha derinleşiyor. Nefes akışı burada kritik nokta. Nefesin akışını daha derinden ve daha uzun deneyimlemek istiyoruz. Nefes yaşam demek, bu da eserin değişik katmanlarda yoruma açık olması demek.
Müziğinizi besleyen farklı sanat dalları var mı? Bunlar yaratıcı süreçlerinize nasıl ilham oluyor?
Güher & Süher Pekinel: Bir müzisyenin, hayatın sunduğu ve yaşamı zenginleştiren öğelerden beslenmesi son derece doğal ve mecburidir. Çünkü her meslek bir süreçten sonra bir durağanlık yaşar. Bu açıdan bakıldığında yaptığınız işi her zaman yeniden sorgulayarak, yeni vizyonlarla yeniden yaratmak mecburiyetindesiniz. Çünkü bu meslek yaratıcılık gerektiren bir meslek. Her şeyden önce sanatın tüm safhalarından geçerken, hayatın sunduğu değişik disiplinlere de kapınız açık olursa, bu yenilenme doğal olarak daha hızlı gelişir.
Güher & Süher Pekinel“Yaptığınız işi her zaman yeniden sorgulayarak, yeni vizyonlarla yeniden yaratmak zorundasınız. Her şeyden önce sanatın tüm safhalarından geçerken, hayatın sunduğu değişik disiplinlere de kapınız açık olursa, bu yenilenme doğal olarak daha hızlı gelişir.”
Başladığınız günlerden bugünlere, müzik dünyasında cinsiyet eşitliği adına sizleri mutlu eden gelişmeleri paylaşabilir miydiniz?
Güher & Süher Pekinel:Müziğe başladığımız zamanlarda sanatçılar, besteci ve şefler erkeklerden oluşurdu. Kadın müzisyenler çok geri plandaydı. Son 10 senedir kadınlar çok büyük aşama kaydetti ve genç yaşlarında önemli orkestralarla konserler ve kayıtlar gerçekleştirdiler. Bunun yanı sıra Berlin Filarmoni ve Viyana Filarmoni’ye kuruluşundan itibaren kadın enstrümentalist kabul edilmezken, bugün bu duvarlar yıkılmıştır. Bunu tüm dünyada gözlemleyebilirsiniz. Tüm enstrümanlarda da bu durum açıkça görülebiliyor. Bu açıdan bakıldığında, uzun bir süreçten sonra artık kadınlar da kendilerini erkek meslektaşlarının yanında ispat edebiliyorlar.
Güher & Süher Pekinel“Berlin Filarmoni ve Viyana Filarmoni’ye, kuruluşlarından itibaren kadın enstrümentalist kabul edilmezken, bugün bu duvarlar yıkıldı ve bunu tüm dünyada, tüm enstrümanlarda gözlemleyebilirsiniz.”
Kesinlikle! Ayrıca uzun yıllar erkeklerin domine ettiği bir alan olan orkestra şefliği alanında artık genç kadınları da görmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Sir Colin Davis, Sir Neville Marriner, Riccardo Chailly, Marek Janowski gibi pek çok başarılı şefle çalışma şansı yakalamış müzisyenler olarak; birlikte çalışmak için heyecan duyduğunuz kadın şefler var mı?
Güher & Süher Pekinel: Marin Alsop, Alondra de la Parra, Mirga Grazinyte Tyla ilk aklımıza gelen isimler arasında.
Eğer müzik yolculuğunuzun en başına gidip kendinize tavsiye verme fırsatınız olsa neler söylerdiniz?
Güher & Süher Pekinel: Aynı öğretmenlerle, aynı yollardan geçerdik. Bugünkü bakış açımızla keşke bizim zamanımızda da YouTube’dan ve değişik müzik platform ve kanallarından eşzamanlı olarak tüm dünyada müzik alanındaki gelişmeleri takip edebiliyor olsaydık... Örneğin bugün en büyük hocalar YouTube kanallarında ders ve master kursları veriyorlar. Bugün müzik üzerine değişik disiplinlerle araştırmaların yanı sıra çok enteresan tarışmalar yapılıyor. Bunlar bizim zamanımızda yoktu. Sadece plak ve konserlerden esinlenebiliyorduk. Bu açıdan baktığınızda bugün dahi çocukların yaşları 10’dan başlıyor.
Sizler de Türkiye'de yeni nesil müzisyenlerin yetişmesi için büyük emek harcıyorsunuz. Bize biraz Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler platformundan söz edebilir misiniz?
Güher & Süher Pekinel: Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler platformu, üç farklı etapta seçilen üstün yetenekli genç müzisyenlerin dünya standartlarında eğitim alarak dünya çapında birer sanatçı olmaları ve yine uluslararası kariyerlerini sürdürülebilmelerine olanak sağlayan bir sistem. 15 yıldır bu sistemi yürütmekteyiz. Üstün performans ve nitelikli yorumları ile uluslararası arenada gençlerimizin 19 birinciliği mevcut ve bugün hepsi kendi kariyerlerini çok parlak çalışmalar ve konserlerle sürdürmekteler; ayrıca çalışmaları çok iyi eleştiriler ve övgüler alıyor.
Güher ve Süher Pekinel Hakkında.
Güher ve Süher Pekinel, dünya çapında tanınan Türk piyanistlerdir. Tek yumurta ikizi olan Pekinel kardeşler, müziğe olan tutkularını çok genç yaşlarda keşfettiler. İstanbul doğumlu olan Pekineller, çocuk yaşlarından itibaren uluslararası yarışmalarda ödüller kazandılar ve pek çok konser verdiler. Müzik eğitimi için 1963'te gittikleri Paris Konservatuvarı'nda Yvonne Loriod ile iki yıl çalıştıktan sonra Almanya'ya giderek Frankfurt Yüksek Müzik Okulu'nda August Leopold ile eğitimlerini sürdürdüler. 1978'de Frankfurt Yüksek Müzik Okulu ve Juilliard Müzik Okulu’nda paralel olarak yaptıkları yüksek lisans çalışmalarını üstün başarıyla bitirdiler.
İkilinin duygusallık ve teknik ustalıkla harmanlanan performansları, onları dünya sahnelerinde eşsiz bir ikili haline getirmiştir. Aralarında Berlin Filarmoni, Viyana Filarmoni, New York Filarmoni, İsrail Filarmoni, Londra Filarmoni, Concertgebouw Amsterdam, Los Angeles Filarmoni, İngiliz Oda Orkestrası, Fransız Ulusal Orkestrası, Accademia Nazionale di Santa Cecilia, Tokyo Filarmoni, Leipzig Gewandhaus’un da bulunduğu ünlü orkestralarla birlikte çaldılar ve başarılarla dolu kariyerleri boyunca pek çok prestijli ödülün sahibi oldular.
*Yazı için kaynak: https://www.press.bmwgroup.com/global/article/detail/T0408839EN/bmw-group-brings-hydrogen-cars-to-the-road:-bmw-ix5-hydrogen-pilot-fleet-launches