AZ EMİSYON, İYİ GELECEK.

Fosil yakıt tüketimini azaltmak için en önemli teknolojilerden olan elektrikli otomobiller sokaklarda her geçen gün yaygınlaşıyor, hatta bugün kullanılan motor çeşitlerinin yarısına kadarının 2025 yılına kadar ortadan kalkması öngörülüyor. BMW Group'un da bundaki payı büyük. Elektrikli otomobil satışları önceki yıla göre %31,8 artarken, elektrikli mobilite alanındaki yatırımları da markanın 2020 yılındaki en önemli büyüme faktörlerinden oldu. Geleceğin mobilitesine yönelik devam eden dönüşüm yatırımlara yansırken, 2020'de araştırma ve geliştirmeye yüksek düzeyde harcama yapıldı. Ve bu harcamalar meyvelerini şimdiden vermeye başlamış gözüküyor: BMW Group, 99 g/km'lik karbon salınım rakamına ulaşarak 2020'de Avrupa filosu için hedeflediği 104 g/km emisyon hedefini aşmış oldu. Kaynakları korumak için şeffaf hedefleri bulunan ve piyasadaki 'en yeşil' elektrikli otomobil markası olma vizyonunu sürdürmeye kararlı olan BMW Group'un son dönemde sürdürülebilirlik alanında imza attığı yeniliklerden bazılarını Joy Blog’da bir araya getirdik.

Yeni elektrikli otomobil modelleri BMW iX ve BMW i4'ün üretiminin yapılacağı Dingolfing ve Münih üretim tesisleri, tamamen bölgesel ve çevre dostu hidroelektrik enerji kullanacak. Halihazırda tüm dünyadaki üretim tesislerinde çevre dostu elektrik kullanan BMW Group, gelecekte bunu bir adım öteye taşımayı ve tüm üretim tesislerinin yanı başındaki yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmayı hedefliyor. 2013 yılından beri BMW i3 modelinin üretimi için gerekli enerji Leipzig üretim tesisinin yanındaki dört rüzgar tribününden, 2019'dan beri Meksika'daki yeni üretim tesisinde kullanılan büyük bir enerji yüzdesi ise bölgedeki güneş panellerinden sağlanırken, bu yıl bu örneklere bir yenisi eklendi. Tamamen elektrikli Yeni BMW iX'in üretimi için gereken enerji Isar nehrindeki, Tamamen elektrikli Yeni BMW i4'ün üretimi için gereken enerji ise Lech nehrindeki hidroelektrik santrallerden karşılanacak.

BMW Group, CO2 emisyonunu azaltma hedeflerini her yıl başarıyla tutturuyor. 2006 ile 2019 yılları arasında üretimden kaynaklı CO2 emisyonu, üretilen otomobil başına %70 azalmış durumda. 2030 yılına kadar %80 oranında daha azalma hedefleniyor ve bu 2006'daki seviyenin %10'undan bile azına denk düşüyor. Üretim kurulu yöneticilerinden Milan Nedeljković, "Sürdürülebilirliğe bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Bu nedenle sadece sürüşten kaynaklı emisyonları en aza indirmek yerine, üretim süreçlerimizin karbon ayak izini önemli ölçüde azaltmak için çabalıyoruz,’’ diyor.

BMW Group, 2030 yılına kadar tedarik zincirindeki CO2 emisyonunu da %20 azaltmayı hedefliyor. Bu yolda atılan büyük adımlardan biri, Şubat 2021'den itibaren markanın sadece güneş enerjisi kullanarak üretilmiş alüminyum tedarik etme kararı oldu. Yüksek enerji gerektiren alüminyum üretimi, CO2 emisyonunu azaltmak için en uygun alanlardan biri. Sadece alüminyumu bile yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretim yapan tedarikçilerden sağlamak, dünyamızı yaklaşık 2.5 milyon ton CO2 emisyonundan kurtarabiliyor - bu da markanın tüm tedarik zinciri için hedeflediği emisyon azalımının %3'üne yalnızca alüminyum tedariğindeki değişiklikle ulaşabileceği anlamına geliyor.

BMW Group, alüminyum ihtiyacını Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Emirates Global Aluminium (EGA) şirketinden karşılayacak. Şirket, BMW Group'a sağladığı alüminyumun tamamını güneş enerjisi kullanarak üretecek ve bunun için elektriğini Dubai'nin dışındaki çöllerde inşa edilen, dünyanın en büyük güneş enerjisi santrali olan Mohammed Bin Rashid Al Maktoum Solar Park'tan sağlayacak. EGA yöneticilerinden Abdulnasser Bin Kalben şöyle diyor: "Alüminyum hafif, sağlam ve sonsuz geri dönüşüm vadeden bir malzeme. Bu nedenle hem daha sürdürülebilir bir dünyayı hem de modern yaşamı mümkün kılmada çok önemli bir rol oynuyor. Ancak alüminyumun ne kadar sürdürülebilir bir şekilde üretildiği de önem taşıyor. Güneş enerjisiyle üretilen alüminyum, doğru yönde atılan bir adım. Gezegenimizin geleceği için hayati öneme sahip bu metali üretmek için çöl ortamında doğal olarak ve bol miktarda bulunan enerji kaynağından faydalanmış oluyoruz."

Sürdürülebilirlik hedefleri için BMW Group'un yatırımları da devam ediyor. 2030 yılında tedarik zincirindeki CO2 emisyonunu şimdikinden 2 milyon ton aza indirgeme planları kapsamında, bir yatırım da çelik üretimi için yapıldı. BMW i Ventures'ın Amerikan girişimci şirketi Boston Metal'a yaptığı yatırım, şirketin CO2 emisyonsuz çelik üretimi alanındaki inovasyonunu endüstriyel boyutlardaki üretime uygulamak için kullanılacak.

Çelik, çok yönlü özellikleriyle otomobil üretiminde kullanılan en önemli malzemelerden biri. Elektromobilitenin dinamik artışıyla dahi çelik, otomobil gövdeleri ve birçok bileşen için en önemli hammaddelerden biri olmaya devam edecek. BMW Group'un üretim tesislerinde halihazırda tüm çelik atıklar doğrudan ya da geri dönüştürülerek yeniden değerlendiriliyor ve böylece CO2 emisyonu önemli ölçüde azaltılmış oluyor. Boston Metal'in, kömürle çalışan çelik fırınları yerine elektroliz yöntemiyle metali eritmeyi mümkün kılan teknolojisi ise, (üretimdeki elektriğin de yenilenebilir enerji ile sağlanması halinde) çelik üretimindeki emisyonu tamamen ortadan kaldıracak.